Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/8 E. 2022/1978 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

VEKİLİ :

DAVA : 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın …. Şubesi ile davalı …. Ltd. Şti arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalılar … ve ….’ın ise sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını ve borçtan kefil sıfatıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek Beşiktaş 26. Noterliği’nin …. yevmiye sayılı ihtarnamesi ile keşide edilerek borcun ferileri ile ödenmesi ödenmediği takdirde kanuni takibe başlanacağının ihbar ve ihtar edildiğini ancak borcun ödenmediğini, bunun üzerinde Malatya İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasından genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, takibin yetki itirazı üzerine Diyarbakır İcra Müdürlüğü’ne gönderildiğini ve Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, ödeme emrinin davalılara tebliği üzerine davalılar tarafından icra takibine ve alacağın tamamına haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalıların itiraz dilekçesinde her ne kadar alacağın rehinle güvence altına alındığını ileri sürmüşler ise de karşı taraf kefillerin asıl borçlu ….. firmasının borçlarına karşılık vermiş oldukları herhangi bir ipotek bulunmadığını, kefalet borçları için önce rehne müracaat kuralının uygulanamayacağını, asıl borçlu …. firmasının borçlarını teminen 630.000,00 TL bedelli limit ipoteği verdiğini, bu ipotekle ilgili Malatya İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, ayrıca davalılar hakkında Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte firma hakkında ipotek limiti olan 630.000,00 TL düşüldükten sonra ipoteği aşan miktar üzerinden takip yapıldığını, dava konusu alacak rehinle temin edilmiş alacaktan bağımsız olduğunu ve rehin bedelini aştığını, rehin bedelini aşan alacak için de asıl borçluya müracaat etmekte herhangi bir hukuki engelin bulunmadığını, takip borcunun halen ödenmediğini açıklayarak icra takibine vaki haksız ve hukuka aykırı itirazların iptali ile takibin devamına, iptal edilen kısmın %20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesince özetle; Davacı tarafın iddialarında tamamen haksız ve ileri sürülen sebeplerin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinin talep sonuç kısmında “fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla” ibaresini kullandığını, bu bağlamda kısmi dava ikâme edildiğini, itirazın iptali davasının kısmi dava olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, takip konusu yapılan ve aynı şekilde itiraz edilen miktarın belli olduğunu, arabuluculuk başvurusunda itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesine ilişkin olduğunu, %20 icra inkar tazminatı talebinin arabuluculuk sürecine dahil edilmediğini, buna rağmen davacı tarafın dava dilekçesinde tazminat talebinde bulunduğunu, bahse konu alacak kalemi açısından arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkillerin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, iddiaları kabul etmemekle birlikte bahse konu borç hakkında ödeme definde bulunduklarını, taraflar arasında yeni bir protokol imzalandığını ve takibe konu alacağın taksitler hâlinde ödeme şeklinde düzenlendiğini ve artık muaccel olmadığını, dava konusu alacağın muaccel olmaması nedeniyle davacı tarafça bir talep hakkının bulunmadığını, bahse konu alacağın ödenmiş olduğunu bu hususa ilişkin dekontların ekte sunulduğunu, bahse konu bankaya müzekkere yazılarak müvekkiller adına 04/08/2017 tarihinden itibaren yapılan ödemelerin tamamının istenmesini, iddiaları kabul etmemekle birlikte bahse konu alacağın zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davacı tarafın işbu davayı açmada hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın takibe konu ettiği rakama davalılar yönünden faize faiz işlettildiğini, bu sebeple haksız bir şekilde talep edilen alacağın iptali gerektiğini, aksi kanaate olunması durumunda dahi dava konusu edilen alacağın ipotek ile teminat altına alındığını, bu durumda genel haciz yoluyla açılan takip mesnetsiz olup hukuka aykırılık teşkil ettiğini, Müteselsil Kefiller ….. ve ….’ın müteselsil kefil olduğu iddiası ile müvekkiller ile akdediliği iddia edilen kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, müvekkillerin eşinin okuma yazması bulunmadığını, bu kapsamda verilen eş rızasının geçerli olduğundan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, kefalet sözleşmesinde yazılı olan azami sorumluluk ve müteselsil kefil yazılarının müvekkili tarafından yazılmadığından bahse konu kefaletin geçersiz olduğunu, bahse konu protokol hakkında kefil müvekkili …’ın bilgilendirilmediğini, kefilin bilgilendirilmeden kendisi açısından alacağın muaccel hale gelmeyeceğini, iddiaları kabul etmemekle birlikte takibin mükerrer olduğunu, 300.000 tl meblağlı aynı kefalet sözleşmesi Diyarbakır İcra Dairesi ….. E. dosyasındaki alacağa dayanak olarak sunulduğunu, aynı sözleşmeye dayalı 2 farklı icra takibi yapıldığı dikkate alınarak müvekkili yönünden davanın reddi gerektiğini açıklayarak öncelikle kısmi dava olarak ikâme edilen işbu davanın usulden reddine, aksi kanaatte olunması durumunda dosya kapsamındaki itirazları ve ispat vasıtaları neticesinde haksız davanın reddine, davanın açılmasında tamamen kötü niyetli hareket eden davacının tazminat taleplerinin reddine ve iik uyarınca %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı hep birlikte incelenmiştir.
İcra dosyasının yapılan incelemesinde davalılar …..2022 tarihli dilekçeleri ile icra dosyasına yapmış oldukları itirazdan vazgeçtikleri görülmüştür.
Davacı vekili …..2022 tarihli dilekçesi ile davalıların itirazdan feragat ettiklerini, davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ettiği, ayrıca …..2022 tarihli celsede davacı vekilinin vekalet ücreti talebinin de olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; Davalıların icra dosyasındaki itirazlarından feragat ettiklerinin anlaşılması ve davacı vekilinin beyanları doğrultusunda davanın konusuz kalmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafından yapılan 111,50 TL posta ve tebligat masrafının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3- Alınması gereken 80,70 TL başvuru harcının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. Maddesi uyarınca nisbi vekalet ücretinin 1/2 si oranında hesaplanan 49.647,78 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.360,00-TL arabulucu ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan Üye Üye Katip