Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 07/12/2023
KARAR TARİHİ : 09/01/2024
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 5363 sayılı kanunla, tarım sektörünü tehdit eden risklerin belirli bir bölümünü teminat altında alan, sigorta primlerinin bir kısmı devlet tarafından karşılanan, sigortacılık uygulamalarını yeknesak hale getirmeyi, teminat kapsamını genişletmek ve çeşitlendirmeyi, tazminat ödemelerinin en kısa sürede yapılmasını, tarım sigortalarının ülke genelinde yaygınlaşmasını hedefleyen, kar amacı gütmeyen bir sistem kurulduğu. Kısaca TARSİM olarak adlandırılan bu sistem Tarım Sigortaları Havuzu tarafından yönetildiği. Müvekkili kurum, toplam 24 sigorta şirketinden oluşan 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamında kurulmuş ve konusu Devlet Destekli Tarım Sigortaları olan Tarım Sigortaları Havuzu’nun işleticisi olduğu belirtilmiştir. Müvekkili kurum tarafından: … İli, … İlçesi, … Mahallesi ve … Mahallesi sınırında yer alan … numaralı parseldeki buğday ürününü, … numaralı Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi ile teminat altına aldığı. …. tarihinde, davalının bakım, onarım ve güvenliğinden sorumlu olduğu elektrik hattından çıkan yangında, yukarıda yazılı poliçelerle sigortalı olan buğdaylar yanarak hasar gördüğü, Sigortalılar tarafından yapılan hasar ihbarı neticesinde hasar ekspertiz incelemesi yapıldığı ve tespit edilen hasar oranı üzerinden hesaplanan toplam …-TL hasar tazminatı dava dışı sigortalıya ödendiği belirtilmiştir. Dava konusu hasara davalı ….’ın sebebiyet verdiği, dava dışı sigortalılara ödenen hasar tazminatının davalıdan rücuen tazminini talep edilmiştir….’ın dava konusu yangın hasarından sorumlu olduğu belirtilmiştir. Yangının, davalı şirketin kurulum, bakım ve onarımında sorumlu olduğu, merkez trafodan çıkan kıvılcım nedeniyle yangının çıktığı belirtilmiştir. Siverek Sulh Hukuk Mahkemesi … D.iş dosyasından alınan bilirkişi raporu ve Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … nolu soruşturması kapsamında da yangının ….’a ait hattan çıktığı ve …’ın ağır kusurlu olduğunun sabit olduğu. Davalıyla yapılan arabuluculuk görüşmesinde de olumlu sonuç alınamadığı, davalının sorumluluğunda bulunan elektrik hatından çıkan yangın nedeniyle dava dışı sigortalılara ödenen toplam ….-TL’nin yangından sorumlu olan davalıdan rücuen tahsili talep ve dava edilmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı ,yetki, görev, husumet itirazı bulunduğu. Şirket hatlarından kaynaklı bir yangın bulunmadığı. Dava dilekçesini kabul etmediği. Yangının çıkış anını gören kimse olmadığı, yangının elektrik direğinden çıktığını davacının ispatlayamadığı, elektrik tekniği konusunda hiçbir bilgisi olmayan ve yangının çıkış anını görmeyen teknik yeterliliği olmayan belgelere tanık beyanlarına dayanarak müvekkili kuruma kusur yüklenemeyeceği belirtilmiştir. Yangının başka nedenlerden çıkma olasılığı üzerinde durulması gerektiği. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğunun söz konusu olduğu. Bir bina veya yapı eseri malikinin mülga 818 sayılı BK’NIN 58. Maddesine göre sorumlu tutulabilmesi için, zararın, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden doğduğu ispatlanmalıdır. buradaki ispat yükü zarar görene düştüğü belirtilmiştir. İlliyet bağı; Mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru veya üçüncü kişinin kusuru nedeniyle kesilebilir. bk’nın 58. maddesi kapsamında sorumluluğun doğabilmesi için illiyet bağının kesilmemiş olması gerektiği belirtilmiştir. Sigorta şirketlerinden herhangi bir ödeme alıp almadığı hususunda araştırmanın yapılması ve bu şirketlere ihbar yapılması talep edilmiştir. Müvekkili şirket yönünden davacı taraftan %20 den aşağı olmamak üzere tazminat talep edildiği. Davacı taraf müvekkili şirketin alacağının tahsilini engellemek üzere bu davayı açmış olduğu açılan davanın haksız olduğu belirtilmiştir.
Mahkeme tarafından davanın kabulü halinde en az %50 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasını ve davanın reddi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçeleri kapsamında davalının dava dışı sigortalıya ödediği bedelin, davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ve TBK.’nun 162/2 ve 168. maddeleri gereğince müteselsil sorumlulukta diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği … tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; …. tarih, … esas, …. karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olayda, davacı … davaya konu olan taşınmazda davalının bakım onarım ve güvenliğinden sorumlu olduğu elektrik hattında seksonelden çıkan kıvılcımda yukarıda bilgileri verilen poliçe ile sigortalanmış olan buğday ürünü yanarak hasar gördüğünü, davacının yapılan hasar ihbarı üzerine, hasar ekspertiz incelemesi sonrasında ürünleri zarar gören sigortalılara ödediği tazminatı, zarardan sorumlu olduğunu iddia ettiği gerçek kişi davalıya rücu etmektedir. Davacının halefi olduğu zarara uğrayan gerçek kişi olup, dava dışı 3 kişinin (…) esnaf tacir araştırmalarının yapılması için vergi dairesine yazılan müzekkere cevapları ile ticaret sicil müdürlüğünden gelen yazı cevaplarında tacir olmadığı sabit olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.TTK nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir.
Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
6100 Sayılı HMK.’nun 1 inci maddesine göre görev hususu kamu düzenine ilişkin ve aynı yasanın 114/1-c maddesi uyarınca ayrıca dava şartı olduğundan aynı Kanunun 115 inci maddesi uyarınca da her aşamada mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması zorunluluğu bulunduğu, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu görülmekle (Aynı yönde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 13/05/2022 tarih, 2020/769 Esas, 2022/696 Karar sayılı kararı) aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114. ve 115. mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip Hakim