Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/964 E. 2022/2488 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 09/08/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilİ şirket nezdinde … no’lu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalanan davalıya ait … plakalı aracın belirlenemeyen sürücüsünün, … tarihinde … itikametinden ….. istikametine sol şeritten seyir halinde iken … ışıklı kavşağa geldiğinde kavşakta kırmızı ışıkta bekleyen sürücü …… idaresindeki …. plakalı aracın sol arka kısımlarına çarpması, çarpmanın etkisiyle aracın savrularak sağ şeritte bulunan plakası tespit edilemeyen aracın sol arka kısımlarına çarpması, devamında sigortalı aracın duramayarak aynı kavşakta kırmızı ışıkta sol şeritte bekleyen sürücü … idaresindeki …. plakalı aracın sol arka kısımlarına çarpması sonucunda çok taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu ve belirlenemeyen sürücünün olay yerini terketmiş olduğunu, kazada hasar gören … plakalı araç malik ….’a yapılan ekspertiz çalışmaları sonucunda 4.100,00 TL hasar bedeli ödenmiş olduğunu, aynı kazada hasarlanan …. plakalı …’e ait diğer araçın, kasko Sigortacısı olan …… Sigorta Anonim Şirketine başvurarak…. no’lu dosya ile ….. TL olarak tespit edilen hasarını karşılamış olduğunu, …. Şirketinin müvekkili …. Sigorta şirketine rücu talebinde bulunması nedeniyle …. TL hasar bedelini müvekkil … Sigorta Şirketi ….. tarihinde …. Sigorta Şirketine ödemek zorunda kalmış olduğunu, .. plakalı araç maliki … Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine … tarihinde ….. dosya ile başvurarak değer kaybı talebinde bulunmuş olduğunu, yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre tespit edilen 12.168,18 değer kaybı + 4.080,00 TL vekalet ücreti + 459,00 TL işlemiş faiz + 671,90 TL KDV tevkifatı ile stopaj tutarı olmak üzere Toplam 17.379,08 TL ….. tarihinde hak sahibine ödemek zorunda kalmış olduğunu, kaza tarihinde tutulan kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsü (olay yerini terkeden) %100 kusurlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 50.310,90-TL maddi zararın 4.100,00 TL’sine ödeme tarihi olan ….., 28.831,82 TL’sine …, 16.376,36 TL’sine …. tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıya rücuen tazminini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu anlaşıldı.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı her ne kadar açmış olduğu davada söz konusu kazayı izah ederken belirlenemeyen sürücüden bahsetmiş ise de kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü müvekkil şirkette kamyon şoförü olarak çalışan …. olup, işbu husus ek olarak sundukları tutanaklardan belli olduğunu, işbu dosyada sürücüsü tespit edilmiş bir kaza söz konusu olduğunu, sürücü kazanın hemen ardından, aracın freninin tutmaması sebebiyle duramamış, sonrasında da can güvenliği ile ilgili tedirginlik yaşadığı için olay yerinden uzaklaşmak zorunda kalmış olduğunu akabinde yasal prosedüre uygun bir şekilde polis merkezine giderek ifade vermiş olduğunu, davacı sigortacı, sigorta ettiren ile aralarında akdedilen sözleşmeyi yanlış yorumlamış olmakla birlikte , sigorta ettirenin işbu sözleşme ile güvence altında olmadığını ve her türlü durumda ağır kusurlu olduğunu kabul ederek haksız ve hukuka aykırı bir tutum içerisine girmiş olduğunu, zira sigortacının davasını ispat edebilme açısından hangi rizikoları teminat altına aldığının açıklamasını yapma zorunluluğu olduğunu, ancak dava dilekçesinde bu husus açıklığa kavuşturulmadığını, ve de açılmış dava hukuki dayanaktan yoksun mesnetsiz bir dava olmuş olduğunu, davacının iddiasında haksız olduğu bu sebeple açılmış olan işbu davanın reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiş olduğu anlaşıldı.
GEREKÇE:
Dava; ….. T. Gerçekleşen trafik kazasında davacı sigorta şirketinin …. poliçesi kapsamında ödenen tazminatın olay yeri terk nedeniyle davalıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.m.95/2 “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmü düzenlenmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın, Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı m.B.4 ile sigortacının, sigortalısına karşı rücu nedenleri sayılmıştır. Dava dilekçesiyle; rücu sebebi olay yerini terk olarak gösterilmiştir.
4721 sayılı TMK.m.6’da “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”, yine 6100 sayılı HMK.m.190/1 ile “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Çözümlenmesi gereken sorun ZMMS poliçesi bulunan dava konusu araç bakımından meydana gelen iş bu trafik kazası neticesinde olay mahallinin terk edilmesinin tek başına poliçeyi teminat kapsamından çıkarıp çıkarmadığına ilişkindir.
Sigorta hukukunda asıl olan, sigorta poliçesi kapsamında kalan rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın sigortacı tarafından karşılanmasıdır. Ancak bazı durumlara ilişkin kanuna veya poliçe genel şartlarına hükümler konularak, zarar teminat dışına çıkarılabilmektedir. ZMMS genel şartlarının B.4 maddesinde de teminat harici olan hususlar düzenlenmiş olup, bunlardan bir tanesi de kazadan sonra olay yerinin terk edilmesidir.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMMS) Genel Şartlarının ” ZARAR GÖRENLERİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASI VE SİGORTACININ SİGORTALIYA RÜCU HAKKI” başlıklı B.4/f bendinde düzenlenen “f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, “bedeni hasar”a neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödedlere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunmaktadır. Bedeni hasara neden olan bir trafik kazası sonucu sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal sebebine dayanması gerektiği aşikardır.
ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki sebebin bir arada bulunması gerekmektedir.
a)- Bunlardan ilki meydana gelen trafik kaza sonucunda “bedeni hasar”ın doğmasıdır. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar ile” sınırlandırılmış olup, düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar istisna olduğundan, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yerinin terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması mümkün değildir.
Somut olayda ise bedeni hasar meydana gelmemiştir. Tarafların bu yönde bir iddia ve savunması da bulunmamaktadır.
ZMMS genel şartları B.4/f bendi düzenlenirken zarar gören 3. şahıslara yapılan ödemenin türü ve niteliği dikkate alınmamış, aksine “trafik kazası”nın türü esas alınmıştır. Davacı sigorta şirketinin dava dışı zarar görene maddi hasar sebebiyle ödemesini yapmış olması sigortalısına rücu hakkını engellemeyecektir.
b)-Rücu için gerekli olan ikinci sebep ise, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerekmektedir.
Sigortalı araç olay yerini terk ettiği aşikardır. Ancak park halinde duran bir araca çarpıp olay yerini terk etmiştir. Kazaya karışan araç olay mahalline can güvenliği ve tedirginlik yaşadığından bahisle olay yerini terk etmiştir. Olayda bedenen bir zarar yoktur. Bu sebeple yukarıda (a) bendinde açıklandığı üzere bedeni zarar olması halinde olay yerinin terkedilmesi rücu sebebidir. Tüm bu sebeplerden dolayı davacı sigorta şirketinin dava konusu trafik kazasından kaynaklı olarak davalıya rücu şartı oluşmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.( aynı yönde karar için bakınız: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1702 E., 2022/1807 K.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının harcı peşin yatırmış olduğu anlaşılmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davalı şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim