Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/687 E. 2022/2084 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 07/01/2021
KARAR TARİHİ : 13/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı şirket arasında …..2019 tarihinde imzalanan barter sözleşmesi ile davalı şirketin diğer davalı ….. ile imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yapımını üstlendiği …. İli … İlçesi …. sayılı parselde inşa edilecek olan ….. Konutları isimli projede yer alan …. adet dairenin mobilya işlerinin 5 adet daire verilmesi karşılığında müvekkili tarafından üstlenildiğini, müvekkili tarafından üstlenilen edimler yerine getirildiği halde davalı tarafından … Blok …. Kat… nolu dairenin müvekkiline devredilmediğini, dairenin tapusunun davalı tarafından muvazaalı olarak arsa sahibi olan davalı ….’a devredildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin tespiti ile dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini istemiştir.
CEVAP :
Davalı ….. vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuş, diğer davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
……2021 tarihinde açılan ve Ergani 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. esasına kaydedilen davada, Ergani 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ……2022 tarihli ve …. E.-….. karar sayılı ilamı ile, barter sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta tarafların tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanan nispi ticari dava niteliğinde olduğu kabul edilerek uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemelerine verilen görevsizlik kararının taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği ve davacı vekilinin süresinde gönderme talebi üzerine dava dosyasının mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Dava, davalılar arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazda inşa edilecek dairelerin davalı yüklenici şirket ile imzalanan sözleşme gereğince mobilya yapım işini üstlenen davacının yüklenici tarafından sözleşme gereğince kendisine devredilmesi gereken dairenin muvazaalı olarak diğer davalı arsa sahibine devrinin gerçekleştirildiğinden bahisle tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle hangi mahkemenin yargılama yapmaya görevli ve yetkili olduğunun tespiti gerekir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Kanunun 5. maddesi uyarınca ticari davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Müstakil Asliye Ticaret Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesince davaya ara kararla Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekir.
Öte yandan, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibariyle Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirilmesine karar verilmiştir.
Burada asıl tartışılması gereken husus, mahkememizin faaliyete başladığı 01/09/2021 tarihinden önce mahkememizin yargı çevresinde bulunan Asliye Hukuk Mahkemelerinde dava açıldıktan sonra, Asliye Hukuk Mahkemelerince, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilip verilemeyeceği hususuna ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir ( 5.12.1977 tarihli, 1977/4 E., 1977/4 K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı).
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır. (Yargıtay 5. HD 21/02/2022 tarih 2022/1760 Esas 2022/2689 Karar – İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 01/03/2022 tarih 2022/332 Esas 2022/343 Karar, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 28/03/2022 tarih 2021/3490 Esas 2022/755 Karar)
Dosyanın incelenmesinde, 02/07/2019 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben açılan davanın Diyarbakır 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esasına kaydedildiği, mahkemenin …./2020 tarihli ön inceleme duruşmasında verilen ara kararla, tarafların sıfatı ve davanın mahiyeti gerekçe gösterilmek suretiyle davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verildiği, karar duruşması da dahil tüm duruşma başlıklarında “Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla” ibaresinin yazılı olduğu anlaşılmaktadır.
Yapılan açıklamalar uyarınca Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibariyle Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği iş bu davanın 01/09/2021 tarihinden önce açıldığı, yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Ergani 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olup, derdest dosyaların devrine yönelik bir düzenleme de bulunmadığından dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, Ergani 1. Asliye Hukuk Mahkemesine karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Ayrıntılı Olarak Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Daha önceden görevsizlik kararı veren ERGANİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-Dosyanın Ergani 1. Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiş olması nazara alınarak, mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi hususunda merci tayini için dosyanın DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA GÖNDERİLMESİNE.
3-HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Artan delil/gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim