Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/03/2023
KARAR TARİHİ : 08/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; …. tarihinde sürücü …, davalı sigorta şirketince sigorta edilen sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … ili … ilçesi … Evleri yolu üzerinde seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle tek taraflı ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sırasında araçta yolcu olarak bulunan … hayatını kaybettiğini, müvekkillerinin müteveffanın desteği ile geçimini sağlamakta olduğunu, davalı sigorta şirketine yapmış oldukları başvuru her ne kadar yasal süresi içerisinde cevaplandırılmışsa da teklif edilen tazminat miktarının çok düşük olması nedeniyle uzlaşma sağlanamadığını, maddi ve manevi sıkıntıların kısmen de olsa telafisi için, tam olarak tespit edildiği anda arttırılmak üzere şimdilik fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydı ile her bir müvekkili için 50,00TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının davalıdan sigorta poliçesi kapsamındaki sorumluluğu oranında, kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davcı taraf müvekkili şirkete başvuru yapmış olduğunu, davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığını, …. plakalı araç,müvekkili şirket nezninde KTK zorunlu mali mesuliyeti (trafik) sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış olduğunu, poliçenin kaza tarihi itibari ile şahıs başına daimi sakatlık/ölüm teminat limiti belirlenen meblağlar ile sınırlı olduğunu, …. tarihinde sigortalı aracın yapmış olduğu kaza neticesinde … ‘ın vefatı sebebiyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle açılan davanın reddinin gerektiğini, sürücünün kusursuz olduğunu, vefat eden zararın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, emniyet kemeri takmama sonucu araçtan dışarı fırladığını, bu sebeple müvekkili şirketin sorumluluğu kabul edilse dahi tazminat hesabı yapıldığı takdirde en az %40 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları ile 3. kişilere karşı rücu hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın reddine, temerrüte düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderine,faize ve vekalet ücretine karar verilmemesini, karar verilmesi halinde müvekkil şirketin sorumlu olduğu azami poliçe teminat limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve vefat edenin müterafik kusuru dikkate alınarak yargılama giderinin, faize ve vekalet ücretine hükmolunmasını, reddedilen kısım için yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-… Cumhuriyet Savcılığının …. sayılı soruşturma sayılı dosyası; mahkememiz dosyasının içerine alınmış olup, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün tek taraflı ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasına neden olma suçundan şüpheli olarak yer aldığı, dosyada soruşturma aşamasında …. tarihinde trafik bilirkişisinden alınan raporda …’ın Asli ve Tam Kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
2-… plakalı araca ait Trafik Sigorta Poliçesi; davalı sigorta şirketi nezdinde aracın … tarihleri arasında ZMMS kapsamında sözleşmesinin bulunduğu, davalı sigorta şirketinin hasar dosyası evraklarını sunmuş olduğu anlaşılmıştır. … plakalı aracın UYAP’tan noter kayıtları çıkartıldığında aracın hususi kullanıma özgülenmiş olduğu anlaşılmıştır.
3-Davacının nüfus aile kayıt örneği incelendiğinde davacı …’nın müteveffanın babası olduğu, davacı …’nın ise müteveffanın annesi olduğu anlaşılmıştır.
4- Arabuluculuk tutanağı dava açmadan önce … Arabuluculuk Bürosunca …. dosya numarası ile …. tarihinde tarafların anlaşamadığına dair son tutanak düzenlendiği anlaşılmıştır.
5- Mahkememizce aktüer bilirkişisi tarafından düzenlenen… tarihli bilirkişi raporunda özetle; … günü meydana gelen olay sonucu vefat eden ….”in desteğinden yoksun kalan anne ve babasının destekten yoksun kalma tazminatlarının, davalının kusuruna göre ; Anne … .. TL, Baba .. . : .. TL olmak üzere toplamda … TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
6-Davacı vekili mahkememize sunduğu …. tarihli ıslah dilekçesi ile davacı . … için …, davacı . … için … destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiil tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsilini istemiştir.
7- Tanık … …. tarihli duruşmada vermiş olduğu beyanında özetle kaza anında arabada olduğunu müteveffanın şoförün yanındaki koltukta emniyet kemeri bağlı olarak oturduğunu şoförün çakıllı yolda dengesini kaybederek kazaya sebebiyet vermiş olduğunu belirttiği anlaşılmıştır.
8- Müteveffa … ile dava dışı araç sürücüsü …. arasında akrabalık olup olmadığı noktasında kolluk tarafından yapılan araştırma sonucunda hala-dayı çocukları oldukları anlaşılmıştır.
DOSYA İÇERİSİNDE BULUNAN TÜM DELİL VE BELGELER BİR ARADA DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE;
Dava destekten yoksun kalma tazminatı ilişkin tazminat davasıdır.
Dava konusu uyuşmazlık ; müteveffa ile davalı nezdinde sigortalı araç sürücünün kusur durumunun tespiti ile davacıların destekten yoksun kalma tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı, müteveffanın sağlığında desteğinden yararlanıp yararlanamadıkları, buna göre, müteveffanın ölümü ile destek zararının ortaya çıkıp çıkmadığı, tazminatın miktarı ve tahsiline ilişin olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı nazara alındığında kazanın …. tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında dava dışı sürücü ….’ın hakimiyeti kaybetmesi sonucu meydana geldiği, müteveffanın sürücünün yanındaki yolcu koltuğunda bulunduğu ve kaza sonucu hayatını kaybettiği anlaşılmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
TBK’nun 53/3. maddesinde sözü edilen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay HGK’nun 21/04/1982 gün ve 1979/4-1528 E,1982/412 K, sayılı kararı).
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Araç sürücüsü kusuru nedeniyle meydana gelen zararları karşılamakla yükümlü olduğu gibi, anılan yasal düzenlemeler gereğince, davalı sigorta şirketi de, düzenlenen sigorta poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana gelen trafik kazalarında üçüncü kişilere verilen zararı, zararın türüne göre poliçede belirtilen teminat üst limiti ile üstlenmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre davacı anne ve babanın murisin desteğinden pay aldığı karine olarak kabul edilmektedir. Aksini ispat yükü davalı üzerindedir. Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı). Bu şekilde destekten yoksun kalma tazminatının hesabında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan, %10 artırım %10 iskonto yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğinden hükme esas alınan 21/08/2023 tarihli bilirkişi raporunun prograsif rant yönetime göre yaptığı, hesap raporunun hesaplama yönetimi itibariyle doğru olduğu, müteveffanın yolcu konumunda olduğu ve kusur izafe edilemeyeceği, davalı sigorta şirketinin ZMMS kapsamında destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olduğu anlaşılmakla davacının iddiasını ispat ettiği kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/19530 Esas -2019/9799 Karar sayılı kararında” hatır taşıma ilişkisinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir.Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda; davacı yolcu konumundadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; olayda hatır taşıması olduğunu belirtmiştir. Dava dışı araç sürücüsü ile müteveffa arasındaki bağın araştırılmasında kolluk yazı cevabında hala-dayı çocukları oldukları anlaşılmıştır. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma hali olup taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekmektedir. Somut olayda kuzen olan yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaattin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamamıştır. (aynı doğrultuda karar için bakınız: Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22/10/2019 tarih ve 2016/19530 Esas, 2019/9799 Karar sayılı ilamı; Yargıtay 17. HD’nin 2016/1708 E., 2018/2030 K. Sayılı kararı; Ankara BAM 35.HD’nin 2022/381 E., 2022/489 K. Sayılı kararı).
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Somut olayda, kaza anında araçta bulunan …. tarihli duruşmada vermiş olduğu beyanında kaza anında arabada olduğunu müteveffanın şoförün yanındaki koltukta emniyet kemeri bağlı olarak oturduğunu beyan etmesi, davacının kazaya ve maluliyetine etki eden kusurunun bulunduğuna dair dosya içerisinde bilgi ve belge yer almadığından müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Davacı vekili tarafından dava öncesinde tazminat talebi ile KTK’nın 97. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu, başvuru dilekçesinin … tarihinde tebliğ olduğu, başvuru tarihinden 8 iş gün sonrasında temerrüte düşeceği anlaşılmış… tarihinden itibaren belirli hale getirilen talep için faize hükmedilmiştir. Aracın tescil kayıtlarında hususi kullanım amacına özgülendiği anlaşılmakla yasal faize hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-a) Davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminat talebinin kabulü ile … tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminat talebinin kabulü ile .. tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli … harçtan dava açılırken yatırılan peşin harç … TL nin mahsubu ile bakiye ….-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan 179,90 TL başvurma harcı, 179,90TL peşin harç ve 76,75 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 436,55-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4- Suçüstü ödeneğinden karşılanan bilirkişi ücreti 1.600,00TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-a) Davacı …’nın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT göre hesaplanan … vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine,
b) Davacı …’nın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT göre hesaplanan …-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 25,60TL vekalet harcı masrafının üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider/delil avansının artan kısmın, karar kesinleştikten sonra HMK m. 333 ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 207 hükümleri uyarınca re’sen yatırana iadesine,
7-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 3.200,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip Hakim