Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/223 E. 2023/564 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALILAR :

VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :

MAHKEMEMİZİN BİRLEŞEN …. ESAS SAYILI DOSYASI

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2023

KARAR TARİHİ : 11/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan), Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili asıl dava ve birleşen dava dilekçesinde özetle; Sürücü ….. sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı aracın davalı…Limited Şirketi’ne ait olup davalı …. Sigorta A.Ş tarafından Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları uyarınca ….. sayılı poliçe numarası ile sigortalandığını, … tarihinde Sürücü …. sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı… firmasına ait şehirler arası yolcu otobüsü ile … kod no.lu otoyolu takiben … ili istikametinden …..ili istikametine seyrederken km …..’e geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek frene bastığı daha sonra yaklaşık 50 metre daha seyrederek yolun sağ tarafından bulunan su kanalına girdiği bu sulama kanalında yaklaşık 17 metre ilerledikten sonra tekrardan direksiyonu toparlamaya çalıştığı esnada yaklaşık 204 metre yol üzerinde zikzak çizdiği daha sonra sürücünün aracının direksiyon hakimiyetini kaybedip aracı aracı sağ yan kısımları üzerine devirmesi sonucu 60 metre sürüklendikten sonra aracının ön kısımları ile daha önceden km27+00 da meydana gelen tek araçlı ölümlü yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına yolu sağ tarafında bulunan emniyet şeridinde trafik tedbirleri alınmış bir şekilde müdahale etmekte olan sürücü …. sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı ambulansın arka kısımlarına çarpıp çarpmanın etkisiyle bahse konu ambulans yolun sağ tarafında bulunan toprak alana 20 metre savrulup ters döner devamında belirtilen yolcu otobüsü yine aracının ön üst kısımlarıyla emniyet şeridinde park halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı ambulansın arka kısımlarına çarpıp akabinde belirtilen ambulans çarpmanın etkisiyle spin atarak arka kısımlarıyla yine emniyet şeridinde önünde duran sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı itfaiye aracının sol arka ve yan kısımlarına çarpıp bahse konu …plaka sayılı yolcu otobüsü ilk çarptığı noktadan itibaren yaklaşık 96 metre kadar sürüklenip arka motor kısımları ile yolun sol tarafında bulunan çelik bariyerlere çarparak otoyolu trafik akımı kapatıp durması neticesi çok araçlı ve 4 ölümlü yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zararlarının tazminini, işletenin ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine takdiren teminatsız “ihtiyati haciz” konulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu taleplere ilişkin müvekkili sigorta şirketine yapılmış geçerli başvurusunun bulunmadığını, eksik evraklarla başvuru yapıldığını, akabinde dava açıldığını, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, …..tarihinde müvekkili şirkete sigortalı …plakalı aracın karıştığı kaza sonucunda davacının yaralandığının iddia edildiğini, Açılan davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; …plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi
ile … tarihleri arasında sigortalı olduğunu, Davacılar için bakım ve iyileşme (iş göremezlik) süresi ile bu döneme ilişkin taleplerden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, İlgili kazada mağdurun koruyucu ekipmanlardan sayılan emniyet kemerini kullanmaması, ehliyetsiz veya alkollü olması veya ehliyetsiz veya alkollü olduğunu bildiği araçta yolculuk etmesi, istiap haddinin aşılması gibi hususların müterafik kusur teşkil ettiğini ve neticeten davanın reddini talep etmiştir.
Davalı… İç Ve Dış Ticaret Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevsizlik itirazı bulunduklarını, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, Müvekkili… İç Ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ ne ait …plaka sayılı aracın, Şoför …’in sevk ve idaresinde TAG Otoyolu …-Nizip İstikametinde seyir halinde iken, otobüsün devrilmesi sonucu otoyol üzerinde daha önceden gerçekleşmiş olan kazaya müdahale etmek için olay yerinde bulunan 2 adet ambulansa ve itfaiye aracına çarptığını, bunun sonucunda da maalesef ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, Davacı tarafın, gerçekleşen kazanın tüm ülkeyi derin üzüntüye boğduğu yönündeki beyanına katıldıklarını ancak sürücü …’in şerit izleme ve hız sınırı kurallarına riayet etmediği için kazaya sebebiyet verdiği yönündeki beyanlarına katılmadıklarını, Kazanın hemen akabinde, yeterli araştırma yapılmadan düzenlenen raporun baz alınmasının hukuken mümkün olmadığını, Kaza tespit tutanağının, olayda güvenlik tedbirlerinin yeterli ölçüde alınmadığını, kusuru bulunan kolluk tarafından düzenlendiğinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini, Söz konusu trafik kazası olayının başından itibaren gerek ulusal ve yerel medyada, sosyal medyada müvekkili şirket ve araç şoförü hakkında yargısız infaz yapılarak peşinen suçlu ilan edildiklerini, Yolda, kaza güvenliği olmadığı yönündeki birden fazla uzmanın görüşlerine yönelik haberlerin gösterilmediğini, Davacının iddia ettiği gibi yaralanmaları davalı müvekkilin kusurundan kaynaklı bir zarar olmadığını, Davacı tarafından dosyaya sunulmuş herhangi bir raporun mevcut olmadığını, Aracın olay yerinde belirlenemeyen sebepten kaydığı(önceki kazadan ötürü yağ döküldüğü düşünülmekte) metrelerce savrulduğunu, olay yerinde görüntü kayıtlarından anlaşılacağı üzere önceden kaza olmasına rağmen emniyet şeridi veya herhangi bir güvenlik olmadığını, bu sebeple tek kusurun müvekkili şirkete yüklenemeyeceğini, davacı yanca talep edilen manevi tazminat miktarının hak ve nesafet kurallarını ve sınırlarını aşacak yoğunlukta bir miktar olduğunu, Manevi zararın para ile tazmin ve telafisi, hiç bir zaman haksız kazanca ve sebepsiz zenginleşmeye kaynak teşkil etmemesi gerektiğini, neticeten davacı tarafın maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taşıma Sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de; …..tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” şeklinde ve 3/ı maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 73/1 maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği belirtilmiştir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gereken hususlardandır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir.
Hal böyle olunca usul ekonomisi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşeceği değerlendirilmiştir.
Bu durumda asıl ve birleşen davanın, davacı yolcunun, davalı işleten… İç Ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ne ait olan yolcu otobüsünün trafik kazası yapması sonucunda yaralanmasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacının da tüketici vasfına sahip olması, davacı yolcu ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesine aittir. Açıklanan nedenlerle Diyarbakır Tüketici Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114. ve 115. mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi takdirde dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair; davacı vekilinin ve davalı…… Ltd. Şti. vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim