Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/219 E. 2023/715 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2023
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, …. tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan ve dava dışı sürücü ….’nın sevk ve idarenindeki …. plakalı aracın çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, değer kaybının ödenmesi için davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlası saklı 100,00 TL değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacıya …. tarihinde …. TL değer kaybı ödendiği ve aynı kaza nedeniyle davacının maddi zararına ilişkin olarak … tarihinde davacı tarafın kasko şirketi … Sigorta A.Ş.’ye ….-TL rücu ödemesi yapıldığı, müvekkilinin poliçe kapsamında herhangi bir yükümlülüğü kalmadığını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, davacıya ait aracın trafik tescil belgesi ile tramer kayıtları celp edilerek dosya arasına kazandırılmış, kusur ve değer kaybının tespiti yönünden Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı zararının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığı, davacıya ait araçta meydana gelen hasar nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından ödenen bedelden daha fazla değer kaybı oluşup oluşmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının değer kaybı talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarına ilişkin olduğu tespit edildi.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler gereğince davalı sigorta şirketi, düzenlenen sigorta poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana gelen traffik kazalarında üçüncü kişilere verilen zararı, zararın türüne göre poliçede belirtilen teminat üst limiti ile üstlenmiştir.
Trafik kazası neticesinde oluşan değer kaybı “gerçek zarar” olduğundan, zarar TBK hükümlerince ve Yargıtay tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde belirlenmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin … tarihli ve… E., …. K. sayılı Kararı ile, 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması, Anayasa Mahkemesi kararlarının, devam eden uyuşmazlıklar açısından uygulanacak olması karşısında, hesaplamanın ZMMS Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre yapılamayacağından, bu nedenle öncelikle değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında göz önüne alınmalı, aracın hasarsız hali ile onarıldıktan sonraki değer arasındaki fark bilirkişi tarafından değerlendirilerek, değer kaybı olup olmadığı belirlenmelidir.
Dosya içerisinde yer alan kaza tespit tutanağı ile Ankara ATK’dan alınan bilirkişi raporundan, 28.11.2021 günü saat 15:30 sıralarında davalı sigortalı araç sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile seyri sırasında olay mahalli kavşağa geldiğinde, kavşak başında seyir yönüne hitap eden “Yol ver” trafik işaret levhasını dikkate almadan kavşağa girip yolun karşı tarafına geçmek isterken, solundan gelen bölünmüş iki şeritli yolda sol şeritte seyreden sürücü …. … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile kavşak içinde çarpışmaları sonucu davaya konu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu kazada kusur durumunun ve değer kaybının tespitine yönelik Ankara Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporunda, davalı sigortalı araç sürücüsünün davacıya ait araca ilk geçiş hakkını vermemesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının ise … TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporu gerek kusur, gerekse değer kaybının tespiti yönünden mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş, rapora yapılan itirazlar yerinde görülmemiştir.
2918 sayılı KTK’nun 111. maddesinde, “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” düzenlemesi yapılmıştır. Bu kapsamda, davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan ödeme makbuz niteliğinde olup, davacı tarafta ödemenin yapıldığı tarihten itibaren iki yıllık süre içerisinde ödemenin yetersiz olduğundan bahisle 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde elde ki davayı açmıştır.
Somut olayda, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda davaya konu kaza nedeniyle davacıya ait araçta … TL değer kaybı meydana geldiği mütalaa edilmiştir. Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından ise …. TL değer kaybı ödenmiştir. Bu durumda davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yeterli olup, davacının talep edebileceği bakiye değer kaybı alacağı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekn harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan …. TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından, 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen … TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
6-Davacı yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim