Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 25/09/2023
KARAR TARİHİ : 14/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı kurum tarafından müvekkilinin ekimini yaptığı tarla için kaçak elektrik kullandığı iddiası ile …. TL ceza kesildiğini, kesilen cezanın hukuka uygun olmadığını, … bir sorgulama yapmadan geçmiş yıllara oran ile bu yıl elektrik kullanımının azaldığı iddiası ile taşınmazın bir ”tarla” olduğunu dikkate almadan dava konusu cezayı kestiğini, ilgili ceza kesilirken hukuka ve eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını, elektrik kullanımının azaldığı iddiasının soyut bir iddia olduğunu, taşınmazın bulunduğu .. ili .. İlçesi … Mahallesi … nolu parsellere pamuk ekildiğini,, DSİ …. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı ana iletim kanalı olan .. … Sulaması Ana Kanalından faydalanmak suretiyle sulama yapıldığını, DSİ’nin … tarihli yazısında ”. … Cazibe Sulaması Ana Kanalına .. – … tarihleri arasında su verilmişti” diyerek müvekkilinin tarlasını da kapsayan belirli bir alana 5 aydan fazla bir süre sulama yardımı yapıldığını açıkça belirttiğini, müvekkilinin tarlayı sulama faaliyeti için elektrikten faydalandığını, yani sondajdan su çekerken elektrik kullandığını, DSİ’nin yazısında da açıkça görüleceği üzere pilot bölge olarak seçilen ve ilgili tarlanın da içerisinde yer aldığı kısma DSİ tarafından su yardımı yapıldığımı, yapılan su yardımından ötürü müvekkilinin ayrıca kuyudan su çekmeye ihtiyaç duymadığını, dolayısıyla elektriği diğer yıllara nazaran daha az kullandığını, aynı zamanda önceki yıllara göre yağış oranının yüksek olması da suya olan ihtiyacı azalttığını, müvekkilinin cezadan haberdar olduktan sonra ilgili cezaya bu durumları beyan ederek itiraz ettiğini, ancak yapmış oldukları tarımsal fatura itirazlarının …. tarihinde reddedildiğini, müvekkilinin arabulucu sürecinin içerisinde iken kendisine icra takibi başlatıldığını ve takibin itiraz edilmediği için kesinleştiğini gelen Çınar icra ceza tebliğ belgesi ile öğrendiğini, müvekkilimin kaçak elektriğe ilişkin borcunu öğrendiği ve itiraz ettiği dönemde davalı kurum tarafından başlatılan ilamsız icra takibinin tebliği müvekkilinin fiilen yaşamadığı evde akrabası olan …. isimli kişiye teslim edildiğini, okuma yazması zayıf olan ve gelen tebliğin içeriğini anlamayan . …’ün müvekkiline herhangi bir bilgi vermediğini, Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün…. esas nolu dosyasındaki Kaçak Elektrik Kullanımına ilişkin borcun olmadığının tespiti ile, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Husumet, derdeslik, zamanaşımı, hakdüşürücü süre, görev ve yetki itirazlarının bulunduğunu, davalı tarafın fatura kesildikten sonra faturaya 8 gün içinde itiraz etmediğini ve faturanın içeriğini kabul etmiş olduğunu, müvekkili kurum aleyhine ikame edilen davanın haksız olduğunu, yapılan incelemelerde kaçak kullanıldığımım tespit edilmiş olduğu ve bu hususun tutanak altına alındığını, aboneye tespit edilen kaçak kullanım şekline istinaden tanzim edilen kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağının doğru tespitler halinde tanzim edildiğini, ortada bir kaçak kullanım olduğunun resmi belgeyle ispat edilmiş olduğunu, sayaca müdahale olmadığı yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığını, bu nedenlerle; davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME :
Dava, kaçak elektrik tüketiminden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın, davacının kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı, buna dayalı olarak davalı tarafından başlatılan Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibin haklı olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Kanunun 5. maddesi uyarınca ticari davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Elde ki davada, davacının esnaf mı yoksa tacir mi olduğunun tespiti amacıyla yazılan müzekkerelere cevap verildiği, Diyarbakır Vergi Dairesi cevabında davacının şahsi mükellefiyet kaydına rastlanmadığı, …. … Eğitim…A.Ş’nin %10 hissedar olduğunun bildirildiği, Diyarbakır Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen cevabi yazıda gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığının bildirildiği, bu durumda davacı tacir olmadığı gibi uyuşmazlıkta 6102 sayılı TTK.’nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığından uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemeleri görevli değildir.
Öte yandan, dava dilekçesinde elektrik kullanımının tarlada gerçekleştiğinin beyan edilmesi karşısında, davacının 6502 sayılı TKHK m. 3(1)-k hükmü kapsamında tüketici sıfatına haiz olmadığının, dolayısıyla uyuşmazlığın 6502 sayılı TKHK kapsamında da kalmadığının kabulü gerekir.
Sonuç olarak, ticari dava olmayan ve tüketici işlemi bulunmayan malvarlığına ilişkin açılan davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Davacının yerleşim yeri ve elektrik tedarikinin sağlandığı, bu kapsamda uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklandığının kabulü halinde ifa yerinin …. İlçesi olması, haksız fiilden kaynaklandığının kabulü halinde de kaçak elektrik kullanımının gerçekleştiği yerin … İlçesi sınırları içinde olması karşısında uyuşmazlığın çözümünde Çınar Asliye Hukuk Mahkemeleri de görevli ve yetkilidir.
Mahkememiz …. tarihi itibarıyle faaliyete başlamış ve Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararı gereğince yargı çevresi Diyarbakır İlinin mülki sınırları olarak belirlenmiştir. Anılan karar gereğince Çınar İlçesi’de mahkememizin yargı çevresi içinde bulunmaktadır. Davacı taraf davasını ticari dava olarak nitelendirerek Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açmış, yargılama aşamasında ise davanın ticari dava olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda, mahkememizce, usul ekonomisi ve davacı vekilinin talebi de gözetilerek, mahkememizin yargı çevresi içinde bulunan Çınar Asliye Hukuk Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM-Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114. ve 115. mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ÇINAR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan Üye Üye Katip
MUHALEFET ŞERHİ
Her ne kadar gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere Mahkememiz görevli değil ise de kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde resen Mahkemece yetkili mahkemenin belirlenmesine ilişkin yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle yalnızca görevsizlik kararı verilmekle yetinilmesi gerekirken yetkili mahkemeninde belirlenmesine ilişkin çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.
Başkan