Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/198 E. 2023/179 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2023
KARAR TARİHİ : 04/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlenen …. plaka sayılı aracın …. tarihinde işleteni olan ….’ın sevk ve idaresinde iken müvekkile ait …. plaka sayılı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkile ait araçta meydana gelen hasara bağlı değer kaybı oluştuğunu, ayrıca kazanç kaybı oluştuğunu, değer kaybının ve kazanç kaybının ödenmesi için sigorta şirketine yapılan başvuruya istinaden … TL ödenmiş ise de, müvekkilin aracında oluşan değer kaybının bu miktarın çok üzerinde olduğunu ileri sürerek fazlası saklı şimdilik … TL maddi tazminatın tahsilini istemiştir.
Mahkememizin …. tarihli ara kararı ile, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dosyanın tefriki ile mahkememizin ayrı bir esasına kaydına karar verilmesi üzerine tefrik edilen dosyanın mahkememizin …. esasını aldığı ve bu dosyada … tarihinde, dava açılmadan önce dava şartı arabuluculuk kapsamında arabuluculuğa başvuru yapılmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Sigorta şirketi yönünden verilen tefrik kararından sonra, öncelikle davalı sürücü yönünden uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK. nun 4. maddesi gereğince her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılmış ve aynı Kanunun 5/1 maddesinde ticaret mahkemelerinin görev alanları düzenlenmiş olup, “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” ifadesine yer verilmiştir. Buna göre; aynı kanunun 4/1. maddesinde nispi ticari davalar, 4/1. maddenin a fıkrasından f fıkrasına kadar sayılan hususlar ise mutlak ticari davalar olarak sayılmıştır.
Bir davanın nispi ticari dava sayılması için; TTK 4/1. maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi; davanın her iki tarafında tacir olması ve uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir.
Mutlak ticari davalar ise TTK 4/1-a. maddesinde; her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ile yine TTK 4/1. maddesinin a fıkrasından f fıkrasına kadar sayılan yasalarda belirtilen davalar olarak sayılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmesi ile birlikte 5/3. maddesi gereği artık asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisinden çıkarak görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleri olup, bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda Ticaret Mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle mahkemelerce resen gözetilmesi gereken hususlardandır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup, TTK 4. Maddesinde haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlıklar mutlak ticari dava olarak kabul edilmemiştir.
Bu nedenle her iki tarafı tacir olmayan haksız fiile dayalı uyuşmazlıklarda HMK 2. maddesi uyarınca genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli ve yetkilidir. Mahkemelerin görevi Kanunla belirlenip, (HMK m.1) kanunla düzenlenmesi, göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından resen nazara alınması gerekir.
Somut olayda, davanın açıldığı tarih itibari ile davalı sürücü yönünden dava konusu uyuşmazlık haksız fiile dayalı olup, davacı ve davalı araç sürücüsünün gerçek kişi olmalarına, davacıya ait aracın kullanım şekli ticari ise de, davalı sürücüye ait aracın kullanım şeklinin hususi olmasına, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir uyuşmazlık bulunmamasına, mutlak ticari davalardan olmamasına, ihtiyari dava arkadaşları yönünden dava özel yetkili olan Ticaret Mahkemesinde açılmış ise de, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen …. Sigorta A.Ş. yönünden dosyanın tefrik edilmiş olması nedeniyle elde ki davada sigorta şirketinin iş bu davacı yönünden davada taraf olmamasına ve sigorta hukukundan kaynaklanan uyuşmazlık bulunmamasına göre, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle Asliye Hukuk Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK’nın 20.maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya bulunulan yer mahkemesine başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi takdirde dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-H.M.K.’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim