Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/719 E. 2023/95 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI : HASIMSIZ

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)
DAVA TARİHİ : 30/05/2022
KARAR TARİHİ : 25/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Bankanın …. şubesinde tahsile alınan keşide yeri …, keşide tarihi ….,vade tarihi …., borçlusu … olan … TL bedelli bononun bankalarının iradesi dışında kaybolduğunu, TTK’nın 831. maddesinin 2. fıkrasında varant ve makbuz senedi dışındaki emre yazılı senetlerin iptali, poliçe hükümlerine tâbi tutulduğunu, ödeme yasağına ilişkin hüküm de TTK’nın 757/1. maddesinde düzenlendiğini, bu düzenlemeye göre; “İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.” Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yaygın içtihatlarına göre önleyici tedbir kararını mahkemeden talep etme yetkisi, kıymetli evrak zayi olduğu anda senet üzerinde hak sahibi olan, senedi normal şartlarda borçluya ödeme için ibraz edecek olan kişilere ait olduğunu, bu kişinin senedi devir yoluyla yada rehin veya tahsil cirosuyla kazanmış olan son hamili olduğunu, HMK’nın 392/1. maddesi uyarınca, ödeme yasağı talebinde bulunan dilekçe sahibinin hak sahibi olduğuna ilişkin kuvvetli deliller bulunması veyahut durum ve koşulların gerektirmesi hâlinde, mahkemenin dilekçe sahibini teminattan muaf tutabileceğini, bononun zayi olması nedeniyle iptaline karar verilebilmesi için iptal talebinde bulunanın senedin zayi olduğu veya ziyaın ortaya çıktığı anda senette mündemiç olan hakkın alacaklısı olması gerektiğini, bu hususun, TTK m. 651/2’de “Kıymetli evrakın zayi olduğu ya da ziyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişinin, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.” şeklinde ifade edildiğini, TTK m. 651/2’de yer alan “senet üzerinde hak sahibi olan kişi” ibaresini dar yorumlamak ve yalnızca senet malikinin iptal talebinde bulunabileceğini kabul etmenin hakkaniyete uymayacağını, hiç kimse hakkını aramaya zorlanamayacağına göre, senedin maliki olan kişi iptal talebinde bulunmuyorsa, o senet üzerinde mülkiyet dışında başka bir hakka sahip olan kişiler bundan zarar görebileceğini, bu nedenle, doktrinde malik yanında, senette mündemiç olan hakkın alacaklısı, zilyedi, intifa hakkı sahibi, senedi rehin alan hamil ya da bunların vekilleri ile komisyoncu gibi kişilerin de “hak sahibi” kavramı içinde değerlendirilebilecekleri ve dolayısıyla iptal talebinde bulunabileceklerinin kabul edilmekte olduğunu, kıymetli evrağın, tahsil cirosu ile devredilmiş ise (TTK m. 688) ciro edilen kişinin de iptal talep etmeye hakkı olduğunu; zîrâ, tahsil cirosunun, bir tür vekâlet olduğunu, Yargıtayın da, senedi tahsil cirosu ile elinde bulunduran kişinin vekil hamil konumunda olduğunu belirterek bu kişinin, senet elinde iken zayi olması hâlinde iptal davası açabileceği yönünde kararlar verdiğini belirtmiş, bu nedenle davalarının kabulü ile, dava konusu senedin ödenmemesi konusunda “ödeme yasağı” verilmesini, gerekli ilanın yapılarak dava konusu kıymetli evrakın iptaline karar verilmesini Mahkememizden talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Türk Ticaret Kanununun 757.ve izleyen maddeleri hükümlerine istinaden açılan kıymetli evrakın iptali istemine ilişkindir.
İptali talep edilen senet yönünden nitelikleri belirtilerek Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde birinci ilan …. tarihinde, ikinci ilan …. tarihinde ve üçüncü ilan …. tarihinde olmak üzere toplam üç defa ilan yaptırılmıştır.
Toplanan delillere göre iptali talep edilen senedin zayi olduğu, iptali talep edilen senedin ilk ilan tarihi itibarı ile üç aylık başvurma süresinin dolduğu ve ibraz edilmediği gibi akıbetinin de belli olmadığı anlaşılmakla TTK.’nun ilgili maddeleri gereğince davacının talebinin kabulü ile dava konusu edilen senedin zayi nedeniyle iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜNE, Keşide yeri …, …. keşide tarihli, …. vade tarihli, borçlusu … olan, 3.950,00 TL bedelli senedin zayii nedeniyle İPTALİNE,
2-Dava açılırken alınması gereken karar harcının peşin alındığı anlaşıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Teminatın davacıya karar kesinleştikten itibaren 1 ay sonra iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim