Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/746 E. 2023/979 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2023
KARAR TARİHİ : 28/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ….. marka, … tipli, .. model, ….. plaka numaralı araç ….. tarihinde müvekkili ….. tarafından tek taraflı kaza geçirilmiş olup araçta maddi hasar meydana geldiğini, davalı tarafından yapılan ekspertiz çalışmaları sonucunda araç perte ayrıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından müvekkile ….-TL hasar bedeli ….-TL sovtaj bedeli ödendiğini, müvekkiline ait araç için toplamda ….-TL sovtaj+araç bedeli hesaplanıp gönderildiğini, ancak gönderilmiş olan bedel müvekkilin aracının gerçek piyasa rayiç ve sovtaj bedeli olmaktan çok uzak olduğunu, müvekkiline ait aracın gerçek piyasa rayiç ve sovtaj bedelinin güncel piyasa verileri ile bilirkişi marifetiyle yeniden hesaplanarak, bakiye kalan tutarın ödenmesini, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalması kaydıyla şimdilik .. TLmaddi tazminatın (bakiye) sigorta şirketinin temerrüt tarihinden karar tarihine kadar işleyecek olan, ticari avans faizi ile birlikte tarafımıza ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava şartı arabuluculuk daveti müvekkil şirkete ulaşmadığını, dava şartı yokluğu mevcut olduğunu, dava konusu talebin kısmi başvuru ya da belirsiz alacak olarak açılmasında hiçbir hukuki yarar bulunduğunu, 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun madde 3 de yer alan tanımlar içerisinde tüketici ve tüketici işlemleri açıkça yer almaktadır. davacının tüzel kişilik olması tüketici olmadığı anlamına gelmemekle birlikte, ayrıca tüketici işlemi kavramı kapsamında sigorta sözleşmeleri de ayrıca ve açıkça belirtilmiştir. ticari bir iş değil tüketici işlemi söz konusu olduğunu, görevsizlik kararı verilmesini talep ve beyan etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, aracın kasko sigortacısına, dava konusu trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen zararın tazmini amacıyla açılan maddi tazminat davasıdır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko sigorta sözleşmesine aykırılıktır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Davalı şirket ile davacı arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Dava konusu araç bilgilerinin incelenmesinden ruhsatında ve tescil kaydında kullanım amacının( Hususi) ibaresinin bulunduğu görülmüştür. Bu nedenle davacının açtığı eldeki davada Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu açık olmakla, (Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6287 Esas, 2020/3604 Karar sayılı kararı) aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;

1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114. ve 115. mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karara karşı , 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim