Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/07/2023
KARAR TARİHİ : 28/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …, … Bankası A.Ş. …. Şubesinden kullanmış olduğu kredi için …. Mah. …. Sk. ….. … adresindeki …- Apartmanı .. nolu bağımsız bölümünü bankaya ipotek verdiğini, yapılan kredi sözleşmesi gereği, kredi süresince müvekkilin taşınmazının DASK ve diğer sigortaları banka tarafından otomatik olarak yenilenmekte olduğunu, müvekkilinin taşınmazına ilişkin DASK ve sigorta poliçe bedeli kesintisi müvekkilinin hesabından 2022 yılı şubat ve mart aylarında yapılmış olmasına rağmen poliçe düzenlenmediğini, 6 Şubat … tarihinde meydana gelen depremde müvekkiline ait bağımsız bölüm ve binada ağır hasar meydana geldiğini, deprem günü banka tarafından kendiliğinden yeni poliçe düzenlenmiş ancak poliçe deprem günü düzenlendiğinden müvekkilinin hasarının karşılanmadığını, davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız haklarımız saklı tutularak, davalı tarafın kusurundan dolayı müvekkilin uğradığı zararlara ilişkin şimdilik davacı için …. TL tazminatın …. tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini, avukatlık ücreti, harç ve tüm yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının 2022 yılı ocak ve şubat aylarında hesabında yapılan kesinti, poliçe ödemesi olmadığını, poliçesinin güncellenmesine ilişkin bir talebi bulunmadığını, davacıya poliçe vade bitiminden 1 ay önce sms ile bilgilendirme yapıldığını, öncelikle huzurdaki davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddini, mahkemeniz aksi kanaatte ise; davacının eksik harcı ikmal etmesine aksi halde davanın açılmamış sayılmasını, davanın DASK kurumuna ihbarını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilafın; genel kredi sözleşmesi gereğince kredi süresince yenilenmediği iddia olunan sigorta poliçesi nedeni ile depremde uğranılan zararın davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Taraflar arasındaki ilişkinin hukuki dayanağı bankacılık sözleşmesidir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Aynı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re’sen nazara alınması zorunludur.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda davacı, davalı ile yaptığı iddia olunan bireysel kredi sözleşmesindeki sigorta poliçesinin yenilenmediği iddiası ile uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Davacının bireysel kredi sözleşmesi tarafı olduğu ve tüketici sıfatı ile hareket ettiği, davacının tacir olmaması, işlemin boyutu dikkate alındığında davacı hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğundan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. (Benzer hususta karar için bknz.: Yargıtay 3.HD. 2020/7424 E., 2021/1262 K.)
6502 sayılı kanunun 83/(2) maddesi gereği taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. Buna göre sözleşmenin bir tarafı tüketici bulunduğundan ve davaya Tüketici Mahkemesinde bakılması gerekeceğinden görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114. ve 115. mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı , 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip Hakim