Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/9 E. 2022/2588 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı … Kooperatifi’nin başkanlık görevini ifa ettiği dönem içerisinde kooperatif işlerinde kullanılmak üzere … tarihinde Yapı ve … Bankası A.Ş.’ye aktif ve pasifleriyle katılan …. A.Ş.’den kooperatif adına ticari kredi kullanıldığını, müvekkilinin kredişi kooperatif adına imzaladığını, kredi ödemeleri düzenli olarak yapılmakta iken Kooperatifin maddi durumundaki değişim ve bozulmalardan kaynaklı kredi ödemelerinin düzenli olarak ödenemediğini, bunun üzerine davalı banka tarafından kredinin taraflarına Diyarbakır …. Noterliğinin … tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilriğini, ancak söz konusu ihtarnamenin müvekkiline tebliğ edilmediğini, sonrasında davalı banta tarafından … tarihinde kredi sözleşmesinin 1, 30 ve 45. sayfaları ile noter ihtarnamesi dayanak gösterilmek sureti ile müvekkil aliyheni müteselsil kefil sıfatı ile icra takibi başlatıldığını, alacaklı banka tarafından dosya kapsamındaki alacağın davalı …’e ivazlı olarak temlik edildiğini, …’in ise sonrasında diğer davalı …e ivazsız bir şekilde temlik ettiğini, kooperatif adına kredi çekilebilmesi için kooperatif genel kurulunda kabul edildiğini ve bu yetki yönetim kuruluna verilerek genel kurul kararının ticaret sicili gazetesinde ilan edildiğini, bu bakımdan sözleşmenin yapıldığı dönem göz önünde bulundurularak kooperatifin kredi çekmesinin önünde herhangi bir engel bulunmadığını ve kooperatif başkanı olan müvekkilin banka kredisine başvurarak bu yetkiyi kullandığını, bu hali ile kredi sözleşmesi altında mevcut olan müvekkile ait imzanın kooperatifi temsilen atıldığının kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilin müteselsil kefil olarak kabul edilmesi durumunda, 818 sayılı Borçlar Kanunun 484. maddesinde, kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin yazılı şekil şartına ve kefilin sorumlu olduğu miktarın belirlenmesine bağlandığını, burada dikkat edilmesi gereken hususun asıl borç miktarının belirtilmesinde zorunluluk bulunmadığı ancak kefilin sorumlu olduğu miktarın açık ve net bir şekilde belirtilmiş olması gerektiğini, yine kişinin kefalet amacı ile sözleşmeye imza attığının açıkça sözleşme metninden anlaşılması gerektiğini, yine sözleşme metni incelendiği müvekkilin son sayfada yer alan ‘müteselsil kefil’ yerine adını yazması ve imzasını atmış olmasına karşın kefil olduğu tutar kısmının boş bırakılması ve kredi sözleşmesinin ilk sayfasında mevcut kredi miktarının sonradan başka kalem ile doldurulmasının da kredi sözleşmesinin kefalete ilişkin kısımlarını geçersiz hale getirdiğini, Diyarbakır … Noterliğinin … tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi müvekkilimize ihtar edilmediği gibi tebligat parçasının da ne notere ne de icra dairesine ulaşmadığını, bu bakımdan aslında müvekkil açısından gerek sözleşme gereği gerekse şekil şartı gereği doğmayan bu borcun, yine tebligatın müvekkile ulaşmamış olması sebebi ile temerrüdün gerçekleşmediğini, icra takip dosyası incelendiğinde, takip başlangıç bedeli …. TL olmasına rağmen takip sonrası faiz miktarı sabit olarak uygulanmakla takibin şuan ki güncel tutarının …. TL olarak hesaplandığını ve yıllar içerisinde yapılan bütün hacizlerin bu oran üzerinden yapılan hesaplar sonucu uygulandığını, du durum davalı … ve davalı ….’in bilerek ve kötü niyetli olarak takibi bu tutarlar üzerinden devam ettirdiklerinin kanıtı mahiyetinde olduğunu ileri Diyarbakır İcra Dairesi … esas sayılı dosyası kapsamında müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile davalılar … ve … aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı … Bankası A.Ş. vekili, zamanaşımının dolduğunu, müvekkil bankanın dosya kapsamındaki alacağını davalı …’e ivazlı olarak temlik ettiğinden taraf sıfatının bulunmadığı, bu nedenle husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacı taraf ile müvekkil …Bankasına aktif ve pasifleri ile katılan … A.Ş. arasında kooperatif adına genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığını, ödemelerin aksatılmasından sonra Diyarbakır …. Noterliğinin … tarih ve … numaralı ihtarnamesi ile durumun kredinin taraflarına ihtar edildiğini, davacı tarafından söz konusu ihtarnamenin tebliğ edilmediği ileri sürülmüş ise de, ihtarnamenin aynı konutta birlikte çalışan İzet Kılıç’a tebliğ edildiğini, davacının kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, her ne kadar davacı tarafından kefil olunacak miktarın sözleşmede belirtilmediği ifade edilse de, kredi miktarının ….TL olduğunun sözleşmede mevcut olduğunu, kefil olan davacının sözleşmede mevcut olan asıl borçtan sorumlu olduğunu, kaldı ki aksi kararlaştırılmadığı sürece kefilin kredi borcunun tamamından sorumlu olduğunun açık olduğunu beyan ederek usul ve esas yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili, zamanaşımının dolduğunu, … tarihli protokol ile davalı bankanın Diyarbakır … İcra Müdürlüğünün …. esas (Yeni: …. esas) sayılı dosyasına konu alacağı müvekkile devir ettiğini, bilahare protokol gereğince Diyarbakır … Noterliğinin …. tarih ve …. Yevmiye nolu temlikname ile anılan icra dosyasındaki alacağı temlik yolu devir aldığını, bu haliyle borçlu davacı … adına kayıtlı olan gayrimenkuller üzerindeki bankanın birinci sıradaki alacağı olan …. TL’yi ödeyerek bankanın birinci sıradaki hakkının temlik ile kendisine geçtiğini, sonrasında temlik ile devir almış olduğu icra takibine konu alacağı bu defa Anamur ….Noterliğinin …. tarih ve …. yevmiye numaralı temlikname ile diğer davalı ….’e devir ettiğini, davacının kredi sözleşmesine konu borca müştereken ve müteselsilen kefil olduğunun açık olduğunu, kaldı ki, davacı …. ve …. Kooperatifi açısından sorumluluğun kime ait olduğu tartışmasının Bismil İcra Hukuk Mahkemesinin …. E. Ve …. K. sayılı dosyasında yapılan yargılamada tartışıldığını ve anılan iddianın reddine karar verildiğini ve bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin …. esas, …. K. sayılı ilamı kararın onanmasına karar verildiğini, bu nedenle davacının kooperatifi temsilen atılan imza iddiasının reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalı …. vekili, zamanaşımının dolduğunu, takibe konu alacağı davalı ….’in davalı bankadan temlik aldığını ve sonrasında müvekkile temlik ettiğini, davacı …. ve … Kooperatifi açısından sorumluluğun kime ait olduğu tartışmasının Bismil İcra Hukuk Mahkemesinin …. E. Ve …. K. sayılı dosyasında yapılan yargılamada tartışıldığını ve anılan iddianın reddine karar verildiğini ve bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin …. esas, …. K. sayılı ilamı kararın onanmasına karar verildiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, Diyarbakır İcra Dairesinin … esas (Eski: Diyarbakır 3. İcra Müdürlüğünün … esas) sayılı dosyası ile takibe konu kredi sözleşmesi ve ekleri ve Bismil İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, dosya arasına kazandırılmış, davaya konu uyuşmazlığın çözümü bakımından bankacılık alanında uzman bilirkişiden kök ve ek rapor alınmıştır.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı başlatılan icra takibinden dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davalı …. Bankası A.Ş.’ye aktifi ve pasifi ile birlikte katılan …. A.Ş. İle dava dışı …. Kalkınma Kooperatifi arasında … tarihinde … TL bedelli genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığı, davacının kefil olduğu tutar belirtilmeksizin kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı banka tarafından … tarihinde Diyarbakır 3. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyası üzerinden dava dışı asıl borçlu kooperatif ile kefiller aleyhine …TL asıl alacak, … TL işlemiş faiz ve …. TL BSMV olmak üzere …. TL nakdi alacak ile …. TL gayri nakdi alacak olmak üzere toplamda …. TL’nın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, takip dosyasının sonradan Diyarbakır İcra Dairesinin …. nolu esasına aldığı, davalı banka ile davalı … arasında imzalanan … tarihli protokolle takibe konu alacağın davalı ….e temlik edildiği, Anamur …. Noterliğince düzenlenen … tarihli ve … yevmiye nolu temlikname ile takibe konu alacağın davalı … tarafından diğer davalı …’e temlik edildiği, elde ki davanın …. tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra takibine dayanak yapılan genel kredi sözleşmesinde yer alan davacıya ait imzaların asıl borçluyu temsilen mi yoksa kefaleten mi atıldığı, asıl borçluyu temsilen atıldığının kabulü halinde davacının takibe konu edilen borçtan sorumlu olup olmadığı, kefaleten atıldığının kabulü halinde geçerli bir kefalet ilişkisinin kurulup kurulmadığı, kefalet geçerli ise kefile başvuru koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının temerrüde düşüp düşmediği, takipte uygulanan faiz oranı ile zamanaşımının dolup dolmadığı ve davalılara husumet yöneltilip yöneltilemeyeceğine ilişkindir.
1-Davalı …. Bankası A.Ş. ile davalı … yönünden:
Her ne kadar davacı tarafından bu davalılara karşı da husumet yöneltilmiş ise de, dava tarihinden önce, öncelikle takibe konu alacağın davalı banka tarafından… tarihinde davalı ….’e, bu davalı tarafından da … tarihinde davalı …r’e temlik edildiğinin ve bu hususun davacı tarafından bilindiğinin anlaşılmasına göre, yapılan temlikle birlikte bu davalıların pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu davalılar yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiş, ret sebebi ortak olduğundan lehlerine tek maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.
2-Davalı … yönünden;
Davacı kredi sözleşmesinin kooperatifi temsilen imzaladığını, sözleşmenin son sayfada yer alan ‘müteselsil kefil’ yerine adını yazması ve imzasını atmış olmasına karşın kefil olduğu miktar kısmının boş bırakıldığını ve kredi sözleşmesinin ilk sayfasında mevcut kredi miktarının sonradan başka kalem ile doldurulduğundan sözleşmenin kefalete ilişkin kısımlarının geçersiz hale geldiğini iddia etmiştir.
Kredi sözleşmesi ve eklerinin incelenmesinden, takibe dayanak yapılan kredi sözleşmesinin taraflarının banka ile dava dışı kooperatif arasında imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacı kredi sözleşmesini kooperatifi temsilen imzalaması yanında müteselsil kefil sıfatıyla da imzalamıştır. Sözleşmenin kefalete ilişkin kısmında kefil olunan tutar yazılı değildir.
818 sayılı Borçlar Kanunun 484. maddesinde, kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin yazılı şekil şartına ve kefilin sorumlu olduğu miktarın belirlenmesine bağlıdır. Kefalet metninde, kefilin sorumlu olduğu miktar yazılı değil ise de, kredi sözleşmesinde kredi miktarının … TL olduğu yazılı olduğundan kefalet limitinin kredi limiti kadar olduğu kabul edilmiştir. Her ne kadar davacı kefil tarafından sözleşmenin ilk sayfasında yazılı miktarın sonradan başka kalem kullanılmak suretiyle eklendiği iddia edilmiş ise de, ilgili kısmın sırf farklı kalemle doldurulmuş olması kefalete geçersiz hale getirmeyecektir. Öte yandan, miktarın sonradan yazıldığına ilişkin de dosyaya yansıyan herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının kredi sözleşmesine kefaletinin geçerli olduğunun kabulü gerekir.
Davacının kredi sözleşmesi ve kefalet hükümleri gereği sorumlu olduğu miktarın tespiti yönünden bankacılık alanından uzman bilirkişiden kök ve ek rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; takibe konu kredinin borçlu cari hesap (BCH) kredisi olduğu, hesabın … tarihinde … tarihinde kat edildiği ve borcun ödenmesi amacıyla …. tarihinde gönderilen ihtarnamenin …. tarihinde dava dışı kooperatife ve davacıya aynı konutta birlikte çalışan işçi …. imzası ile tebliğ edildiği, hesabın … tarihinde kat edildiği, temerrüdün 04.09.2008 tarihinde gerçekleştiği, hesap kat ihtarnamesi tarihine kadar işlemiş gecikme faiz oranına ilişkin olarak genel kredi sözleşmesi ve teminat sözleşmesi içerisinde herhangi bir madde ya da bildirim bulunmadığı, bu nedenle hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz uygulanması gerektiğinden hesabın buna göre yapıldığı, temerrüt faizine ilişkin olarak sözleşmenin 43. maddesi ve dosya içerisinde yen alan …. tarihli …. nolu yazıya göre TCMB tarafından bildirilen kredi işlemlerine uygulanacak azami faiz oranları oranlarına göre davalı banka tarafından bu krediye yönelik o dönem için uygulanan faiz oranının yıllık %84,00 olarak belirlendiği, temerrüt faizinin %50 fazla olarak belirlenmesi nedeniyle davacı bankanın %126 temerrüt faizi talep edebileceğini, buna göre davalı bankanın takip tarihi itibarıyle, … TL asıl alacak, …. tarihleri arası %84 akdi faiz+BSMV olarak … TL, …. tarihleri arası %126 işlemiş temerrüt faizi olarak …. TL ve bunun %5 BSMV si … TL ve ….TL gayri nakdi alacak olmak üzere toplam …. TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiş, alınan kök ve ek rapor mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davacının dava dışı kooperatif arasında imzalanan sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olmasına, sözleşmenin kefalet kısmında kefil olunan miktar yazılı değil ise de, sözleşmede kredi miktarının yazılı olması nedeniyle kefil olunan miktarın kredi miktarı ile sınırlı olmasına, davacı tarafından kredi miktarının sonradan ilave edildiği ve bu nedenle kefaletin geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de bu hususun ispatlanamamış olmasına, takibine konu edilen miktarın kredi miktarından düşük olması nedeniyle kefilin takibe konu edilen borçtan sorumlu olmasına, gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmediği iddia edilmiş ise de tebliğe dair dosyada tebliğ mazbatası bulunmasına, bilirkişi tarafından asıl alacağa akdi ve temerrüt faizine ilişkin yapılan hesaplamaların dosya kapsamına uygun olduğunun anlaşılmasına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davalılar …. Bankası A.Ş. ve … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Davalı … yönünden; Davanın KISMEN KABULÜNE, Diyarbakır İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra takip dosyasına konu edilen …. TL toplam alacak içinde yer alan …. TL faizin …. TL’lik kısmı ile yine toplam alacak içerisinde yer alan … TL BSMV’nin .. TL’lik kısmı yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken …. TL karar ve ilam harcından, başlangıçta alınan …. TL peşin harcın mahsubu ile bakiye … TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı ve 105,64 TL peşin harç olmak üzere toplamda 186,34 TL’nın davalı ….r’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 1.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 192,35 TL tebligat ve posta ücreti olmak üzere toplamda karşıladığı 1.292,35 TL yargılama giderinden, kabul/red oranı üzerinden hesaplanan 12,53 TL yargılama giderinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 1.546,55 TL vekalet ücretinin davalı ….den tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 24.610,55 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ….’e verilmesine,
8-Davalı …. Bankası A.Ş. ile davalı …. kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, ret sebebinin ortak olmasına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı…Bankası A.Ş. ile davalı ….’e verilmesine,
9-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılardan …. Bankası A.Ş. vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim