Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/74 E. 2023/733 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

ASIL VE BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN
… ESAS VE… ESAS SAYILI
DOSYALARINDA DAVACI :
VEKİLİ :
ASIL VE BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN
… ESAS VE ….ESAS SAYILI
DOSYALARINDA DAVALI :….
VEKİLLERİ :
ASIL VE BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN
…. ESAS VE …. ESAS SAYILI
DOSYALARINDA
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
ASIL VE BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN
…. ESAS VE… ESAS SAYILI
DOSYALARINDA DAVA TARİHİ : 12/01/2022
KARAR TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili, davalı elektrik dağıtım şirketinin dağıtım sistemine bağlantısı yapılmış olan ve bağlantı bilgisi verilen lisanssız güneş enerjisi üretim tesisinin müvekkili tarafından kurulduğunu, işletildiğini ve işletilmekte olduğunu, tesisle ilgili olarak, müvekkili ile davalı arasında “Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması” imzalandığını, sözleşmenin 4. maddesinde bahsedilen sistem kullanım/dağıtım bedelinin davalıya ait tarifelerden derlenerek belirlendiğini, buna göre 2016 yılı sonuna kadar üreticiler arasında lisanslı-lisanssız ayrımı yapılmaksızın tüm üreticilerden aynı bedelin alındığını, ancak 1 Ocak 2017 itibarıyla üreticiler arasında ayrıma gidilerek lisanssız üreticilerden daha fazla sistem kullanım/dağıtım bedeli alınmaya başlandığını, aynı hizmeti alan ve aralarında herhangi bir ayrım yapılmasına hukuken imkan olmadığı halde müvekkilinden ürettiği her bir kWh elektrik enerjisi başına neredeyse 10 kat oranında artırım yapılmak suretiyle sistem kullanım/dağıtım bedeli alındığını, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17 nci maddesine, 6719 sayılı Kanunla (2016 yılında) “(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” fıkrasının eklendiğini, anılan düzenlemeyle işbu uyuşmazlığı da içine alacak şekilde, elektrik piyasasında tarife uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlıklarda mahkemelerin hukuka uygunluk denetim yetkisinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (“EPDK”) düzenleyici işlemleriyle sınırlandırıldığını, ancak bu kanun düzenlemesine karşı açılan davada Anayasa Mahkemesi 28/12/2017 tarihli ve E: 2016/150, K: 2017/179 sayılı kararıyla, mahkemelerin yargılama yetkisini sınırlandıran kanun hükmünün anayasaya aykırı bularak iptal ettiğini, buna göre, elektrik piyasasında tarifeler yoluyla tahsil edilen bedellerin genel hukuk kurallarına göre yargılamaya tabi tutulmaları ve bu surette işbu uyuşmazlık konusu olayın 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu yanında özellikle Anayasanın 124 üncü maddesindeki (normlar hiyerarşisi), yine Anayasa’nın 13 üncü maddesindeki (mülkiyet hakkı), TBK 20 vd (genel işlem koşulları), TTK 55/f (haksız rekabet) ve TMK 2 (dürüstlük kuralı) yönlerinden yargılamaya konu yapılmasının adil yargılanmanın en doğal gereği olduğunu, uyuşmazlık konusu elektrik üretim tesislerinin hukuki altyapısının 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14. maddesinde düzenlendiğini, bu hükme göre bu tesislerin diğer (lisanslı) üreticilerle aynı hukuki statüye tabi kılındıklarını, hatta bu tesislerin yenilebilir enerji kaynaklarının ülke ekonomisine kazandırılması amacıyla desteklendiklerini ve bu kapsamda “lisans alma” ve “şirket kurma” yükümlülüklerinden de muaf tutulduklarını, nitekim 12.05.2019 tarihli 30772 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği”nin 1. maddesinde, lisanssız elektrik üretimiyle “küçük ölçekli üretim tesislerinin ülke ekonomisine kazandırılması ve küçük ölçekli üretim kaynaklarının etkin kullanımının sağlanması” “elektrik şebekesinde meydana gelen kayıp miktarlarının düşürülmesi”nin amaçlandığının belirtildiğini, 5. maddesinde de lisanssız elektrik üretim tesislerinin önlisans ve lisans alma ile şirket kurma yükümlülüğünden muaf tutulduğunu, diğer taraftan 6446 sayılı Kanun’nun “Dağıtım faaliyeti” başlıklı 9/2 maddesinin, “Dağıtım şirketi, lisansında belirtilen bölgedeki dağıtım sistemini elektrik enerjisi üretimi ve satışında rekabet ortamına uygun şekilde işletmek, bu tesisleri yenilemek, kapasite ikame ve artırım yatırımlarını yapmak, dağıtım sistemine bağlı ve/veya bağlanacak olan tüm dağıtım sistemi kullanıcılarına ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin hizmet sunmakla yükümlüdür” hükmünü, “Tarifeler ve tüketicilerin desteklenmesi” başlıklı 17/6 maddesinin (a) bendi, “Bağlantı tarifeleri: Bağlantı tarifeleri, ilgili bağlantı anlaşmasına dâhil edilecek olan bir dağıtım sistemine bağlantı için eşit taraflar arasında ayrım yapılmaması esasına dayalı fiyatları, hükümleri ve şartları içerir.”. (ç) bendinin ise “ç) Dağıtım tarifeleri: Dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir” hükümlerini içerdiğini, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17/6-ç maddesinde ise, “… Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur…” hükmüyle dağıtım bedellerinin nasıl belirleneceğinin düzenlendiğini, buna göre davalının sistem kullanım/dağıtım bedellerini (lisanslı-lisanssız ayrımı yapmaksızın) tüm üreticiler yönünden eşit şekilde (en fazla varsa ek maliyetler eklenmek suretiyle) uygulaması gerektiğini, bu yasal düzenlemelere göre elektrik dağıtımı faaliyetini gösteren şirketlerin hizmet sundukları kişilere karşı eşit taraflar arasında ayrım yapmama yükümlülüğü altında olduklarını, dolayısıyla uyuşmazlık konusu olayda sistem kullanım/dağıtım bedelinin belirlenmesinde ayrım yapılması ve bu surette müvekkilinden oldukça fazla ve fahiş miktarda sistem kullanım/dağıtım bedeli alınmasının hukuka aykırı olduğunu, uyuşmazlık konusu sistem kullanım/dağıtım bedelinin dağıtım sisteminin kullanılması (üretilen elektriğin sisteme verilmesi) karşılığı alınan bir bedel olduğunu, yani dağıtım şirketi tarafından sunulan bir hizmetin karşılığı olduğunu, bu bedelin nasıl belirleneceği ve tahsil edileceği yani uygulanmasının 31.12.2015 tarihli 29579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan “Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar”da düzenlendiğini, Usul ve Esasların 16/2. maddesinde, “…Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamındaki lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller, üretim tesislerinin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyetler dikkate alınarak farklılaştırılabilir…” şeklinde belirtildiğini, bu düzenlemeye göre sistem kullanım/dağıtım bedelinin, farklılaştırılabilmesinin ön koşulunun davacının üretim tesisisin dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet oluşturması olduğunu, varlığı iddia edilen ek maliyetin hesabında ve ortaya konulmasında 6446 sayılı Kanun’un yukarıda zikredilen 17/6 (ç) maddesine göre dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşacağı açıkça hükme bağlandığını, nitekim anılan Kanun hükmünün uygulanması için yürürlüğe konulan 19/06/2020 tarihli ve 31160 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği”nin 20/ç maddesine göre Davalı dağıtım şirketi tarafından “fiyata dönüştürülmüş maliyet analizleri”nin hazırlanması zorunluluğu bulunduğunu, “Fiyata Dönüştürülmüş Maliyet Analizleri” sayesinde Tarife Uygulama Usul ve Esaslarının 16/2 maddesinde bahsi geçen ve davalı tarafından varlığı iddia edilen “lisanssız üreticilerin dağıtım sistemi üzerinde oluşturduğu iddia olunan ek maliyet” somut şekilde ortaya çıkacağını, nitekim bu sayede davacı lisanssız üreticiden alınan fazla bedelin denetime elverişli hale geleceğini, halbuki uyuşmazlık konusu olay bağlamında davalı tarafından, lisanssız üreticiler bakımından, hazırlanmış herhangi bir “fiyata dönüştürülmüş maliyet analizi”nin olmadığının aşikar olduğunu, iddialarının aksine amir mevzuat hükümleri uyarınca hazırlanmış bir “fiyata dönüştürülmüş maliyet analizi” varsa bile, ya hiçbir şekilde ek maliyet bulunmadığını ya da iddia edildiği kadar maliyet bulunmadığını, taraflar arasındaki Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşmasının 4/A/1/7 maddesine göre müvekkilinin dağıtım sistemine bağlanması ve bu surette sistemi kullanması sebebiyle ortaya çıkan tüm maliyetin her halükarda davalı dağıtım şirketine ait olduğunu, hatta bağlantı ve sistem kullanımı sebebiyle ilave yatırım yapılmasına gerek olması halinde dahi yapılacak yatırımın mali yükümlülüğünün her koşulda davalıya ait olacağını, müvekkilinin dağıtım sistemini kullanması davalıya ek maliyet oluştursa dahi (ki böyle bir durumun kesinlikle olmadığını) bundan dolayı müvekkilinden fazladan “sistem kullanım/dağıtım bedeli” alınmasına taraflar arasındaki anlaşmanın dahi imkân vermediğini, davalının sunduğu elektrik dağıtım hizmetinin tekel niteliğinde olduğunu, müvekkilinin sistem kullanım/dağıtım bedelinin diğer üreticilerle eşit şekilde fatura edilmesi yönünde davalıya karşı alternatif bir sözleşme imkânı bulunmadığını, Yargıtay uygulamasında dava konusu olayda olduğu gibi hizmeti alan tarafın, sözleşmenin karşı tarafını özgürce seçme imkânının olmaması halinde sözleşmedeki hükümlerin TBK 20-25 bağlamında genel işlem koşulu olduğunun kabul edildiğini, bu bağlamda taraflar arasındaki sözleşmenin önceden tek taraflı olarak hazırlandığını ve tüm benzer olaylarda standart olarak kullanıldığını, sisteme bağlantı yapılması öncesinde müvekkiline dayatıldığını, tüm bunların uyuşmazlık konusu sözleşme kuralının genel işlem koşulu olduğunu ortaya koyduğunu, sistem kullanım/dağıtım bedelinin müvekkilinden fahiş şekilde tahsilinin TMK 2, TBK 25 ve TTK 55/3. maddelerindeki dürüstlük kurallarıyla bağdaşmadığını, uyuşmazlık konusu bedelin, herhangi bir şekilde taraflarca müzakeresine açılmaksızın davalının tarifelerine göre, aynı konumdaki üreticilerden farklı miktar ve oranlarda alınmasına imkan olmadığını, böylesine bir farklılaşma yapılmasının ancak Anayasa’nın 73. maddesindeki esas ve ilkeleri karşılayan bir kanun hükmüyle yapılabileceğini, kaldı ki müvekkili şirketin, “Davalı şirketin katlanmak zorunda olmadığı” bir ek maliyet oluşturması söz konusu olsa bile oluşan ek maliyet somut ve objektif bir şekilde ortaya konulmadan afaki şekilde sistem kullanım/dağıtım bedelinde artış yapılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, uyuşmazlık konusu bedelin genel tarifeler üzerinden tahsil edilmesi gerektiğini, lisanssız üretim tesisinin dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet oluşturmaması halinde fiyat farklılaşması yapılamayacağını, 01/07/2021 itibarıyla genel tarife olan “2,7220 kr/kWh” uygulanması gerektiğini, eğer bu tesis sistem üzerinde davalı şirketin katlanmak zorunda olmadığı bir ek maliyet oluşturuyorsa genel tarife olan “2,7220 kr/kWh” üzerinden ek maliyet oranında artışa gidilebileceğini, davalının verdiği hizmetin tekel niteliğinde olması karşısında TBK 20 ve 25 maddeleri de nazara alındığında sözleşme özgürlüğünde bulunması gerekli güç dengesi bir taraf (davacı) aleyhine bozulduğundan anılan Kanun hükümleri gereği, uyuşmazlık konusu sözleşmeye müdahale edilerek sözleşme adaletinin sağlanması gerektiğini, mülkiyet hakkına müdahale niteliğindeki uyuşmazlık konusu fazla bedel tahsilatı hukuken korunamayacağını, uyuşmazlık konusu tahsilat, normlar hiyerarşisine aykırı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihine kadar dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet oluşturduğu gerekçesiyle fazladan tahsil edilen sistem kullanım/dağıtım bedelleri yanında bunlara işletilen KDV’lerle birlikte oluşan toplam tutar için şimdilik … TL alacağın davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkememizin birleşen… esas sayılı dosyasında davacı vekili, asıl davadaki maddi vakıa ve hukuki nedenleri ileri sürerek, davalı ile imzalanan dağıtım sistem kullanım anlaşması gereğince … nolu tesisat numarası ile bağlantısı yapılan sözleşme kapsamında müvekkilinden ihtiyaç fazlası enerji yönünden fazladan tahsil edildiği iddia edilen sistem kullanım bedellerinden fazlası saklı şimdilik … TL’nın davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkememizin birleşen … esas sayılı dosyasında davacı vekili, asıl davadaki maddi vakıa ve hukuki nedenleri ileri sürerek, davalı ile imzalanan dağıtım sistem kullanım anlaşması gereğince … nolu tesisat numarası ile bağlantısı yapılan sözleşme kapsamında müvekkilinden ihtiyaç fazlası enerji yönünden fazladan tahsil edildiği iddia edilen sistem kullanım bedellerinden fazlası saklı şimdilik … TL’nın davalıdan tahsilini istemiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, husumet, derdeslik, zamanaşımı, hakdüşürücü süre, görev ve yetki itirazlarının bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından davacıdan EPDK mevzuatı çerçevesinde sistem kullanım bedeli almakta olduğunu, davacı tarafından sistem kullanım bedeli alınmasına yönelik bir itirazda bulunmamakla birlikte dağıtım bedelinin oran olarak yüksek alındığını iddia ettiğini, dağıtım sistemine bağlı kullanıcılara uygulanan bedellerden biri “dağıtım bedeli” olup bu bedelin tek veya çift terimli tarife sınıfına tabi tüketicilerin dağıtım sisteminden çektiği elektrik enerjisi miktarı üzerinden ve üretim faaliyetleri kapsamında üreticilerin dağıtım sistemine verdiği enerji miktarı üzerinden alınan kWh birim bedeli olduğunu, bu kapsamda 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren bir lisanssız üretim tesisi için; 31/12/2017 tarihinden önce ilgili dağıtım şirketinden geçici kabule hazır tutanağı alındığını ve akabinde gerçekleşen geçici kabul işlemi bu tutanağa istinaden yapılmış ise belirli bir süre %75 oranında indirimli dağıtım bedeli üzerinden faturalandırma yapılmakta olduğunu, geçici kabule hazır tutanağı alma durumu 31/12/2017 tarihinden sonra gerçekleşmiş ise her çeyrek dönemde Kurul tarafından belirlenecek tek terimli dağıtım tarifesine muhatap olunmakta olduğunu, lisanslı üretim tesisleri ise tek terimli ve çift terimli tarifeyi tercih etme hakkına sahip olup her perakende satış tarife dönemi için Kurul tarafından onaylanmış tarife tablosundaki bedellere tabi olduğunu, örneğin; 1/7/2021 tarihinden itibaren uygulanmak üzere onaylanan tabloda; yukarıdaki kapsama giren lisanssız üreticilerden 31/12/2017 tarihine kadar geçici kabule hazır tutanağı alanlar için dağıtım bedeli … kr/kWh; 31/12/2017 tarihinden sonra geçici kabule hazır tutanağı alanlar için dağıtım bedeli 22,7527 kr/kWh olarak belirtildiğini, diğer üreticiler için veriş yönlü dağıtım tarifesi kapsamında onaylanan dağıtım bedeli ise tek terimli tarifede …. kr/kWh çift terimli tarifede ise … kr/kWh olarak gösterildiğini, 6446 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde yer alan, “İlgili tüzel kişiler Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlüdür.” hükmü ve aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan, “İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” hükmü gereği Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından onaylanan fonsuz tarife tabloları içerisinde yer alan dağıtım bedelinin müvekkil şirketçe tahsili ve söz konusu bedellerin sistem kullanıcıları tarafından ödenmesinin yasal zorunluluk olduğunu, EPDK tarafından belirlenen mezkûr bedellerin şirketler tarafından kaldırılması, uygulanmaması ya da onaylı rakamlardan farklı olarak uygulanmasının söz konusu olmadığını, buna ilaveten 6446 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinde yer alan “(1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünün de adli yargıya konu edilen veya edilebilecek olan hukuki uyuşmazlıklarda göz önünde bulundurulması gerektiğini, öte yandan elektrik faturalarındaki bedellerin yer aldığı, fonsuz elektrik tarifelerinin onaylandığı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Kararları genel düzenleyici bir işlem olarak ülke çapında uygulanmakta olup bağlayıcı nitelikte olduğunu, bilindiği üzere Danıştay Kanunu’nun 24 üncü maddesi gereğince Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal davalarını Danıştay ilk derece mahkemesi olarak karara bağladığını, bu bakımdan davacı kendisine uygulanan dağıtım bedelinin hatalı uygulandığını öne sürmek gibi bir iddiası yok ise, bu bedelin fahiş olduğu yönünde bir iddiası bulunmakta ve bu nedenle esasen 6446 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren bir lisanssız üretici olmakla birlikte diğer üreticilere uygulanan tarifenin de kendisi hakkında uygulama alanı bulmasını temin etmek istiyorsa bu minvalde EPDK ile arasında ortaya çıkabilecek olan hukuki uyuşmazlığın Danıştay’ın ilgili Dairesi nezdinde görülmesi gerektiğini, Bununla birlikte lisanssız üretici dağıtım bedellerine yönelik olarak alınan ve ülke çapında uygulanan bazı Kurul kararları Danıştay 13. Dairesinin farklı dosyaları nezdinde dava konusu edilmiş olup EPDK aleyhine açılan davalarda Danıştay 13. Dairesi tarafından “davanın reddine” karar verildiğini, söz konusu Kurul kararları iptal edilmemiş olup ilgili olduğu dönem açısından 6446 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olan üreticiler için uygulanması gerektiğini, Bu kapsamda lisanssız üretici dağıtım bedeline yönelik düzenlemelerin gelişiminin şu şekilde olduğunu, dağıtım ve görevli tedarik şirketlerinin tarife uygulamalarına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla Elektrik Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğine dayanılarak Kurul tarafından 30/12/2015 tarihli ve 5999-3 sayılı karar alındığını, 5999-3 sayılı Kurul kararı ile kabul edilen Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar (Usul ve Esaslar) 31/12/2015 tarihli ve 29579 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, usul ve Esasların “Üretil Faaliyetleri için Tarifelerin Uygulanması” başlıklı 16. Maddesinde dağıtım sistemine bağlı üreticilere tarifelerin ne şekilde uygulanacağınının düzenlendiğini, 29/12/2016 tarihli ve 29933 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 26/12/2016 tarihli ve 6808 sayılı Kurul Kararı ile Usul ve Esaslar’ın 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasının,“(2) 21 inci maddede belirtilen bağlantı durumlarına göre, dağıtım sistemi kullanıcısı üreticilere üretim faaliyetleri için dağıtım bedeli, güç bedeli ve gerekmesi halinde güç aşım bedelinin yanı sıra bu maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında belirtilen koşullar çerçevesinde reaktif enerji bedeli de uygulanır. Elektrik Piyasası Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamındaki lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller, üretim tesislerinin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyetler dikkate alınarak farklılaştırılabilir. Söz konusu lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller, 31/12/2017 tarihinden önce geçici kabul alan tesisler için 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun kapsamında belirlenen fiyatlardan yararlanılan süre boyunca Kurul tarafından belirlenecek oranda indirimli uygulanır.” şeklinde değiştirilmesine karar verildiğini, söz konusu Karar ile Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki lisanssız üreticilere uygulanacak dağıtım bedellerinin diğer sistem kullanıcılarına uygulanan dağıtım bedellerinden farklı olmasını mümkün kılacak sebepler belirtildiğini ancak rakamsal bir belirleme yapılmadığını, bu nedenle karar kapsamına giren üreticiler için uygulanacak bedellerin ve bu bedeller üzerinde yapılacak indirim oranının belirlenmesi ihtiyacı hasıl olduğunu, bu nedenle 2017 yılının 1 inci çeyreğine ilişkin ulusal tarifenin belirlendiği 29/12/2016 tarihli ve 6838 sayılı Kurul Kararı ile ilgili üreticilere uygulanacak dağıtım tarifesi hakkında “Gündem dışı olarak görüşülmesi kabul edilen, Tarifeler Dairesi Başkanlığının 29/12/2016 tarihli ve …. sayılı Başkanlık Makamına Müzekkeresi çerçevesinde; a)Dağıtım şirketleri tarafından dağıtım sistemi kullanıcılarına ve görevli tedarik şirketleri tarafından serbest olmayan tüketiciler ile serbest tüketici olmasına rağmen tedarikçisini seçmeyen tüketicilere 01/01/2017 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Ek-1 ve Ek-2’de yer alan tarife tablolarının onaylanmasına, b) 01/01/2017 tarihinden itibaren uygulanacak tarifelere ilişkin hesaplamalarda Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğin 17 nci maddesinde yer alan k1 ve k2 katsayılarının, aktarılan tutar etkisinden arındırılmış Ω4 tutarlarının toplam gerçekleşen enerji alım maliyetine oranı 21 görevli tedarik şirketinin ortalamasının üzerinde olan şirketler için 0,05 olarak uygulanmasına devam edilmesine, c)Elektrik Piyasası Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamındaki lisanssız üreticiler için sadece tek terimli dağıtım tarifesinin uygulanmasına ve 31/12/2017 tarihinden önce geçici kabul alan tesisler için 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun kapsamında belirlenen fiyatlardan yararlanılan süre boyunca söz konusu tarife üzerinden %75 oranında indirim uygulanmasına ” şeklinde karar alındığını, ancak EPDK tarafından gelen bazı taleplerin değerlendirilmesi sonucunda 11/05/2017 tarihli ve 7070 sayılı Kurul Kararı ile; ” ……c) 31/12/2015 tarihli ve 29579 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’ın 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasının; “(2) 21 inci maddede belirtilen bağlantı durumlarına göre, dağıtım sistemi kullanıcısı üreticilere üretim faaliyetleri için dağıtım bedeli, güç bedeli ve gerekmesi halinde güç aşım bedelinin yanı sıra bu maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında belirtilen koşullar çerçevesinde reaktif enerji bedeli de uygulanır. Elektrik Piyasası Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamındaki lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller, üretim tesislerinin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyetler dikkate alınarak farklılaştırılabilir. Söz konusu lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller, 31/12/2017 tarihinden önce ilgili şebeke işletmecisinden geçici kabule hazır tutanağı alan tesisler için geçici kabulün bu tutanağa istinaden yapılması halinde 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun kapsamında belirlenen fiyatlardan yararlanılan süre boyunca Kurul tarafından belirlenecek oranda indirimli uygulanır.” şeklinde değiştirilmesine, 29/12/2016 tarihli ve 6838 sayılı Kurul Kararı’nın c maddesinin; “Elektrik Piyasası Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamındaki lisanssız üreticiler için sadece tek terimli dağıtım tarifesinin uygulanmasına ve 31/12/2017 tarihinden önce ilgili şebeke işletmecisinden geçici kabule hazır tutanağı alan tesisler için geçici kabulün bu tutanağa istinaden yapılması halinde 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun kapsamında belirlenen fiyatlardan yararlanılan süre boyunca söz konusu tarife üzerinden %75 oranında indirim uygulanmasına” şeklinde değiştirilmesine, karar verildiğini, Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere 31/12/2017 tarihi, Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren lisanssız üreticilerin muhatap olacağı dağıtım bedelinin sabit veya %75 oranında indirimli uygulanması noktasında belirleyici bir fonksiyon görmekte olduğunu, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden muaf tutulan tesislerin Yönetmelikte de açık bir şekilde ifade edildiği üzere kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapan tesisler olduğunu, yani bu tesislerin asıl amacının üretim lisansı almadan enerji üretimi yapmak ve ürettiği bu enerjiyi tüketmek olduğunu, Elektrik piyasasında lisanssız üretimin düzenlenmesi amacı ile yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin amacının tüketicilerin elektrik ihtiyaçlarının tüketim noktasına en yakın üretim tesislerinden karşılanması, arz güvenliğinin sağlanmasında küçük ölçekli üretim tesislerinin ülke ekonomisine kazandırılması ve etkin kullanımının sağlanması, elektrik şebekesinde meydana gelen kayıp miktarlarının düşürülmesi şeklinde tahdidi olarak sayıldığını ve elektrik üretiminin ticaretinin yapılması hususuna da bu maddede yer verilmediğini, elektrik üretim faaliyetinin ticari faaliyet olarak düzenlenmesi Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nde hüküm altına alınmış olup işbu Yönetmelik hükümleri uyarınca gerekli şartları sağlayan ve üretim lisansı başvurusunda bulunmak isteyen önlisans sahibi tüzel kişi, önlisansı kapsamındaki yükümlülüklerini tamamlamak koşulu ile önlisans süresi içerisinde Yönetmelikte belirtilen şekilde Kuruma üretim lisansı başvurusunda bulunmakta gerekli şartları sağlaması halinde de kendisine üretim lisansı verilmektedir. Lisanssız üretim tesisi ise bu Yönetmelik kapsamında değerlendirilmemekte amaçlarının farklı olması nedeniyle ayrı bir düzenleme altında değerlendirilmekte farklı düzenleyici işlemlere tabi tutulmakta olduğunu, örneğin; 7070 sayılı Kurul kararı kabul edildiği dönemde lisanssız üreticilerin kurulu gücü azami 1 megavatlık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanmakta olduğunu, söz konusu sınırlandırmadan da görüleceği üzere lisanssız üreticilere tanınan muafiyetle amaçlanan bu tesislerin tüketim miktarlarını karşılayacak şekilde üretim gerçekleştirmeleri olduğunu, ancak uygulamada mevzuatın amacından uzaklaşıldığını ve söz konusu tesisler tarafından bu muafiyetin ticari amaçları için kullanılmaya başlandığını, yine ilgili mevzuat kapsamında ihtiyaç fazlası üretimin görevli tedarik şirketlerince satın alınması imkanının lisanssız üreticilerin ticari bir kazanç elde etmesini sağlamak amacıyla getirilmediğinin aşikar olduğunu, getirilen düzenleme ile amaçlanan elektrik şebekesinde meydana gelen kayıpların azaltılması ve tüketim noktasına en yakın üretim tesislerinden tüketim ihtiyacının karşılanması olduğunu, bu amacı aşacak şekilde küçük ölçekli tesislerde üretim yapılması ve üretim fazlasının sisteme verilmesi, dahası dağıtım sistemine verilen enerji üzerinden diğer dağıtım sistemi kullanıcılarına nazaran çok düşük bir bedelin ödenmesi, Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında yer alan üreticilerin çıkarılan mevzuat kapsamında hareket edecekleri öngörüsü ile karar altına alındığını ve piyasa katılımcılarının zaman içerisinde hedeflenen sistemin dışına çıkma eğiliminde oldukları fark edilerek bu yönde bir karar alma ihtiyacı hasıl olduğunu, böyle bir eğilimin varlığı hususunda yeterli kanaati oluşturabilecek verilerin Tablo-1’de paylaşıldığını, ilgili mevzuatın amacından oldukça uzaklaşarak adeta bir ticari faaliyet yürütür gibi faaliyet gösteren lisanssız üreticilerin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyetlere katlanmalarının hakkaniyete uygun olduğu değerlendirilerek 2017 yılının başından itibaren lisanssız üretici dağıtım bedeli uygulamasında farklılığa gidildiğini ve 31/12/2017 tarihine kadar geçici kabule hazır tutanağı alan tesisler için dağıtım bedelindeki artışın farklı oranda karar altına alındığını, getirilen yeni düzenlemenin, ilgili mevzuatın amacı kapsamında hareket eden üreticiler açısından olumsuz bir sonuç yaratmadığını, lisanssız üretici dağıtım bedelinin, lisanssız üreticilerin ihtiyaç fazlası üretimlerini sisteme vermeleri durumunda muhatap oldukları bir bedel olduğunu, diğer bir ifadeyle ürettiği elektriği tamamen veya büyük oranda tüketen bir lisanssız tesisin herhangi bir dağıtım bedeli ödemeyeceğini veya düşük bir tutar ödeyeceğini, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren lisansız üreticilerin ticari getiri sağlamaya yönelik şekilde tüketim miktarlarının oldukça üzerinde üretim yapmaları nedeniyle oluşan rekabete aykırı durumların giderilmesini temin etmek ve sistem üzerinde söz konusu üreticilerden kaynaklı ek maliyetlere yine bu üreticilerin katlanmasını sağlayarak dağıtım sistemini kullanan diğer tüketiciler üzerinde adaleti sarsıcı bir yük oluşturmamak amacıyla hazırlanmış bu düzenleme ile elde edilen ilave dağıtım bedeli Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ve ilgili mevzuatı çerçevesinde dağıtım şirketlerinde kalmadığını, dağıtım sistemini kullanan tüketicilerin lehine olacak şekilde dağıtım bedellerinden düşüldüğünü, 6446 sayılı Kanunda piyasada lisans almak suretiyle yürütülebilecek faaliyetler tahdidi olarak sıralanmış olup üretim faaliyetinin de bu faaliyetler arasında olduğunu, Kanun’un 14 üncü maddesinde ise kurulu gücü azami bir megavatlık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerine, lisans alma ve şirket bünyesinde faaliyet gösterme hususlarında muafiyet getirildiğini, gerek muafiyetten yararlananlar için çıkarılan yönetmelik ile lisanssız üreticilere uygulanacak usul ve esaslar gerekse lisansları kapsamında üretim faaliyetinde bulunan kişilere uygulanan yönetmelik kapsamında görülmelidir ki; eşitlik ilkesi bir hukuk devletinde aynı durumda olanlara aynı muamelenin yapılması farklı durumda/statüde olanlara farklı işlemlerin uygulanması durumunda zedelenen bir ilke olmadığını, bu kapsamda bir taraf ticari faaliyet olarak elektrik üretimi gerçekleştirirken diğer tarafın yalnızca kendi tüketimiyle sınırlı elektrik üretim faaliyetinde bulunmakta olup taraflar arasında rekabet ortamının zedelenmesinin de söz konusu olmadığını, zira, lisansa dayalı olarak üretim faaliyetinde bulunan kişilerin ödemek zorunda oldukları lisans bedelleri ve onların tabi olduğu Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği nedeniyle bu üreticilerin lisanssız üreticilere kıyasla daha farklı yükümlülüklere tabi olduğunu, bu durumun Anayasada düzenlenen eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil etmediğini, sonuç olarak 4628 ve 6446 sayılı Kanun kapsamında elektriğin fiyatlandırılması EPDK yetkisinde olup bu fiyatlandırma tarife belirleme işlemleri kapsamında yapılmakta olduğunu, lisanssız üretici dağıtım bedelleri de ilgili olduğu perakende satış tarife dönemleri için Kurul tarafından onaylanmakta olup bu bedelin iadesi istemiyle adli yargıda açılan işbu ve benzeri davalarda açılan davaların reddine karar verildiğini, davaya konu taleplerin her halükarda zamanaşımına uğradığı, Türk Ticaret Kanununun 21/2 maddesi “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü gereği davacı tarafından davaya konu faturalara süresi içerisinde herhangi bir itiraz da bulunulmadığını, kaldı ki davacının sistem kullanım bedelleri ile ilgili faturalara karşı itiraz dışında ödeme yaparken ihtirazi kayıt ileri sürmediğini ve bu durumu kabul ettiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, uyuşmazlığın çözümü bakımından uzman bilirkişilerden heyet oluşturularak kök ve ek rapor alınmıştır.
Taraflar arasında 31.08.2019 tarihinde ayrı ayrı 3 adet Lisanssız Elektrik Üreticileri için Dağıtım Sistem Kullanım anlaşmaları imzalandığı, her üç sözleşmeye konu güneş enerjisi santrallerinin davacı tarafından kurulumunun yapıldığı, asıl davaya konu edilen güneş enerjisi santralı yönünden davacı tarafından davalıya dağıtım sistemine …. nolu tesisat numarası üzerinden, mahkememizin birleşen… esas sayılı dosyasına konu edilen güneş enerjisi santralı yönünden davacı tarafından davalıya dağıtım sistemine …. nolu tesisat numarası üzerinden ve mahkememizin birleşen …. esas sayılı dosyasına konu edilen güneş enerjisi santralı yönünden davacı tarafından davalıya dağıtım sistemine … nolu tesisat numarası üzerinden bağlantı yapıldığı dosya kapsamında sabittir.
Asıl ve birleşen davalar, taraflar arasındaki Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşmasına dayalı olarak davacı tarafından ihtiyaç fazlası enerji yönünden davalıya ait dağıtım sistemine verilen elektrik enerjisine istinaden davalı tarafça düzenlenen faturalarla istenen ve tahsil edilen sistem kullanım/dağıtım bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin görevli ve yetkili olup olmadığı, davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, zamanaşımının dolup dolmadığı, lisanslı üreticiler ile lisanssız üreticiler arasında dağıtım sistemine verilen enerji yönünden alınan sistem kullanım/dağıtım bedelleri yönünden tarife farklılığı bulunup bulunmadığı, lisanssız üreticiler tarafından dağıtım sistemine verilen elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet oluşturup oluşturmadığı, lisanslı üreticilere nazaran davacıdan fazladan tahsilat yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise yapılan tahsilatın yerinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının lisanslı üreticilerden daha fazla miktarda ödediği bedellerin iadesine talep edip edemeyeceğine ilişkindir.
Uyuşmazlığın tüzel kişi tacir olan taraflar arasında imzalanan dağıtım sistem kullanım anlaşmasından kaynaklanan nispi ticari dava olduğunun anlaşılmasına göre uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin görevli olduğu kabul edilmiştir.
Davalı tarafça usulüne uygun yetki itirazında bulunulmadığı gibi kesin yetki halinin de bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin yetkili olduğu kabul edilmiştir.
Davanın taraflar arasındaki dağıtım sistem kullanım anlaşmasına istinaden davacı tarafından ihtiyaç fazlası enerjinin sisteme verilmesi nedeniyle alınan sistem kullanım/dağıtım bedelinin iadesi istemiyle açıldığı, sözleşmenin tarafının davalı olması ve ödemelerinde davalıya yapıldığının anlaşılması karşısında elde ki davada iadesi talep edilen bedeller yönünden davalıya husumet yöneltilebileceği kabul edilmiş, öte yandan somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu ve sözleşmenin imzalandığı tarih ile davanın açıldığı tarih gözetildiğinde davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı kabul edilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Davacının lisanssız elektrik üreticisi olup davalı ile sistem kullanım anlaşması imzaladığı ve bu kapsamda davalıya dağıtım bedeli ödemesi yaptığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davacı eldeki asıl ve birleşen davalarda, 31.12.2016 tarihine kadar lisanslı üreticiler ile lisanssız üreticiler arasında dağıtım bedeli uygulamasına ilişkin tarife farklılığı bulunmamakta iken bu tarihten sonraki dönem için tarife değişikliğine gidilerek lisanslı kullanıcılardan farklı olarak ve fazla tahsilat yapıldığı iddiası ile bu bedellerin iadesini talep etmiştir. Davacının talebi esasen lisanslı üreticilerle arasındaki tarife farklılığının giderilmesine ilişkindir.
Taraflar arasında imzalanan “Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması” başlıklı sözleşmelerin 4.maddesi ile davacının sistem kullanım/dağıtım bedeli ödemesi kararlaştırılmıştır. 31/12/2015 tarihli Resim Gazetede yayımlanan ” Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar ” başlıklı düzenleme ile Elektirik Piyasası Yasasının 14/1-b bendi kapsamında” lisansız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller üretim tesislerinin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyet dikkate alınarak farklılaştırılabilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yukarıdaki düzenlemeye dayanılarak EPDK tarafından alınan 6838 sayılı karar ile lisanssız elektrik üreticileri için uygulanacak sistem kullanım/dağıtım bedelleri ile ilgili yeni bir karar verilmiştir. EPDK’nın bu genel düzenleyici işlemine karşı Danıştay 13.Dairesinde dava dışı şirket tarafından …. Esas sayılı dosyası üzerinden açılan dava sonucu Danıştay 13.Dairesinin …. Karar sayılı ilamı ile; Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’ın 16. maddesinde 6808 sayılı Kurul kararıyla yapılan değişiklikle, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedellerin üretim tesislerinin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyetler dikkate alınarak farklılaştırılabileceğinin düzenlendiği; 01/01/2017 tarihinden itibaren dağıtım sistemi kullanıcılarına uygulanacak tarifenin belirlendiği 6838 sayılı Kurul kararıyla, farklılaştırmaya istinaden lisanslı üreticiler için .. kr/kWh; mevcut lisanssız üreticiler ile . tarihinden önce geçici kabul alan lisanssız üreticiler için … kr/kWh; … tarihinden sonra geçici kabul alan lisanssız üreticiler için … kr/kWh dağıtım bedeli öngörüldüğü ve bu işlemlerin lisanssız üreticiler ile ilgili kısımlarının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, üretim faaliyetinin, lisans almak koşuluyla yürütülebilecek elektrik piyasası faaliyetlerinden biri olduğu; 14. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, kurulu gücü azami bir megavatlık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisinin lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden muaf faaliyet kapsamında olduğu; üçüncü fıkrasında, lisans alma yükümlülüğünden muaf olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten kişilerin ihtiyacının üzerinde ürettiği elektrik enerjisinin sisteme verilmesi hâlinde elektrik enerjisi son kaynak tedarik şirketince, 10/05/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da kaynak türü bazında belirlenen fiyatlardan alınacağı; dördüncü fıkrasında, bu kişilerin sisteme bağlanmasına ilişkin teknik usul ve esaslar ile satışa, başvuru yapılmasına ve denetim yapılmasına ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır. Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin 9. maddesinin birinci fıkrasında, “Dağıtım tarifesi; dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller ile tarifenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslardan oluşur.”; ikinci fıkrasında, “Dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller, dağıtım şirketlerinin dağıtım faaliyetlerini yürütebilmesi için gerekli olan maliyetlerden hareketle belirlenir. Dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedellerinin belirlenmesinde, teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasında 19/12/2015 tarihli ve 29567 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ ve ilgili diğer mevzuat hükümleri esas alınır. Dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller; bağlantı durumu, tüketim miktarı ve kullanım amacı gibi ölçütler esas alınarak farklılaştırılabilir.” kuralına yer verilmiştir. İşlemlerin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin 1. maddesinde, bu Yönetmeliğin amacının, elektrik piyasasında; … tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14. maddesi kapsamında, tüketicilerin elektrik ihtiyaçlarının tüketim noktasına en yakın üretim tesislerinden karşılanması, arz güvenliğinin sağlanmasında küçük ölçekli üretim tesislerinin ülke ekonomisine kazandırılması ve etkin kullanımının sağlanması, elektrik şebekesinde meydana gelen kayıp miktarlarının düşürülmesi amacıyla lisans alma ile şirket kurma yükümlülüğü olmaksızın, elektrik enerjisi üretebilecek gerçek veya tüzel kişilere uygulanacak usul ve esasların belirlenmesi olduğu; 17. maddesinin birinci fıkrasında, lisanssız üretim yapan gerçek ve tüzel kişilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapmalarının esas olduğu; 28. maddesinin üçüncü fıkrasında, bu Yönetmelik kapsamındaki üretim tesislerinde üretilen elektrik enerjisinin, bu Yönetmelikte belirtilen istisnalar dışında, ticarete konu edilemeyeceği ve üretim tesisinin bulunduğu dağıtım bölgesinin dışında tüketime sunulamayacağı belirtilmiştir. 6446 sayılı Kanun, dağıtım şirketlerini, dağıtım tesislerini yenilemek, kapasite ikame ve artırım yatırımlarını yapmakla yükümlü kılmakta; özelleştirme sonrası elektrik dağıtım tesislerinin iyileştirilmesi, güçlendirilmesi ve genişletilmesi için yapılan yatırımların mülkiyetinin kamuya ait olduğunu belirtmekte; özelleştirilen elektrik dağıtım tesis ve varlıklarına ilişkin her türlü işletme ile yatırım planlaması ve uygulamasında onay ve değişiklik yetkisini kurula vermektedir. Görüldüğü üzere, dağıtım tesisinin varlığı, dağıtım faaliyetinin yürütülebilmesi için zorunludur. Kamu hizmeti niteliğindeki bu faaliyetin yerine getirilebilmesi için oluşan maliyet, dağıtım bedeli olarak kullanıcılara yansıtılmaktadır. Kanun, dağıtım faaliyeti için onaylanan gelir tavanları ile öngörülen dağıtıma esas enerji ve abone grubu oransallıkları ile elde edilen dağıtım bedelinin yansıtılmasında herhangi bir istisnaî kurala yer vermemiş olup, dağıtım sistemi kullanıcılarının tamamını yükümlü kılmıştır. Bu kapsamda, lisanssız üreticilerin de dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedelleri ödeyeceği açıktır. Zira, dağıtım tesisi, iletim tesislerinin ve dağıtım gerilim seviyesinden bağlı üretim ve tüketim tesislerine ait şalt sahalarının bittiği noktadan sonraki nihayet direğinden, alçak gerilim seviyesinden bağlı tüketicilerin yapı bina giriş noktalarına kadar, bina giriş ve sayaç arası hariç, elektrik dağıtımı için teçhiz edilmiş tesis ve teçhizat ile dağıtım şirketince teçhiz edilen ya da devralınan sayaçları ifade etmektedir. Bu amaçla davalı idareden, lisanslı üreticiler ile lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedellerin farklılaştırılmasında hangi unsurların dikkate alındığının ayrıntılı olarak açıklanması ile .. tarihleri arasında uygulanacak çeyrek dönem tarife tablolarının belirlendiği 6838 sayılı Kurul kararında, tek terimli tarife sınıfına tâbi üreticiler için veriş yönünde dağıtım bedelinin .. kr/kWh; 31/12/2017 tarihinden önce geçici kabul alan lisanssız üretim tesisleri için dağıtım bedelinin … kr/kWh; …. tarihinden sonra geçici kabul alan lisanssız üretim tesisleri için dağıtım bedelinin … kr/kWh olduğu anlaşıldığından, dağıtım bedellerinin farklılaştırılması nedeniyle lisanssız üreticilere ne kadar ilave maliyet getirildiğinin, söz konusu ilave maliyetin nasıl hesaplandığının açıklanarak, buna yönelik hesaplama tablosunun gönderilmesi istenilmiş, kurumun verdiği cevapta lisanssız üretim tesislerinin tüketimlerinden çok daha fazlasını ürettikleri ve bu üretimlerini YEK Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında değerlendirdikleri; lisanssız üretim kapsamında üretim yapan santrallerin çoğunun tüketimlerini karşılama amacından oldukça uzaklaştığı, bu üreticilere ait tesislerin dağıtım sistemi üzerinde yaratacakları ilave maliyetlerin ve yüklerin (sistem dengesizlikleri ve sair) lisanssız elektrik üreticilerine yansıtılabilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı; bu kapsamda 6808 sayılı Kurul kararıyla dağıtım bedellerinin farklılaştırılması yolunun tercih edildiği; dolayısıyla lisanslı üreticiler ile lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedellerin farklılaştırılmasında, lisanssız üreticilerin tâbi olduğu mevzuatın amacı, üreticilerin yükümlülükleri, lisanssız üreticilerin dağıtım sistemini yoğun bir şekilde kullanmaları nedeniyle sisteme akan yük, söz konusu kullanım nedeniyle dağıtım sisteminde meydana gelen sorunlar ve lisanssız üreticilerden kaynaklı maliyetlerin dikkate alındığı; 6838 sayılı Kurul kararı ile de lisanssız üreticiler için dağıtım tarifesinin “Orta Gerilim Ticarethane” tarifesine eşitlendiği, zira lisanssız üreticilerin tâbi oldukları mevzuatın amacını aşar şekilde kendi ihtiyaçlarının oldukça üzerinde ve bir ticarî faaliyet yürütür gibi elektrik üreterek bu elektriği dağıtım sistemine vermelerinden dolayı sisteme getirilen yükün orta gerilim seviyesinden dağıtım sistemine bağlı, ticarethane abone grubunda yer alan bir tüketici ile benzer olduğu; bu çerçevede 31/12/2017 tarihine kadar geçici kabul alan lisanssız üreticilerin lisanslı üreticilere kıyasla …. krş; … sonrasında geçici kabul alan lisanssız üreticilerin ise lisanslı üreticilere kıyasla … krş daha fazla dağıtım bedeli ödemekle yükümlü kılındığı belirtilmiştir. Lisanssız üreticilerin gerçekleştirdikleri üretimi dağıtım sistemine vermek suretiyle sistemi yoğun bir şekilde kullanımı, sistemin teknik ve ekonomik işleyişini sekteye uğrattığı gibi, üretimlerini ticarî faaliyete konu ederek kendilerine tanınan muafiyet sınırı aşılmaktadır. Kanun koyucunun yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretimine yönelik lisanssız üreticileri birtakım yükümlülüklerden muaf tutması, söz konusu üreticilerin lisanslı üreticiler gibi doğrudan piyasa faaliyetine konu edilebilecek elektrik üretimi gerçekleştirecekleri anlamı taşımamaktadır. Aksinin kabulü hâlinde, farklı koşullar ile yükümlülüklere tâbi kılınan lisanslı ve lisanssız üreticilerin aynı amaca matuf piyasa faaliyetinde bulunabileceklerinin öngörülmesi beklenirdi. Oysaki, lisanssız üreticilerin öncelikle tüketimlerini karşılamakla yükümlü kılındığı açıktır. Bu durumda, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretimine getirilen teşvik mekanizmasının amacını da aşar bir şekilde, lisanssız üreticilerin gerçekleştirdiği üretimin ticarî faaliyete konu edilmesinin sonucu olarak ödeyecekleri dağıtım bedelinin farklılaştırılmasında ve bu farklılaştırma neticesinde dağıtım bedeline ilişkin tarifenin düzenlenmesinde eşit taraflar arasında ayrım gözetilmemesi ilkesine aykırılık olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu itibarla, 6446 sayılı Kanun’un 14. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedellerin üretim tesislerinin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyetler dikkate alınarak farklılaştırılmasında ve söz konusu farklılaştırmaya istinaden dağıtım bedelinin belirlendiği üreticiler için veriş yönünde tek terimli dağıtım tarifesine yönelik dava konusu Kurul kararlarında hukuka aykırılık bulunmamaktadır ” gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Danıştay 13.Dairesinin yukarıda içeriği ayrıntılı olarak belirtilen kararında da belirtildiği gibi, EPDK nın kuruluş yasasından kaynaklanan yetkisi kullanarak davalı gibi dağıtım şirketlerinden sistem kullanım/dağıtım bedellerinin belirlenmesine esas olan maliyet unsurlarını gösteren listeleri talep edilmiş, yapılan değerlendirme sonucu lisanslı ve lisanssız elektrik üretimi yapan şirketlerin dağıtım sistemi sahiplerine ödemeleri gereken sistem kullanım/dağıtım bedelleri belirlenmiştir.
Davacı taraf, lisanslı ve lisanssız elektrik üreticisi olan şirketlerin eşit konumda olduklarını, bu nedenle kendilerinden de lisanslı üretici şirketlerden alınan kadar sistem kullanım/dağıtım bedeli tahsil edilmesi gerektiği halde onların 4 katına yakın ücret talep ve tahsil edildiğini, kendileri yönünden ancak sisteme ek maliyet getirdiklerinin belirlenmesi halinde ücretin farklılaştırılabileceğine ilişkin düzenleme olduğunu ve sisteme ek yük getirmedikleri halde fazladan sistem kullanım/dağıtım bedeli talep ve tahsil edildiğini, bunun dayanağının EPDK kararı olarak gösterildiğini, EPDK nın kararı için kendileri tarafından idari yargıda iptal davası açılmamış olmakla birlikte, adli yargı ilk derece mahkemelerinde somut olayda olduğu gibi çekişme çıkarılması halinde, ilk derece adli yargı mahkemelerinin” lisansız üreticilerin ürettikleri elektrik enerjisini sisteme vermeleri sırasında sistem için ek maliyet oluşup oluşmadığı, ek maliyet oluşuyor ise bu maliyetin ne kadar olduğunu değerlendirip, lisansız üreticilerden alınması gereken sistem kullanım/dağıtım bedeli miktarını belirlemesi gerektiğini ileri sürmektedir.
Davaya konu uyuşmazlığın temelini “Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar ” başlıklı düzenleme ile Elektirik Piyasası Yasasının 14/1-b bendi kapsamında” lisansız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller üretim tesislerinin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyet dikkate alınarak farklılaştırılabilir” hükmü ve kuruluş yasası gereği fiyatlara esas tarifeyi belirleme görev ve yetkisi bulunan EPDK’nın 2912/2016 tarihli toplantıda alınan 6838 sayılı kurul kararı oluşturmaktadır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 4628 sayılı Yasanın 4.maddesi” Kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip ve bu kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuştur.
Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur. Kurum, Kurul kararıyla bu Kanun hükümleri uyarınca çıkaracağı yönetmelikleri, piyasada faaliyet gösteren tüzel kişilerin ve ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerini alarak hazırlar. Kurumun merkezi Ankara’dadır. Kurumun ilişkili olduğu Bakanlık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığıdır. Kurum, dağıtım bölgelerinde müşteri ilişkilerini sağlamak üzere irtibat büroları kurabilir. Kurumun teşkilatı; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, başkanlık ve hizmet birimlerinden oluşur. Kurum, bu Kanundan kaynaklanan görevlerini yerine getirirken yetkilerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu vasıtasıyla kullanır. Kurumun temsil ve karar organı Kuruldur.” düzenlemesini içermektedir.
Davaya konu uyuşmazlığın dayanağı olan 6838 sayılı kurul kararının EPDK’nın kuruluş, görev ve yetkilerini belirleyen yukarıdaki yasal düzenlemenin kendisine verdiği görev ve yetkilendirme kapsamında alındığı tartışmasızdır. Yine EPDK’nın aldığı genel düzenleyici idari işlemler ile diğer idari işlemlerin elektrik enerjisi piyasası alanında faaliyet gösteren tüm gerçek ve tüzel kişiler yönünden bağlayıcı olduğu, somut olayda olduğu gibi davalının EPDK kurul kararına uygun olmayan biçimde işlem yapmasının mümkün olmadığı tartışmasızdır.
EPDK kararları yukarıda belirtildiği gibi iptal edilmediği ve geri alınmadığı sürece, herkes için bağlayıcı olmaya devam edecektir. Bu durum EPDK kararlarının denetim dışı olduğu anlamına gelmez. Sorun bu denetimin kimler tarafından yerine getirileceği noktasında toplanmaktadır.
4628 sayılı yasanın 4.maddesine göre, EPDK’ nun kamu tüzel kişiliğine haiz idari ve mali özerkliğe sahip olup bu yasa ile verilen görevleri yerine getirmek üzere kurulduğu tartışmasızdır.
Davalının, davacı hakkında işlem yapmasının dayanağını oluşturan EPDK’nın 6838 sayılı kararının genel düzenleyici işlem niteliğinde olduğu, aynı durumda olan tüm taraflar için uygulanması zorunlu olduğu, dayanak EPDK kararının genel düzenleyici işlem olma niteliği dikkate alındığında bu işlemlere karşı 2575 sayılı Danıştay Yasası’nın 24/1-c maddesi uyarınca “Bakanlıklar, kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak davaların ilk derece mahkemesi sıfatıyla” Danıştay’ın ilgili dairesinde dava konusu edilebileceği açık olup, yukarıda belirtildiği gibi davaya konu uyuşmazlığın dayanağı olan EPDK kurul kararının genel düzenleyici işlem niteliğinde olması, kararı alan kurulun kamu kurumu niteliğinde olması karşısında EPDK’nın 6838 sayılı kurul kararı ile ilgili olarak Danıştay’da ilk derece mahkemesi sıfatıyla dava açılarak kararın iptali sağlanmadığı sürece elektrik enerjisi piyasasının bileşenleri gibi, yargısal faaliyet yürüten adli yargı mahkemeleri yönünden de kurul kararının bağlayıcı olduğunu kabul etmek zorunluluğu bulunmaktadır.
Uyuşmazlığın dayanağını oluşturan 6838 sayılı kurul kararının genel düzenleyici karar olmayıp, bunun dışındaki diğer idari kararlardan olduğu kabul edilse dahi, bu kez de EPDK’nın kamu gücünü kullanarak aldığı genel düzenleyici işlemler dışındaki diğer kararlarına karşı da idari yargılama usul yasası gereği ilk derece idari yargı mahkemeleri önünde iptal davası açılıp, iptalleri sağlanmadığı sürece bu kararın elektrik enerjisi piyasası bileşenleri ve yargısal faaliyet yürüten mahkemeler yönünden de bağlayıcı kabul edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Her ne kadar davacı taraf, EPDK’nun dayanak 6838 sayılı kurul kararının iptali için idari yargı yerlerinde dava açılmamış olsa da, bu kurul kararına dayanılarak işlem yapılması ve bunun da sözleşmelere aykırı olduğunun ileri sürülmesi halinde sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklar yönünden görevli olan adli yargı mahkemelerinin somut olayda olduğu gibi, görevli ticaret mahkemesinin kurul kararının normlar hiyerarşisine uygun olup olmadığını denetleme, düzenlemenin normlar hiyerarşisine aykırı olduğunun tespit edilmesi halinde kurul kararına dayanılarak yapılan işlem nedeniyle kendilerinden tahsil edilen bedelin iadesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; yukarıda da belirtildiği gibi EPDK nın kuruluş yasası gereği kamu adına güç ve yetki kullanan yapıya sahip olduğu, yaptığı işlemlerin ve aldığı kararların idari işlem niteliğinde olduğu tartışmasızdır. EPDK’nın aldığı kararlardan genel düzenleyici işlem niteliğinde olanları için Danıştay Yasasının 24/1-c maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’da dava açılarak, genel düzenleyici işlem niteliğinde olmayan diğer karar ve işlemler için ise idari yargılama usul yasası gereği ilk derece idare mahkemelerinde dava açılarak karar ya da işlemin iptali sağlanmadığı sürece, bu karar ve işlemlerin enerji piyasası bileşenleri yanında somut olayda olduğu gibi mahkememiz yönünden de bağlayıcı olacağı tartışmasızdır. Tamamen idari yargı yerlerinin denetimine tabi olan kurul kararının normlar hiyerarşisine uygun olup olmadığının adli yargı mahkemeleri eli ile denetlenmeye çalışılması en basit deyimi ile adli yargı mahkemelerinin görev alanlarının dışına çıkarak başka bir yargı mercinin görev alanında bulunan konularda karar vermeleri sonucunu ortaya çıkarır ki, bu durumun hukuk devleti düzenlemesi içerisinde kabul edilmesi mümkün değildir.
EPDK’nın kurul kararlarının genel düzenleyici işlem niteliğinde olması halinde Danıştay’da açılacak iptal davası ile, genel düzenleyici işlemler dışındaki işlem ve kararlar aleyhine ise idari yargı yerlerinde açılacak iptal davası ile ortadan kaldırılmaları sağlanmadığı sürece bu kararların herkes için bağlayıcı olduğu, iptal için idari yargı yerlerinde dava açılmamış ise bu kurul kararının uygulanması nedeni ile, somut olayda olduğu gibi taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan sorunlar ortaya çıktığında adli yargı mahkemelerinin, kurul kararının normlar hiyerarşisine uygun olup olmadığını görev alanı dışına çıkarak, idari yargı mahkemelerinin görev alanına girip değerlendirme yapmalarının mümkün olmadığı, bu haliyle EPDK’nın iptal edilmediği için herkes açısından bağlayıcılık taşıyan 6838 sayılı kurul kararına uygun biçimde işlem yapma zorunluluğu bulunan davalının bu karar uyarınca ileriye yönelik olarak davacı gibi lisansız üreticilerden EPDK tarafından belirlenen tarife uyarınca sistem kullanım/dağıtım bedeli tahsil etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiştir.
Davacı her ne kadar tarife hükümlerinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu iddia etmiş ise de, tarafların tacir oldukları, TTK’nun 18/2. maddesi uyarınca basiretli davranma zorunlulukları bulunduğu, tacirler arasındaki genel işlem koşullarının daha sıkı kurallara bağlı olduğu, genel işlem koşulunun unsurları; sözleşmenin koşullarını oluşturması, sözleşme kurulmadan önce düzenlenmesi, birden fazla sözleşme ilişkisinde kullanılmak üzere düzenlenmesi ve genel işlem koşulları kullanan tarafından sözleşmeye dâhil edilmek niyetiyle karşı âkide sunulması olup genel işlem koşulu olduğu iddia edilen tarifenin ise sözleşme koşullarından olmayıp sözleşme devam ederken dava dışı EPDK tarafından belirlendiği gözetildiğinde davacının bu iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf kendilerinin sisteme ek maliyet getirmedikleri gerekçesi ile EPDK kararı ile belirlenen sistem kullanım/dağıtım bedelinin kendilerinden tahsil edilemeyeceğini ileri sürmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmede sistem kullanım/dağıtım bedeli ödemesi yapılacağı kararlaştırılmakla birlikte, sözleşmede sabit yada bir formüle bağlı sistem kullanım/dağıtım ücreti ödemesi kararlaştırılmamıştır. ” Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar ” başlıklı düzenleme ile Elektirik Piyasası Yasasının 14/1-b bendi kapsamında” lisansız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller üretim tesislerinin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyet dikkate alınarak farklılaştırılabilir” hükmü ve EPDK nın kuruluş yasasından aldığı yetki ve görev ile belirlediği sistem kullanım/dağıtım bedeli belirlemesi üzerine davalı taraf bu karara uygun hareket etme zorunluluğunda olduğu için, uyuşmazlığın dayanağı olan sistem kullanım/dağıtım bedelinin taraflar arasındaki sözleşme ile belirlenmemiş olması nedeni ile genel işlem şartına aykırılıktan da söz edilemeyeceği kabul edilip, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve Birleşen davanın REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden;
a-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
d-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
e-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından, 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Birleşen dava (…. Esas) yönünden;
a-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
d-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
e-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından, 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Birleşen dava (…. Esas) yönünden;
a-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
d-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
e-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından, 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”