Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/750 E. 2022/2360 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2022
KARAR TARİHİ : 26/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davalı arasında (…. Bölge Müdürlüğü) …. ihale kayıt numarası ile sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin idari binalar, sosyal tesisler ve atölyelerin temizlik işi hizmet alımına ilişkin olduğunu, Sözleşme içeriği olan işin …. tarihinde sona erdiğini ve müvekkili firma tarafından SGK ilişiksizlik yazısı da davalı firmaya sunulduğunu, işe başlandıktan sonra çalıştırılacak personelin isim listesi, davalı idare tarafından müvekkili firmaya verildiğini, ilk ay sonunda idarenin daha önce kurum bünyesinde çalışan 5 personelin çıkışının yapılmasını müvekkili firmadan talep ettiğini, bu talep üzerine 5 kişinin işten çıkartıldığını ve bunların yerine 5 kişinin işe alındığını, Bu şahısların davalı idare ile birlikte müvekkili firmaya karşı işe iade davası açtığını ve sonuç olarak davayı kazandıklarını, ancak davayı kazanmış olmalarına rağmen davalı idarenin bu şahısları işe başlatmadığını ve buna karşılık müvekkili firmanın kati teminat mektubunu çözerek nakde çevirdiğini ve davayı kazanan bu şahıslara ödeme yaptığını, halbuki davalı idare tarafından bu şahıslara ödeme yapıldıktan sonra müvekkili firmaya karşı rücu davası açılması gerektiğini, bunun yanı sıra işçilere ilişkin olarak ilk 1 ay deneme süresi olmasına rağmen davalı idarenin talebi ve beyanı doğrultusunda ve müvekkili firma da almış olduğu işi kaybetme ve herhangi bir cezai müeyyide ile karşılaşmamak için, bu şahısların iş akdini mecburen sona erdirdiğini, müvekkili firmanın herhangi bir kusuru ve işçilerin işten çıkarılmasına dair serbest iradesi ve sorumluluğu olmamasına rağmen davalı idarenin hem işçilerin işten çıkarılmasını talep ettiğini hem de uğranılan maddi zararı hukuka ve usule aykırı bir şekilde müvekkili firmadan tahsil ettiğini, meydana gelen bu durum neticesinde müvekkili firmanın …./2013 tarihli son hak ediş tutarından kesinti yapıldığını ve hak edişten arta kalan kısmın müvekkili firmaya ödenmediğini, Aynı zamanda müvekkili firmanın ihale aşamasında sunmuş olduğu …. Banksına ait 44.000.00TL kati teminat mektubunun çözüldüğünü, ayrıca müvekkili firmanın ihale aşamasında kendisinden talep edilen ek 5.000.00 TL teminatı da (nakden ödenmiş) kendisine iade edilmediğini, Mevcut maddi zararlarının tamamı usul ve yasaya aykırı bir şekilde müvekkili firmanın son hak edişinden, kati teminat mektubundan ve nakit ödenen ek teminat miktarından karşılandığını iddia ederek zarar tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Eldeki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 37.maddesi gereği adıyaman ticaret mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, neticeten davanın reddini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında davalı tarafından davacının kati teminat mektubunun çözülmesi, ek teminatın iade edilmemesi, hak edişten kesinti yapılması ve artan tutarın ödenmemesi nedeniyle zarar tazmini talebine ilişkindir.
Öncelikle uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının yerleşim yerinin …., davalının yerleşim yerinin Ankara, sözleşmenin ifa yerinin Adıyaman ve taraflar arasında … tarihinde imzalanan hizmet alım sözleşmenin 37. maddesinde, sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğan her türlü uyuşmazlığın çözümünde Adıyaman Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğuna ilişkin düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır. Davalı vekili süresinde verilen cevap dilekçesinde, HMK.’nun 6. ve 10. maddesine dayalı yetki itirazında bulunduğu gibi, sözleşmede yazılı yetki şartına dayalı olarak Adıyaman Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki itirazında bulunmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.’nun 6. maddesine göre, bir davada kural olarak yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesine göre sözleşmeden kaynaklanan davalarda sözleşmenin ifa yeri mahkemesi de yetkilidir. Öte yandan 818 sayıyı BK.’nun 73. (Yeni TBK. 89) maddesine göre davaya konu alacak istemi sözleşmeden kaynaklanan para alacağına ilişkin olup alacaklıya götürülecek borçlardan olduğundan davacının yerleşim yeri mahkemeside yetkilidir. Davacı dilerse genel yetkiye, dilerse özel yetkiye dayalı olarak belirtilen mahkemelerden birinde davasını açabilir.
Öte yandan 6100 salıyı HMK.’nun 17. maddesinde;”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, taraflar tacir olup aralarında yetki sözleşmesi imzalamışlardır. Bu durumda taraflarca ortaklaşa tespit edilen Mahkemenin münhasır yetkili Mahkeme olduğu ve davalı tarafın süresinde yetki itirazı halinde sözleşmede belirlenen yetkili Mahkemenin münhasıran yetkili olacağı, artık başkaca yerdeki bir Mahkemede uyuşmazlığın görülemeyeceği değerlendirilmekle ve tarafların 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca yetkiye dair yapmış oldukları sözleşmenin geçerli olduğu görülmekle, davalı tarafın sözleşmedeki yetki şartına dayalı yetki itirazının kabulü ile Adıyaman Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) yetkisizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Yetkili mahkemenin Adıyaman Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğu anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK’nın 20.maddesi gereği kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya bulunulan yer mahkemesine başvurularak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ADIYAMAN NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine, aksi takdirde dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-H.M.K.’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davacı asilin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim