Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/653 E. 2022/2721 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 11/05/2022
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ….. tarihinde davalı şirketçe sigortalanmış ….. plakalı aracın ayaya olarak karşıdan karşıya geçmek üzere olan …..’a çarpması sonucu tek taraflı trafik kazasının meydana gelmiş olduğunu, ağır yaralanan …..’un hayatını kaybettiğini, müvekkilin eşinin vefat etmesi nedeniyle oğlu ile müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, kazaya karışan şoför …..’nin …..plakalı aracın karayolları ZMMS …..poliçe no, ….. acente no ile sigortalanmış olduğunu, zararın tazmini amacıyla davalı sigorta şirketine ….. tarihinde başvuru neticesinde davalı sigorta şirketinin 15 günlük yasal süre içerisinde taleplerini karşılamadığını, maddi tazminat değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek bankalara uygulanan en yüksek ticari faizi ile birlikte müvekkilin ekonomik geleceğinin sarsılması ile meydana gelen zarar olarak şimdilik davalılardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ….. TL maddi tazminata hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı Sigorta Şirketi vekili Cevap Dilekçesinde özetle; sigorta şirketinin yerleşim yerinin istanbul ….. olmasından dolayı yetkili mahkemenin istanbul ….. nöbetçi asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, müvekkil şirkete başvuru şartının gerçekleşmemiş olduğunu, bu sebeple usulden reddi gerekmekte olduğunu, hasar dosyası başvurusu olmadığından açılamamış olduğunu, dava şartı eksikliği sebebiyle reddini, dilekçelerinde belirtilen evrakların müvekkil kuruma başvuru söz konusu olup ancak ilgili evrakların tamamının kuruma gönderilmemesi sebebi ile dosyanın sürüncemede kalmış olduğunu, delillerin taraflarına tebliğine dek cevap haklarını saklı tutacağını, müvekkil kurumun sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, poliçe itibariyle geçerli olan zmms şahıs başına ölüm için teminat limiti ile sınırlı olduğunu, öncelikle yapılacak inceleme ile başvurucunun gerçek zararının tespiti gerektiğini, sosyal güvenlik kurumunun ödemiş olduğu tazminat var ise tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesini, meydana gelen trafik kazası neticesinde karşı tarafa sosyal güvenlik kuruluşları tarafından gelir bağlanmış veya ödeme yapılmış ise, bu miktar ilgili kuruluştan sorulmak suretiyle tespit edilmesi ve talep edilen tazminattan bu miktarın tenzil edilmesi gerektiğini, muaccel bir alacağın olmadığını, bu yüzden kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının alacağına faiz yürütüleceği düşünülse bile faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiğini, davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşıldı.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
1-Diyarbakır ….. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası; mahkememiz dosyasının içerine alınmış olup, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün taksirle ölüme neden olma suçundan sanık olarak yargılandığı, dosyada ….. tarihinde ATK’dan kusur raporunun alındığı alınan kusur raporunda sanığın tali, müteveffa …..’un asli kusurlu olarak tespit edildiği ve tüm dosya kapsamına binaen mahkemenin ….. K. Sayılı kararı ile karar verildiği, kararın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmıştır.
2- ….. plakalı araca ait Trafik Sigorta Poliçesi; davalı sigorta şirketi nezdinde aracın …..-…..tarihleri arasında ZMMS kapsamında sözleşmesinin bulunduğu, davalı sigorta şirketi başvuru bulunmadığından bahisle hasar dosyasının bulunmadığını belirtmiş fakat davacının dava dilekçesi ekinde ….. tarihli başvuru dilekçesi ve tebliğ evraklarını sunmuş olduğu anlaşılmıştır.
3- ….. plakalı aracın trafik tescil özetleri; aracın …..’ye ait olduğu, aracın kullanım şeklinin yük nakli, amacının hususi olduğu belirtilmiştir.
4- Diyarbakır SGK İl Müdürlüğü yazı cevabı, rücuya tabi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir.
5-Davacının ve müteveffanın nüfus aile kayıt örneği incelendiğinde davacının müteveffanın eşi olduğu ve ayrıca müteveffanın 7 çocuğunun bulunduğu anlaşılmıştır.
6- Arabuluculuk tutanağı dava açmadan önce ….. dosya numarası ile ….. tarihinde tarafların anlaşamadığına dair son tutanak düzenlendiği anlaşılmıştır.
7-Bilirkişi Trafik Kusur Uzmanı ….. tarafından tanzim edilen ….. havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; kaza yerinin incelemesi yapılmış, kaza yeri hız limitinin 110 km/s olduğu, kaza mahaline gelmeden önce 150 metre mesafede 50 km/s azami hız limiti levhası ve yaya geçidi yaklaşım levhasının olduğu, kaza mahalini geçtikten sonra 130 metre mesafede ışıklı yaya geçidi olduğu belirtilmiş, kaza mahalinin fotoğraflandırılması yapılmış, krokisi çizilmiştir.
8- Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı ….. T. Üç kişilik uzman heyet tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Yaya …..’un %80 asli kusurlu olduğunu, sürücü …..’nin %20 tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Tarafların alınan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunmuş olduğu, mahkememizce yapılan değerlendirmede ise ATK’dan alınan rapor ile ceza dosyasında alınan raporlar arasında bir çelişki olmadığı, raporun denetlenebilir olduğu kanaati ile rapora itirazların reddine karar verildiği anlaşılmış olup rapor hükme esas alınmıştır.
9- Bilirkişi Aktüerya Uzmanı ….. tarafından tanzim edilen ….. tarihli bilirkişi raporunda özetle; ….. doğumlu …..’un, ….. kaza ve ölüm tarihinde ….. Yıl….. Aylık olduğundan (…..) yaşında, TRH-2010 Yaşam tablosuna göre kalan bakiye ömrü ….. yıl….. ay , eğer ölmeseydi (…..) yaşına kadar yaşama olasılığı bulunduğunu, Eş …..’un ….. d.lu, eşinin vefat ettiği ….. kaza tarihinde ….. yaşında, TRH-2010 tablosuna Eşin Bakiye ömrü ….. yıl, kazalının bakiye ömrü olan ….. yıldan çok olduğu için eşin destek süresi kazalının bakiye ömrüne eşitlenmiş olduğu, bu nedenle destek süresinin ….. yıl olarak hesap edildiği, davacının desteğinin geliri ile ilgili dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından hesaplama yasal assari ücret üzerinden yapıldığı; yapılan hesaplamaya göre kusur oranına göre …..TL desteğinden yoksun olduğunun belirtildiği hesap edilmiştir.
Taraf vekilleri mahkememize sunduğu dilekçeleri ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmişlerdir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunun güncel asgari ücret tarifesine göre alınmış olduğu anlaşılmakla ve raporun denetime elverişli olduğu anlaşılmakla, yeninden rapor alınma taleplerinin ve itirazlarının reddine karar verilmiş olup alınan bu bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu ….. tarihli dilekçesi ile bedel artırım taleplerini ibraz etmiştir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlık; ….. tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle müteveffa …..’un bu kazadaki kusur durumunun tespiti ile davacı …..’un …..’un vefat etmesi nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden talep edip edemeyeceği ve miktarının belirlenerek davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
TBK’nun 53/3. maddesinde sözü edilen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay HGK’nun 21/04/1982 gün ve 1979/4-1528 E,1982/412 K, sayılı kararı).
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre davacılardan eşin murisin desteğinden pay aldıkları karine olarak kabul edilmektedir. Aksini ispat yükü davalı üzerindedir. Müteveffanın nüfus kaydı incelendiğinde murisin çocukları olmakla beraber 18 yaşından büyük oldukları için destek payı hak sahibi değillerdir. Dolayısı ile bu kimseler yönünden hesaplama yapılmamıştır. Anayasa Mahkemesi’nin ….. tarih …..Esas ….. Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı). Bu şekilde destekten yoksun kalma tazminatının hesabında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan, %10 artırım %10 iskonto yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğinden hükme esas alınan hesap raporunun hesaplama yönetimi itibariyle doğru olduğu, mahkememizce alınan kusur raporunun da ceza dosyası içeriği itibariyle değerlendirildiğinde alınan raporlar ve dosya kapsamı itibari ile uyumlu olduğu anlaşılmakla davacının iddiasını ispat ettiği kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekili tarafından dava öncesinde tazminat talebi ile KTK’nın 97. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu, başvuru dilekçesinin ….. tarihinde davalıya kargo ile teslim edildiği görülmüştür. Davacı vekili ıslah dilekçesinde talep edilen tazminata herhangi bir faiz türü belirtmeden en yüksek faiz işletilmesi talebinde bulunmuş ise de ….. plakalı aracın hususi araç olması nedeni ile hükmedilen tazminata yasal faiz işleyeceği sonucuna varılmıştır.
İzah edilen nedenlerle, davacı eşin destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulün ….. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, ….. TL’nin ….. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.639,71TL harçtan dava açılırken yatırılan peşin harç 80,70 TL’ ve 131,65 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 2.427,36TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70TL peşin harç, 131,65TL tamamlama harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 100,75TL posta yazışma gideri olmak üzere toplam 405,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 959,00TL ATK faturası, 750,00TL aktüer bilirkişisine ödenen ücret ve 600,00TL trafik bilirkişisine ödenen ücret olmak üzere toplam 2.309,00TL bilirkişi ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 13 hükmü gereğince hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan 11,50TL vekalet harcı masrafının üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider/delil avansının artan kısmın, karar kesinleştikten sonra HMK m. 333 ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 207 hükümleri uyarınca re’sen yatırana iadesine,
7-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.560,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim