Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/659 E. 2022/1976 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (İstirdat)
DAVA TARİHİ : 07/04/2022
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (İstirdat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin, davacıya borcu olmadığı halde zamanında gerekli itirazlarda bulunmaması nedeniyle icra takibinin kesinleştiğini, sonuçta da icra yoluyla müvekkilinden 27.568,00 TL tahsil edildiğini, müvekkili davacı hakkında Diyarbakır 9. İcra Müdürlüğünün ….. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkiline iş bu icra dosyası üzerinden icra ödeme emri tebliğe çıkarılmış ise de müvekkili davacıya çıkarılan iş bu tebligatın usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğinden takibin kesinleştiğini, bu esnada müvekkilinin hemşire olarak çalıştığı ….. İl Sağlık Müdürlüğü’ne maaş haciz müzekkeresi yazılarak müvekkilinin maaşının 1/4 ‘ünden kesinti yapıldığını, müvekkili davacının iş bu haksız icra takibini öğrenmesi ile icra dosyasında itiraz etmiş ise de icra müdürlüğünce süresinde itiraz edilmediğinden itirazın reddedildiğini ve müvekkilinin maaşından kesinti yapılmaya devam edildiğini, müvekkili davacının bunun üzerine Diyarbakır 1. İcra Hukuk Mahkemesinde usulsüz tebliğ şikayeti davası açtığını, Diyarbakır 1. İcra Hukuk Mahkemesinin …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile şikayetin kabulüne ve müvekkilinin maaşındaki hacizlerin kaldırılmasına karar verdiğini, müvekkili davacının haksız olarak kesinti yapılan maaşının iadesini talep etmiş ise de bu talebinin reddedildiğini, Arabulucu görüşmelerinin de anlaşamama ile sona erdiğinden iş bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, müvekkilinin borçlu olmaması nedeniyle kendisinden alınan paraların geri verilmesi için mahkememize başvurmak zorunluluğu doğduğunu beyanla şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinden tahsil edilen 27.568,00 TL’nin ödeme tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Diyarbakır İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı icra dosyasının uyaptan yapılan incelemesinde; takip alacaklısının ….. Bankası A.Ş olduğu, takip borçlusunun …. ve …. tarihli dava dışı Sınırlı Sorumlu …. ve … Tarımsal Kalkınma Koperatifi ile imzalanan ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesine kefil olan diğer kişiler olduğu, takip tarihinin 26/06/2019 tarihi olduğu, takip şeklinin ilamsız icra takibi olduğu, takibin toplam 688.064,59 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağının dava dışı asıl borçlu Sınırlı Sorumlu ….. ve…… Tarımsal Kalkınma Koperatifi ile imzalanan davacı borçlunun da kefil sıfatıyla imzaladığı … tarihli genel kredi sözleşmesi (taksitli ticari kredi) olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 02/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun vekili aracılığıyla 19/10/2021 tarihinde yasal 7 günlük süresi geçtikten sonra icra dairesinda borca itiraz ettiği, takibin durmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava, ticari nitelikte genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takipte borçlu olmadığı bir parayı ödediğini iddia eden davacının açmış olduğu istirdat istemine ilişkin olup,6102 Sayılı TTK’nın 4/1-f uyarınca bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, mutlak ticari dava niteliğindedir.
Eldeki dava ilk olarak Diyarbakır 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış; mahkemece verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine mahkememize gönderilmiştir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. Maddesi ile değişik 6102 sayılı yasanın 5/a. maddesinde; “bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü ile aynı kanunun 6325 sayılı kanunda değişiklik yapan 23. Maddesinde “(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın , dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari davalarda arabuluculuk başvurusunun dava şartı olduğu ve başvuru sonucunda düzenlenen son tutanağın dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olduğu, son tutanak eklenmediği takdirde 1 haftalık kesin süre verilerek son tutanağın mahkemeye sunulmasının istenilebileceği, arabulucuya başvuru yapılmadan dava açıldığının anlaşılması halinde ise herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği öngörülmüştür.
Eldeki davada davacı vekili tarafından dava açılırken arabuluculuk son tutanağı sunulmadığı gibidava dilekçesinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir ibareye de yer verilmediği, yinedosya asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verildikten sonra mahkememize gelmezden evvel dava şartı olan arabulucuya başvurunun yerine getirilmediğinin anlaşıldığı, bu durumda arabulucuya başvuru yapılmadan davanın açıldığı anlaşılmakla 6325 sayılı Kanun’un 18/A-2 maddesi gereğince kesin süre verilmesine gerek görülmeyerek davanın HMK. 114 ve 115. Maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Davacının dava açarken toplam 172,90 TL harç yatırdığı anlaşıldığından peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 92,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada mevcut gider avansının bakiye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinden tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim

İşbu evrak DYS ortamında E-İMZA ile imzalanmıştır