Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/797 E. 2023/902 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/08/2023
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; ….. tarihinde saat …..sıralarında sürücü …..sevk ve idaresindeki …..Plaka sayılı araçla …..Cad. takiben …..Bulvarı istikametine seyri sırasında …..Cadde Kavşağına geldiği esnada dolgusu yapılmamış yolda aracın ön kısımlarıyla orta adaya çarpmasıyla sonucu yaramalı ve maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, kusurlu olan tarafın sürücü …..olduğunu, ayrıca müvekkili …..yolcu olduğundan hiçbir kusurunun bulunmadığını, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının, sigorta ettirenin üçüncü kişilere verdiği zararı karşılamak üzere hem üçüncü kişileri hemde sigorta ettireni koruma amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türü olduğunu, işletenlerin KTK 85. maddesindeki sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortasını yapmalarının zorunlu olduğunu, trafik kazası neticesinde açılacak maddi tazminat davalarında, kusurlu tarafa ait aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamındaki trafik sigortasının, kaza neticesinde meydana gelen maddi zararları destekten yoksun kalma tazminatı ve diğer tazminatları sigorta şirketi ödemek zorunda olduğunu, kazaya karışan aracın zorunlu trafik sigortası olan …..Sigorta Genel Müdürlüğüne başvuru yapıldığını, ancak şirketin kendilerine haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ödeme yapmaktan kaçındığını, kaza sonrasında müvekkilinin hemen hastaneye kaldırıldığını ve tedavisine başlatıldığını, bu kazadan dolayı ağır bir şekilde yaralandığını, çenesinin ve dişlerinin kırıldığını, başından ağır darbeler aldığını ve halen de müvekkilinin tedavisinin devam ettiğini, bu nedenle davanın kabulüne, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik HMK Md. 107 uyarınca …..TL Maddi tazminatın (…..geçici işgöremezlik, …..TL kalıcı iş göremezlik, …..TL bakıcı parası) sigorta şirketi yönünden sigorta limiti aşılmamak üzere tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanunu Ve Poliçe Genel Şartları gereğince poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, davacının her ne kadar arabuluculuğa başvurmuş olsa da yeterli ve gerekli evrakla başvuru yapılmaması ve evrakların kendilerine iletilmemesi sebebiyle sürecin olumsuz sonuçlandığını, arabuluculuk aşamasından önce geçerli başvuru yapılmadığını, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, poliçe tanzim tarihi …..sonrası olan poliçelere ilişikin geçici iş görmezlik taleplerinin teminat dışında tutulduğunu, davacı tarafın geçici iş görmezlik kaybı talebinin …..tarihinde yürürlüğü giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları geçici iş görmezlik tazminat taleplerini sağlık giderleri kapsamında kabul ederek açıkça teminat kapsamı dışında bıraktığını, Yeni Genel Şartlar, İlgili Mevzuat Ve Yönetmelik Değişiklikleri uyarınca sigorta şirketelerinin bakıcı giderlerinden sorumlu tutulabilmesinin ancak ve ancak maluliyet oranının %70 üzeri olduğunun tespit edildiği durumlarda mümkün olabileceğini, maluliyet oranının %70 üzerinde olduğu durumlarda Adli Tıp İhtisas Dairesinden bakıcı ihtiyacı bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınmasının yasal zorunluluk olduğunu, 6111 Sayılı Kanunla ZMSS kapsamında sigorta şirketleri tarafından sağlanan tedavi teminatları Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredildiğinden, bir trafik kazası sonucunda yaralanan bir kişinin tedavi süresince ihtiyaç duyacağı bakım giderlerinin tedavi teminatı kapsamında SGK tarafından karşılanması gerektiğinin açık olduğunu, 6111 Sayılı torba yasa ile davacının müvekkili sigorta şirketinden tedavi giderlerine ilişkin olarak talep hakkı ortadan kalktığından, dolayısıyla tedavi gideri kapsamında değerlendirilmesi gereken bakım gideri talebinin reddine karar verilmesi gerekeceğini, hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacının sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğunun açıkca ortada olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun başlayabilmesi için müvekkil şirkete öngörülen şekilde ve gerekli belgelerle birlikte bir müracaatın varlığı ve bu müracaatı takip eden 8 iş günlük sürenin geçmiş olması, böyle bir müracaat olmaması halinde ise ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, müvekkil sigorta şirketi poliçe teminatı ile sınırlı olarak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu sebeple müvekkil şirketin, temerrüde düşmediği gibi davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini, bu nedenle anılan kazada müterafik kusur, hatır taşıması gibi tazminatta indirim sebebi olacak sair hususların mahkemece re’sen tesbitini, temerrüde düşmemiş ve davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil şirket aleyhine yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine de hükmolunmamasını, hükmolunması halinde müvekkil şirketin sorumlu olduğu azami police limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmasını ve neticeten davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri taleplerine dair maddi tazminat davasıdır.
Tarafların karşılıklı olarak sulh olduklarına dair beyan dilekçeleri sundukları görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun 313. maddesinde; ” (1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2)Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
Yine 315/1. maddesinde ise; ” (1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” düzenlemesi mevcuttur.
Somut uyuşmazlıkta; davacı vekilinin davaya son veren taraf işlemlerinden sulhe yetkili olduğu anlaşıldığından maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmamakla bu doğrultuda aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA ,
2-Harçlar Kanununun 22. maddesine göre davada sulh ilk celseden önce gerçekleşmekle karar ve ilam harcının 1/3 oranında hesaplanan 89,95 TL harcın peşin alınan kısımdan mahsubu ile bakiye 179,90 TL’nin kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafın vekalet ücreti talebi bulunmadığı görülmekle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen 3.120,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı

Katip Hakim