Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/347 E. 2023/315 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/04/2023
KARAR TARİHİ : 16/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirketin nakliye alanında hizmet vermekte olduğunu, davalı şirket ile ….. tarihinde taşıma sözleşmesi imzalandığını, ilgili sözleşme incelendiğinde ….. isimli şahsın şirketi temsil yetkisine sahip olmadığı halde şirket temsilcisiymiş gibi hareket ederek davalı şirket ile taşıma sözleşmesi imzaladığını, davalı şirketçe sözleşmenin tarafı olan …. isimli şahısın şirketi temsile yetkisi bulunup bulunmadığı sorgulanmadan sözleşme akdedilmesinin özen yükümlülüğüne aykırılık oluşturduğunu, TBK.’nun 66. Maddesinde düzenlenen ”Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispatederse, sorumlu olmaz.” hükmü uyarınca sözleşmenin tarafı olan ….. isimli şahısın şirketi temsile yetkisinin bulunup bulunmadığı hususunun denetiminde bulunması gerekirken bu hususu denetlememesinin açıkça özen yükümlülüğüne aykırılık oluşturduğunu, müvekkil şirketin yetkili temsilcisi ….. olup, sözleşmenin imzalandığı esnada yaşadığı birtakım sorunlar nedeniyle şirketin başında bulunmadığını, ….. isimli şahsın bunu fırsata çevirerek yetkisi bulunmadığı halde davalı şirket ile sözleşme imzaladığını ve şirketi zarara uğrattığını, şirketin yetkili temsilcisinin bu sözleşmeden yıllar sonra haberi olduğunu, bu süreçte ….’nın şirket adına hareket ederek şirket namına yatırılması gereken tüm meblağı kendi hesap numaralarını kullanarak zimmetine geçirdiğini, yapılan sözleşmeden şirket yetkilisinin bilgisi olmadığı için bu hizmete ilişkin herhangi bir ticari defter kaydı tutulmadığını, dolayısıyla şirket yetkilisi hakkında vergi ziyaı suçundan adli işlem başlatıldığını, şirket temsilcisi …’ hakkında vergi ziyaı suçundan yapılan yargılamanın Diyarbakır 13. Asliye Ceza Mahkemesi ….. esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, ayrıca Ayrıca ….. hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu (….. Soruşturma no), TBK m 47 ”Temsil olunanın açık veya örtülü olarak hukuki işlemi onamaması hâlinde, bu işlemin geçersiz olmasından doğan zararın giderilmesi, yetkisiz temsilciden
istenebilir. Ancak, yetkisiz temsilci, işlemin yapıldığı sırada karşı tarafın, kendisinin yetkisiz olduğunu bildiğini veya bilmesi gerektiğini ispat ederse, kendisinden zararın giderilmesi istenemez. … Sebepsiz zenginleşmeden doğan haklar saklıdır. ” hükmü uyarınca ….. isimli kişinin davalı şirketle kurulan sözleşmede yetkisiz temsilci konumunda olduğunu, davalı şirketçe …..ile kurulan sözleşmeden önce yapılacak bir denetimle yetkisiz olduğu kolaylıkla anlaşılabilecek iken denetimin yapılmamasının şirketin kusurundan kaynaklandığını, dolayısıyla yetkisiz temsilde bulunan ….. kadar davalı şirketin de kusurlu hareket ettiğini, davalı şirketin müvekkil şirketin zararını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tazminle yükümlü olduğunu, davalı şirketçe yapılan ödemelerin müvekkil şirket namına yapılması gerekirken yetkisiz temsilde bulunan Alaattin Alpkaya’nın banka hesaplarına (……bankası) ödemelerin yapılmasının davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğinin açıkça göstergesi olduğunu ve TBK.’nun 61.maddesi gereğince zararın ödenmesinden ….. ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu, ayrıca davalıların müvekkil şirket temsilcisi hakkında adli işlem başlatılmasına sebebiyet verdiklerinden ve bu nedenle müvekkil şirketin ticari itibarı zedelendiğinden manevi tazminat talep hakkı zaruriyeti doğduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maddi ve manevi tazminata ilişkin harca esas değeri ayrı ayrı ….. TL olarak göstererek davalı şirket tarafından özen yükümlülüğüne aykırı davranmak ve davalı Alaattin Alpkaya’nın yetkisiz temsile dayanarak müvekkil şirketi uğrattıkları zararın, davalı tarafça ödenmesi gereken kesin vade tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
6100 sayılı HMK.’nun 138. maddesi ve usul ekonomisi ilkesi gereğince dosya üzerinden inceleme yapılarak sonuca gidilmiştir.
Dava, davacı şirket çalışanı olduğu ve şirketi temsilen sözleşme imzalama yetkisi olmadığı iddia edilen …… ile bu kişinin davacı şirket adına sözleşme imzalama yetkisi olmadığını bilen davalılar arasında imzalanan sözleşme nedeniyle davacı şirketin uğradığı iddia edilen maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizin …..esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilerek dosya arasına kazandırılmıştır. İncelendiğinde, davanın tarafları ile davada dayanılan maddi vakıaların ve davanın konusunun aynı olduğu, maddi tazminata yönelik harca esas değerin elde ki davada gösterilen değerden haha yüksek olarak …. TL, manevi tazminata yönelik harca esas değerin ise elde ki davada da gösterildiği gibi ….. TL olarak gösterildiği, davanın adli yardım talepli açıldığı, mahkememizin ….. tarihli ara kararı ile davacının adli yardım talebinin reddine karar verildiği ve harcın tamamlanması ve gider avansının yatırılması için davacı tarafa kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde harcın yatırılmaması nedeniyle ….. tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Derdestlik, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı maddesinde dava şartı olarak “aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” şeklinde düzenlenmiş olup, tarafları, dava sebebi (vakıaları) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir davanın ikinci kez açılamayacağını ifade eder.
Aynı dava ikinci kez açılırsa, ikinci davada bu husus ileri sürülmese bile 6100 sayılı HMK.’nun 115/1 ve 2. maddeleri gereğince re’sen gözetilir ve ikinci dava dava şartı yokluğundan reddedilir. Derdestliğin olması için aynı davanın iki kez açılması gerekir.
Somut olayda, elde ki davanın tarafları ve konusunun mahkememizin …… esas sayılı dosyası ile aynı olduğu, talep sonucuna ilişkin olarak ise, mahkememizin …..esas sayılı dosyasında talep edilen maddi tazminatın elde ki davada talep edilen maddi tazminattan daha yüksek olduğu, talep edilen manevi tazminat miktarlarının ise aynı olduğu, her ne kadar mahkememizin 2023/195 esas sayılı dosyası işlemden kaldırılmış ise de, yenilenme ihtimali bulunması karşısında derdest olarak değerlendirilmesi gerektiği, derdestliğin ise 6100 sayılı HMK.’nın 114/1-ı maddesinde dava şartı olarak düzenlendiği ve aynı Kanunun 115. Maddesi gereğince mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gerektiği anlaşılmakla, davanın derdestlik nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1-ı ve 115. Maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın derdestlik nedeniyle, 6100 sayılı HMK.’nun 114/1-(ı) ve 115 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın, başlangıçta yatırılan ….. TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan …. TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlanmış ise de, UYAP sistemi üzerinden eklenen Diyarbakır Arabuluculuk Bürosunun …… başvuru, ….. arabuluculuk nolu dosyasında düzenlenmiş herhangi bir sarf kararı bulunmadığı anlaşılmakla bu aşamada yargılama giderlerinden sayılan arabuluculuk ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kararın bir örneğinin Diyarbakır Arabuluculuk Bürosuna tebliğine, Diyarbakır Arabuculuk Bürosunca arabulucuya herhangi bir ödeme yapılması halinde mahkememize bildirilmesine, arabuluculuk ücretinin ödendiğine ilişkin bildirimde bulunulması ve dayanak belgelerin sunulması halinde mahkekemizce ek karar açılarak arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiline yönelik hüküm kurulmasına,
5-Davacı yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim