Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/947 E. 2023/837 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkil şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı karşılıklı bir borç ilişkisi doğduğunu, bu borç ilişkisinden kaynaklı müvekkil tarafından davalı adına dilekçe ekinde sunulan muhtelif tarihli faturalar düzenlendiğini, gönderilen faturalara davalının itiraz etmediğini, ifa edilmeyen miktar ve işlemiş faizle birlikte ….-TL nın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptalini istemiştir.
Davalı vekili, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının dayandığı sözleşmenin müvekkil şirketi temsil ve ilzama yetkili kişiler tarafından atılmadığından yetkinin bağlayıcı olmayacağını, bu nedenle müvekkilinin bu sözleşmeye uymasının kendisinden beklenemeyeceğini, davacının bu sözleşmeyi esas alan tüm iddialarının reddi gerektiğini, taraflar arasında cari hesap dışında başkaca bir sözleşme hükmüne tabi ticari ilişki bulunmadığını, ticari ilişkinin bu şekilde cari hesap sözleşmesine uygun devam ederken davacının takip başlattığını, cari hesap dışında davacı ile aralarında başkaca bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının kendilerine borçlu olduğunu, bu durumun ticari defterlerin incelenmesinden anlaşılacağını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuş, ayrıca davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, Diyarbakır İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilerek dosya arasına kazandırılmış, taraf vekillerine müvekkillerine ait ticari defterleri sunması veya bulunduğu yeri bildirmesi için kesin süre verilmiş, talimat yoluyla davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava, faturaya dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün …. E sayılı dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu ayehine toplamda …. adet faturaya dayalı olarak işlemiş faizlerde dahil toplamda … TL’nın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının ödeme emrine karşı süresinde sunduğu itiraz dilekçesi ile asıl alacak ve ferileri ile yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Daireleri olduğuna yönelik yetki itirazında bulunduğu, icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça eldeki itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılıp başlatılmadığı, uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin yetkili olup olmadığı, icra takibine konu edilen faturalara konu mal/hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği, buradan varılacak sonuca göre davacının alacak ve işlemiş faiz talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarına ilişkindir.
Taraflar kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadır. İbrazı istenen belgenin ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı tarafta bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin varolduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olduğu taktirde mahkemece bu belgenin ibrazı için HMK 220/2 maddesi gereği kesin süre verilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf verilen süre içerisinde ibraz etmez ve aynı süre içerisinde gerekçesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez yada belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse mahkemece belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanına itibar edilebilir. (HMK 220/3)
Yukarıdaki açıklamalara göre ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeyle ilgili olduğu davalara ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerden olmakla birlikte ancak HMK 222. maddesindeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi ticari defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Zira tarafın ticari defterleri kanunda açıklandığı üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu taktirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı taktirde kendi defterlerinin davacı defterleriyle uyumlu olup olmadığının incelenmesinin engel olacağından sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibraz etmediği taktirde HMK 220/3 madde gereğince sunmaktan kaçındığı ticari defterlerindeki kayıtların karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğu kabul edilebilir. Aksinin kabulü durumunda karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkmaktadır ki, bu hususta HMK’daki açık düzenlemelere aykırı olacaktır.
Mahkememizce davalının borca itirazı nazara alınarak tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Mahkememizce HMK 220/3 ve 222 ve devamı maddeleri uyarınca, davalı tarafa, karşı tarafın usulüne uygun tutulmuş ticari kayıtlarına itibar edileceği, davacının iddia ettiği hakkın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu kabul edilerek hüküm kurulacağı hususunda ihtar yapılmış, usulüne uygun tebligata ve verilen süreye rağmen davalı taraf, ticari defterlerini bilirkişi incelemesine esas olmak üzere sunmamış, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, takibe konu edilen faturalara ilişkin davacının ticari defterlerinde kayıt bulunduğu ve davacının ticari defterlerine göre 18.994,80 alacaklı görüldüğü mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafça, davacı tarafından dosyaya sunulan sözleşmedeki imzanın müvekkili şirketi telsim ve ilzama yetkili kişiler tarafından atılmadığı ve davacının bu sözleşme kapsamında alacak talep edemeyeceği ve sözleşmedeki yetki şartına dayanamayacağı savunulmuş ise de, davalının ticari defterlerini sunmaması, icra takibine konu edilen faturalara ilişkin davacının ticari defterlerinde kayıt bulunması, bu haliyle davacının ticari defterlerinin HMK.’nun 222/3.maddesi gereğince delil niteliğine haiz olması karşısında taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu kabul edilmiş, davaya konu alacağın faturadan kaynaklı para alacağına ilişkin olmasına ve 6098 sayılı TBK.’nun 89.maddesi gereğince davacının yerleşim yeri olan Diyarbakır İcra Daireleri ile Mahkemelerinin de yetkili olmasına göre, davalının gerek icra dairesinin yetkisine, gerekse mahkemenin yetkisine yaptığı itiraz yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafça, davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen sözleşmedeki imzanın davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ait olup olmadığı ileri sürülmüş ise de, davalının ticari defterlerini sunmaması nedeniyle davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri kendi lehine delil niteliğine haiz olduğundan imza incelemesine yönelik yapılacak tahkikatın sonuca etkili olmadığı değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı arasında akdi ilişkiden kaynaklı fatura alacağına dayalı takip başlattığı, davacının delil niteliğine haiz defterlerine göre taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu ve davacının ticari ilişki kapsamında davalıdan …. TL alacaklı olduğu ve asıl alacak miktarı üzerinden davalının itirazının iptaline, icra takibinin devamına, alacağın faturaya dayalı olması sebebiyle bilinebilir olduğu ve bu haliyle likit olduğu kabul edilerek hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödenmesine dair karar verilmiş, takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının Diyarbakır İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin … asıl alacak ve takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, asıl alacağa yönelik fazlaya ilişkin talebin ve işlemiş faize yönelik talebin REDDİNE,
2-Alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan … TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken … TL peşin harçtan, başlangıçta yatırılan … TL harcın mahsubu ile bakiye … TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan … TL başvuru harcı ile peşin harç olarak yatırılan … TL olmak üzere toplamda … TL’nın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından … TL bilirkişi ücreti ile 79,50 TL tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen toplamda … TL yargılama giderinin, kabul red oranı dikkate alınarak, … TL’lik kısmının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan … TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan … TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından, 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen … TL arabuluculuk ücretinin, kabul ve red oranı dikkate alınarak, .. TL’lik kısmının davalı tahsili hazineye irad kaydına, bakiye … ‬TL’lik kısmın ise davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .

Katip Hakim