Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/435 E. 2023/338 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2023
KARAR TARİHİ : 22/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilleri yakınının …tarihinde tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, müteveffanın davalı şirkette ait otobüste yolcu olarak bulunduğunu, müteveffanın ölümüyle davacıların tamamının maddi ve manevi zarara uğradıklarını, kazanın oluşumunda müteveffanın hiçbir kusurunun bulunmadığını, davalı şirket ve davalı sürücünün tek taraflı kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunu, müteveffanın genç yaşta vefat etmiş olduğunu, arkasında bir eş ve 5 çoçuk bıraktığını, müteveffanın ölümüyle geriye kalan eşi ve çocuklarının bir ömür boyu maddi sıkıntı çekeceklerini, müteveffanın ölümü nedeniyle cenaze masraflarının müvekkilleri tarafından karşılandığını, davalı sigorta şirketinin aracı kaskolatan şirket olduğunu ve oluşan zarardan müşetereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, trafik kazası nedeniyle oluşan maddi ve manevi tazminatın ödenmesinin güvence altına alınması zımnında, davalıların taşınır ve taşınmaz mallarına ve hak ve alacaklarına HMK ve İİK nın ilgili hükmü uyarınca ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini, ayrıca müvekkillerinin ailevi olarak bakmakla yükümlü bulunduğu kişilerin olması, hali hazırda düzenli bir gelirinin olmaması, kirada oturması nedenleriyle ve dosyaya ibraz edilen belgeler dikkate alınarak müvekkillerinin yargılama giderlerini karşılayacak ekonomik gücü olmadığını, bu nedenle müvekkilleri yönünden adli yardım talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı olan kazanın meydana geldiği … plakalı otobüsün davalı … Ticaret Limited Şirketi’ne ait olup, müteveffa …’in, davalı … AŞ’ye ait otobüste yolcu olarak taşındığı anlaşılmaktadır.
Davacının miras bırakanı ile davalılar arasında taşıma sözleşmesi vardır. Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemece duruşma yapılmadan, yani taraflara tebligat yapılıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olayda da mahkemece, davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının murisinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesine girişilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlükte olduğu, müteveffanın ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi Ticaret Mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan diğer davalı sigorta şirketine ve sürücüye karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da Ticaret Mahkemesine göre daha özel nitelikteki Tüketici Mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
Nitekim benzer hususlarda açılan davalar sonucu verilen Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 28.03.2022 tarih 2022/329 Esas 2022/465 Karar , Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2022 tarih 2019/3045 Esas 2022/1054 Karar, , Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 16.02.2023 tarih 2023/145 Esas 2023/163 Karar ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih 2021/1696 Esas 2022/104 Karar sayılı ilamlarında da aynı hususlar vungulanmıştır.
Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta, müteveffa tüketici konumunda olup, davalı otobüs işleteni ile aralarında akdedilen yolcu taşıma sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın, Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir. HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının , HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin DİYARBAKIR TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK’nın 20.maddesi gereği kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya bulunulan yer mahkemesine başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi takdirde dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-H.M.K.’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip