Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/308 E. 2023/714 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/04/2023
KARAR TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, …. tarihinde müvekkiline ait …. plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketince sigortalanan ve davalı ….’a ait araç arasında çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsün tam kusurlu olduğunu, müvekkile ait aracın onarımı gerçekleştirilmiş ise de, değer kaybının ödenmesi için davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan ve arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını ileri sürerek fazlası saklı … TL değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davaya konu kaza nedeniyle davacının değer kaybına ilişkin yapılan başvurusu üzerine hasar dosyası açılarak ekspertiz raporu alındığını ve değer kaybının … TL tespit edildiğini, bu bedelinde dava açılmadan önce davacıya ödendiğini, müvekkilinin poliçeden kaynaklanan herhangi bir yükümlülüğü kalmadığını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, davacıya ait aracın trafik tescil belgesi ile tramer kayıtları celp edilerek dosya arasına kazandırılmış, kusur ve değer kaybının tespiti yönünden Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı zararının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığı, davacıya ait araçta meydana gelen hasar nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından ödenen bedelden daha fazla değer kaybı oluşup oluşmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının değer kaybı talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarına ilişkin olduğu tespit edildi.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler gereğince davalı sigorta şirketi, düzenlenen sigorta poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana gelen traffik kazalarında üçüncü kişilere verilen zararı, zararın türüne göre poliçede belirtilen teminat üst limiti ile üstlenmiştir.
Trafik kazası neticesinde oluşan değer kaybı “gerçek zarar” olduğundan, zarar TBK hükümlerince ve Yargıtay tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde belirlenmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin …. tarihli ve …. E., …. K. sayılı Kararı ile, 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması, Anayasa Mahkemesi kararlarının, devam eden uyuşmazlıklar açısından uygulanacak olması karşısında, hesaplamanın ZMMS Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre yapılamayacağından, bu nedenle öncelikle değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında göz önüne alınmalı, aracın hasarsız hali ile onarıldıktan sonraki değer arasındaki fark bilirkişi tarafından değerlendirilerek, değer kaybı olup olmadığı belirlenmelidir.
Dosya içerisinde yer alan kaza tespit tutanağı ile Ankara ATK’dan alınan bilirkişi raporundan, …. günü saat …. sıralarında davalı sürücü …..n’ın sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı otomobili ile 150. Sokak üzerinde seyir halinde iken kaza mahalli olan kavşak mahalline geldiği esnada aracının ön kısmıyla seyir yönüne göre sağ tarafında …. Sokak üzerinden gelerek kavşakta geçiş yapan sürücü …. yönetimindeki davacıya ait … plaka sayılı otomobilin sağ ön yan kesimine çarpması neticesi davaya konu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu kazada kusur durumunun ve değer kaybının tespitine yönelik Ankara Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporunda, davalı sürücü …’ın yönetimindeki otomobili ile kavşak kollarının özelliklerini dikkate alıp gerekli ve yeterli kontrollerinin akabinde tedbirli bir şekilde geçişini gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, kontrolsüz bir şekilde kavşağa girerek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği, kavşak koluna göre sağ tarafından gelen araca ilk geçiş hakkını vermediği, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde araç kullandığı kazada asli ve %75 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsü…’ın ise, yönetimindeki otomobili ile mahal şartlarını kavşak levhasını dikkate alıp hızını yeterince azaltarak müteyakkız bir şekilde seyretmediği sol tarafından gelen araca karşı zamanında etkin fren ve direksiyon tedbiri almadığı kazada tali ve %25 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının ise … TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporu gerek kusur, gerekse değer kaybının tespiti yönünden mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş, rapora yapılan itirazlar yerinde görülmemiş ve kazanın meydana gelmesinde davalının %75 oranında kusurlu olduğu ve değer kaybının … TL olduğu kabul edilmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 111. maddesinde, “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” düzenlemesi yapılmıştır. Bu kapsamda, davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan ödeme makbuz niteliğinde olup, davacı tarafta ödemenin yapıldığı tarihten itibaren iki yıllık süre içerisinde elde ki davayı açmıştır.
Somut olayda, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda davaya konu kaza nedeniyle davacıya ait araçta … TL değer kaybı meydana geldiği mütalaa edilmiştir. Davalının kusuruna isabet eden miktar … TL’dir. Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından ise … değer kaybı ödenmiştir. Bu durumda davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile davalının kusur oranına isabet eden miktar arasında fahiş fark bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacının bakiye değer kaybı talep edemeyeceği kabul edilmiş ve davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan …. TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından, 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen … TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim