Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/632 E. 2022/2096 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA :
DAVA TARİHİ : 05/05/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacının iddialarının ve bunların dayanaklarının özetle; Davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün …., …., …., …, …., …, …. esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatılmış olduğunu, davalının takip konusu borçlara itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünce takiplerin durdurulmasına karar verilmiş olup, borçlunun yapmış olduğu itirazların haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu bu itirazların iptali gerektirdiğini, Davalının (borçlunun) müvekkil bankanın “…. Plaza Şubesi” ile imzalamış olduğu Ticari – Tarım Nitelikli Bankacılık Kredisinden Kaynaklı Genel Kredi Sözleşmesi gereğince müvekkil bankadan farklı ürün kredi/krediler kullanmış olduğunu ve kullanmış olduğu kredi ürünlerine ilişkin borcunu ödememesi nedeni ile sözleşmedeki adresine borç muacceliyet ihtarnameleri gönderilmiş olduğunu, borçlu …’na gönderilen ödeme emirleri …2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, borçlunun ….2021 tarihinde icra müdürlüğüne sunmuş olduğu itirazlarda takip dosyalarındaki borca itiraz ettiğini ve takiplerin durdurulması talebinde bulunmuş olduğunu, borçlunun itirazı üzerine icra müdürlüğünce takiplerin durdurulmuş olduğunu, davalının Diyarbakır İcra Müdürlüğünün …,…., …., …., …. esas sayılı takip dosyalarına yapmış olduğu itirazın iptali ile takiplerin davalı yönünden devamını, kötü niyetli olarak icra takiplerine itiraz eden davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine dair karar verilmesini, talep etmiş olduğu anlaşıldı.
Davalı Cevap Dilekçesinde özetle; Dosyanın yetkisizlik kararı verilerek Istanbul Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiği, banka ile imzalanan sözleşmeler tüketici kredileri kapsamında olup, mahkemeniz görevsiz olduğunu, borca dayanak gösterilen kredi sözleşmelerinin hiç birisinde imzasının bulunmadığını, 2017 yılında annesinin kullandığı bir kredi sözleşmesinde imza alınırken bilgisi ve rızası dışında banka genel kredi kefalet sözleşmesi imzalatmış olduğunu, bu nedenle geçersiz olduğunu açıkça ortaya koymakta olduğunu, alacaklının talep ettiği tüm alacak için aleyhine icra takibi başlatmasının şartlarının oluşmadığını, zira alacaklının alacağı diğer borçlunun verdiği ipotek ile güvence altına alındığından alacaklının öncelikle ipoteği paraya çevirmesi yolu ile takip başlatması gerektiğini, haksız ve hukuka aykırı olan davanın reddini, alacaklının icra takibinin haksız ve kötü niyetli olması nedeni ile % 20 oranında icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini, yargılama harç ve giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşıldı.
GEREKÇE:
Dava, Diyarbakır İcra Müdürlüğünün …,…., ……… esas sayılı dosyaları ile başlatılan icra takibine davalı/borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir.
Taraflar arasındaki ilişkinin hukuki dayanağı bankacılık sözleşmesidir.6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Aynı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re’sen nazara alınması zorunludur.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda davacı, davalı ile akdedilen kredi sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibine borçlu/davalı yapılan itirazın iptalini talep etmektedir. Kredi sözleşmesi incelendiğinde sözleşmesinin bireysel kredi niteliğinde olduğu görülmektedir. Davalının bireysel kredi sözleşmesi tarafı olduğu ve tüketici sıfatı ile hareket ettiği, davalının tacir olduğuna dair somut delilin bulunmaması, işlemin boyutu dikkate alındığında davalı hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğundan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. (Benzer hususta karar için bknz.: Yargıtay 3.HD. 2020/7424 E., 2021/1262 K.)
6502 sayılı kanunun 83/(2) maddesi gereği taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. Buna göre sözleşmenin bir tarafı tüketici bulunduğundan ve davaya Tüketici Mahkemesinde bakılması gerekeceğinden görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeli ve Ayrıntısı yukarıda kararda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114. ve 115. mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair davacı vekili, davalı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim