Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/875 E. 2022/2447 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı şirkete ait araçların bakım, onarım ve tamiratını yapmakta olduğunu, en son yapılan bakım ve onarımdan sonra davalı firmanın müvekkil firmaya 38.463,31 TL bakiye borcu kalmış olduğunu ancak davalı ile iletişime geçildiği halde davalı firma ödemeyi yapmamış olduğunu, bunun üzerine müvekkil firma son kez davalı ile görüşerek söz konusu bedeli talep etmiş olduğunu ancak davalı firmanın ödeme yapmamış olduğunu, davalı hakkında Diyarbakır İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatılmış olup davalı firma borca ve borcun tüm fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurmuş olduğunu, ancak bu itirazın hukuka aykırılık teşkil ettiğini, dava dilekçesi ekinde sunduğu cari hesap bildirgesi, whatsapp yazışmaları, iş emirleri faturalardan ve Diyarbakır İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyasından ve yapılacak bilirkişi incelemelerden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin alacaklı olduğunun ispat edileceğini, borçlunun itirazının iptal edilerek takibin kaldığı yerden devamını, asıl alacağın %20’ından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu anlaşıldı.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmamış olduğu anlaşıldı.
GEREKÇE:
Dava, Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
İtirazın iptali davasında alacağın varlığını ispat yükü alacaklı tarafa düşmektedir. Diğer yandan yerleşik Yargıtay kararlarına göre, fatura tanzimi tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmayıp fatura içeriği mal ve/veya hizmetin karşı tarafa sunulduğunun da ispatı gerekmektedir.
Dosya içeriğine göre, dava konusu araçlar davalı şirket adına kayıtlı olup tamir ve bakımlarının yapılması hususunda davacı ile davalı şirket arasında TBK’nın 470 vd. md anlamında akdi ilişkinin bulunduğunu iddia ettiği ve bu sözleşmenin eser sözleşmesi niteliği arz ettiği tartışmasızdır.
TBK’nun 470 maddesinde Eser Sözleşmesi: “Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır.
“Yüklenicinin Borçları” başlıklı 471 maddesinde “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorum- luluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir” hükmüne yer verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf beyanları, davaya konu faturalar ve icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamış ve dolayısı ile de sözleşme ilişkisi inkar edilmiştir. Bu durumda davacı akdi ilişkiyi diğer tüm yasal delillerle kanıtlamak zorundadır. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir zorunlu şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkâr edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamandaki miktar veya değeri HMK’nın 200. maddesindeki miktardan fazla ise akdî ilişkinin anılan Yasa hükmü gereğince davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. HMK’nın 202. maddesindeki yazılı delil başlangıcı bulunmaması ve 203. maddesindeki tanıkla ispatı mümkün olan hallerin varlığının da ileri sürülüp kanıtlanmaması halinde tanık beyanı ile akdi ilişkinin varlığının ispatı mümkün değildir. Davacı tarafça akdi ilişkinin varlığının yasal deliller ile kanıtlaması zorunludur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında mevcut bir eser sözleşmesi olduğuna dair davacı tarafça yazılı hiçbir delil sunulmadığı, yemin deliline dayanılmadığı, whatsapp görüşme kayıtlarının davalı şirket yetkilisi ile olmadığı dolayısı ile de delil başlangıcı niteliğinde de herhangi bir delilin olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 464,54 TL harçtan MAHSUBUNA, bakiye 383,84 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Taraflarca yatırılan gider/delil avansının artan kısmın, karar kesinleştikten sonra HMK m. 333 ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 207 hükümleri uyarınca RE’SEN YATIRANA İADESİNE,
7-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.560,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim