Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/436 E. 2023/828 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :

VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2023
KARAR TARİHİ : 03/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkillerinin yakını … tarihinde tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, müteveffa davalı şirkette ait otobüste yolcu olarak bulunmakta olduğunu, müteveffanın ölümüyle davacıların tamamının maddi ve manevi zarara uğradığını, trafik kazasında mütevefanın hiçbir kusuru bulunmadığını, trafik kazası %100 davalı şirket ve davalı sürücü kusurundan kaynaklandığını, kazadan sonra davalı şirket ve diğer davalının müvekkilleriyle hiç ilgilenmediğini ve müvekkillerinin kendi haline terk ettiklerini, davalı Ana Sigorta şirketinin aracını kaskolatan şirket olup oluşan zarardan müşetereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkillerinin bir kısmının küçük olması bir kısmının çalışmıyor olması nedeniyle, mahkememizce ihtiyati haciz kararının teminat alınmadan verilmesini, müvekkillerinin yargılama giderlerini karşılayacak ekonomik güçlerinin olmadığını, bu nedenle müvekkilleri yönünden adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini, açılan davanın kabulünü, müvekkillerinin trafik kazası nedeniyle uğramış oldukları destekten yoksun kalma tazminatı yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ,.. TL (Belirsiz alacak) … için, 100,00 TL (Belirsiz alacak) … için, 100,00 TL (Belirsiz alacak) … için, Cenaze masrafları yönünden; 100,00 TL (Belirsiz alacak) … için olmak üzere şimdilik 400,00 TL maddi tazminatın trafik kazası tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerime verilmesini, müvekkillerinin ölümlü trafik kazası nedeniyle uğramış oldukları manevi elem ve ıztıraptan dolayı uğramış oldukları manevi tazminat yönünden; … TL … için,… TL … için, .. TL … için, .. TL … için, … TL … için, … TL … için, . TL … için,.. TL manevi tazminatın trafik kazası tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ana sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerine verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle;… plakalı araç müvekkil şirket tarafından …. tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. no.lu İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, müteveffanın ölümünün dava konusu kaza ile illiyetinin bulunmadığını, söz konusu ölümün, … tarihli kaza nedeniyle gerçekleşmediği için müvekkili şirketin huzurdaki dava konusu taleplere ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın, ölümün kaza ile illiyeti olmaması ve sigortalı araç sürücüsü kusursuz olduğundan bahisle davanın reddini, aksi kanaatte olunması halinde, kusur ve maluliyet yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasını, fahiş manevi tazminat talebinin reddini, ticari faiz taleplerinin reddini, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini, herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı …. Sigorta Şirketi Vekili cevap dilekçesinde özetle; Kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, trafik sigortası bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, kısaca açıklamak gerekirse, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmini esas olacağını, mahkememiz nezdinde gerçekleşmiş açılmış olan davada ispat külfeti davacılarda bulunmakta olduğunu, bu kapsamda müteveffanın, başvuranlara “destek” olduğu hususunun ispatlanması zaruri olduğunu, başvuranların yaşları, sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, yargıtay’ın bu doğrultudaki ilke içtihatları dikkate alınması gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilimiz şirket’in sorumluluğu, sigortalının kusuru oranında ve sigorta poliçe limiti ile sınırlı olacağını, bu kapsamda, kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesi’nden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması zorunluluk arz etmekte olduğunu, davacı taraf, sigortalımızın kusurunu ve kusur ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğunu usulen ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirket’in başvuru konusu trafik kazası bakımından olası sorumluluğu, … tarihinde yapılan değişiklik ile yeniden düzenlenen zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları uyarınca belirlenmesi gerektiğini, haksız eylem sonucu açılacak maddi tazminat davalarında, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi ile haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi ve ona göre tazminata hükmedilmesi gerekmekte olduğunu, bu kapsamda tazminat hesabı da uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamalar yaptırılmalı, bu konuda uzman olmayan hukukçulara bu görev tevzi edilmesini, davacının iddialarını kabulü anlamına gelmemekle birlikte, yapılacak olası bir tazminat hesabında başvuran tarafın içinde bulunduğu araçta herhangi bir ivaz karşılığı olmaksızın bulunup, bulunmadığına göre hesap yapılması müvekkilimiz şirket’in sorumluluğu açısından büyük önem taşımaktadır, yerleşik içtihatlar gereği somut olayda hatır taşıması mevcut olması halinde, hesaplanacak miktardan hatır taşıması indirimi yapılmalıdır. kabul manasında olmamak faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, öncelikle dava şartı yokluğundan işbu davanın usulden reddini, mahkemeniz aksi kanaatte ise esasa ilişkin inceleme neticesinde haksız davanın reddini, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başvurana yükletilmesine talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacının miras bırakanı ile davalı Diyarbakır Seyahat Şirketi arasında taşıma sözleşmesi vardır. Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemece duruşma yapılmadan, yani taraflara tebligat yapılıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olayda da mahkemece, davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının murisinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesine girişilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlükte olduğu, müteveffanın ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi Ticaret Mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan diğer davalı sigorta şirketine ve sürücüye karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da Ticaret Mahkemesine göre daha özel nitelikteki Tüketici Mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
Nitekim benzer hususlarda açılan davalar sonucu verilen Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 28.03.2022 tarih 2022/329 Esas 2022/465 Karar , Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2022 tarih 2019/3045 Esas 2022/1054 Karar, , Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 16.02.2023 tarih 2023/145 Esas 2023/163 Karar ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih 2021/1696 Esas 2022/104 Karar sayılı ilamlarında da aynı hususlar vungulanmıştır.
Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta, müteveffa tüketici konumunda olup, davalı otobüs işleteni ile aralarında akdedilen yolcu taşıma sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın, Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir. HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının , HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114. ve 115. mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı , 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı..

Katip Hakim