Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/569 E. 2023/669 K. 06.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2023
KARAR TARİHİ : 06/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin …. İli … İlçesi ….. Mah. …. Mezrasında sulu tarım işiyle uğraştığını, ağırlıklı olarak pamuk ve buğday ekimi yaptığını, bu kapsamda sulama kuyusuna ihtiyaç duyduğunu, davalı tarafın ise sondaj kuyu işleriyle uğraşan ….. Elektrik adlı işletmenin sahibi olduğunu, müvekkili ile davalının ….. tarihinde bir araya gelerek sondaj kuyusuna yönelik bir anlaşma yaptıklarını, bu anlaşma kapsamında trafo, pano, dalgıç, pompa, kablo, kuyu kazımı, kılıf, kolon borusu, montalama, işçilik ve vinç bulunduğunu, sözleşme gereği sondaj kuyusu vurma işleminin anahtar teslimi yapılacağının kararlaştırıldığını, işin bedelinin …. TL olduğunu, ancak müvekkilinin kendi adına keşide ettiği …….bank …. Şubesinden verilme, ….. keşide tarihli … seri nolu ve … TL bedelli bir adet çeki davalıya sözleşme aşamasında teslim ettiğini, ekte sunmuş oldukları belgede çekin teslim edildiğine dair ibare de bulunduğunu, yine sözleşmede davalının işi yapmaması halinde davaya konu çekin geçersiz olacağına dair ibare de bulunduğunu, işin teslim tarihinin ise sözleşmede … tarihi olarak geçtiğini, davalı tarafın davaya konu çeki teslim almasına rağmen sözleşmeye aykırı davranarak taahhüt ettiği hiçbir işi yerine getirmediğini, işi yerine getirmediği gibi davaya konu çeki de haksız bir şekilde elinde tuttuğunu ileri sürerek davaya konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespite karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında su kuyusu açılması ve işler halde teslim edilmesi amacıyla sözleşme imzalandığını, sözleşme bedeli …. TL olup, davacı tarafından sözleşmenin akdedilmesi sırasında müvekkili lehine … TL çek keşide edildiğini, sözleşmenin müvekkilin bakım onarım formu defterinin …. numaralı yaprağına yazıldığını ve formun yapısı gereği 2 sayfa olduğunu, gölge nüsha ile ıslak imzalı nüshanın aynı olması gerektiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan ıslak imzalı nüshada teslim tarihi …. olarak yazılı iken müvekkilde kalan gölge nüshada bu ibarenin yazılı olmadığı, teslim tarihinin sonradan eklendiğini ve müvekkilin de herhangi bir paraf yada imzasının bulunmadığını, davacı hakkında özel belgede sahtecilik suçundan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, sözleşmede yer alan edimlerin müvekkil tarafından eksiksiz bir şekilde ifa edildiğini, işin teslim tarihinin pamuk bitkisinin sulanmaya başlanacağı tarih olarak belirlendiğini, müvekkil tarafından da pamuk bitkisinin ilk sulanacağı tarihi olan Haziran ayının ikinci haftasından önce işin teslim edildiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasında …. TL bedelle sulama kuyusu yapımına ilişkin eser sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin imzalanması aşamasında davacı iş sahibi tarafından davalı yükleniciye …. TL bedelli davaya konu çekin verildiği taraflar arasında ihtilafsızdır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Kanunun 5. maddesi uyarınca ticari davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Davaya konu edilen çekin davalı tarafından su kuyusunun yapımı karşılığı davacı tarafından iş bedeli karşılığı verildiği anlaşılmakla, uyuşmazlık kambiyo senedinden kaynaklanmadığından dava mutlak ticari dava niteliğinde değildir.
Elde ki davada, tarafların esnaf mı yoksa tacir mi olduğunun tespiti amacıyla gerekli müzekkereler yazılmış olup, gelen cevabı yazılardan; tarafların ticaret sicilinde kaydının bulunmadığı, davacının zirai kazanç şeklinde vergilendirmeye tabi olduğu, davalının ise işletme esasına göre defter tuttuğu ve faaliyetinin esnaf işletme sınırının üzerinde olmadığı, bu haliyle davacı tacir olmadığı gibi, davalının gelirinin de VUK.’nun 177. maddesinde düzenlenen esnaf işletme sınırının üzerinde olduğuna ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacı tacir olmadığı gibi uyuşmazlıkta 6102 sayılı TTK.’nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığından uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemeleri görevli değildir.
Öte yandan, davacı iş sahibi tarafından tarımsal sulamada kullanmak amacıyla su kuyusu yapımına ilişkin sözleşmenin imzalandığı gözetildiğinde, davacının 6502 sayılı TKHK m. 3(1)-k hükmü kapsamında tüketici sıfatına haiz olmadığının, dolayısıyla uyuşmazlığın 6502 sayılı TKHK kapsamında da kalmadığının kabulü gerekir.
Sonuç olarak, ticari dava olmayan ve tüketici işlemi bulunmayan malvarlığına ilişkin açılan davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Açıklanan nedenlerle Asliye Hukuk Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hukum kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK’nın 20.maddesi gereği kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya bulunulan yer mahkemesine başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi takdirde dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-H.M.K.’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim