Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/572 E. 2022/2167 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2022
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; zorunlu olan arabuluculuk kapsamında davalı kurum ile görüşmesi yapılmış olduğunu ancak tarafların anlaşamamış olduğunu, Müvekkilin, …… Sitesi nin ….. bloklarındaki dairelerin iç kapıları ve banyo dolabının verilmesi için , Diyarbakırda bulunan davalı …… Şirketi ile uyuşmazlığa konu iç kapılar ve banyo dolapları için imalatçı davalı firma ile anlaşmış olduğunu, aralarında ise üzerinde fiyat teklifi, ürün detayları, miktar ve tutar ile yapılacak işin yazıldığı evrakı da üretici firma olarak davalının imzalamış olduğunu ve müvekkile vermiş olup iş ile ilgili anlaşmış olduklarını, ancak davalı şirketin teslim ettiği iç kapı ve banyo dolapları ile ilgili olarak daire sahiplerinden gelen kapı ve dolaplarda deformeler, renk atması, bozulmalar, hasar, yıpranmalara ilişkin şikayetler üzerine müvekkilin zor durumda kalmış olduğunu, müvekkilinin de, davalının kusur ve ihmalleri ile sözleşme gereği üzerine düşen gerekli özeni göstermemesi, davalıya ait teslim ettiği malların ayıplı olması nedeniyle de hem madden hem de manen sıkıntıya girmiş olduğunu, bilirkişi raporuyla tespit edilen zararın güncel bedeli ile birlikte davalıdan tazmin edilmesini, ayrıca müvekkil şirkette davalının kusurlu davranışları nedeniyle iş yaptığı …. inşaat tan alacaklarını alamamış olduğunu, ticari itibarının zedelenmiş olması, çeklerinin yazılmış ve haksız olarak icraya verilmiş olması, çekleri yazıldığından dolayı bankalardan kredi alma imkanını yitirmiş olması, iş yaptığı çevrelerden kara listeye alınmış olması, iş yapma potansiyeli azalmış olup bu durumun ayrıca müvekkili madden ve manen zor duruma düşürmüş olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep ve hakları ile dava miktarını arttırma hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 20.000,00 TL nin tespit dosyasında da açıkça belirtildiği üzere …… Sitesi nin ….. bloklarındaki eksik, ayıplı, hatalı işlerin tümü açısından son güncel değerleri ile birlikte yeniden hesaplanarak tazminat tutarının, davalıdan alınarak taraflarına ödenmesini, ödenmesi gereken alacağa sözleşme tarihinden itibaren en yüksek ticari faiz işletilmesini, ayrıca müvekkillerin davaya konu işler açısında davalının kusurlu davranışları nedeniyle şirketinin ve şahsının ticari olarak itibar kaybına uğraması, … ili ile diğer iller de yaptığı işler açısından maddi ve manevi olarak zarara uğraması, çeklerinin yazılması ile haksız olarak icraya düşmesi, eskiden çalıştığı müteahhitlerin artık müvekkil ile iş yapmaması ve bunun gibi nedenler de dikkate alınarak belirsiz alacak olarak açılan iş bu davada fazlaya ilişkin her türlü talep ve hakları ile dava miktarını arttırma hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000 tl maddi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan alınarak taraflarına ödenmesini, yargılama harç ve giderilerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşıldı.
Davalı Şirketi Vekilinin Cevap Dilekçesinde özetle; Davacı tarafça ikame edilen davanın açıkça dayanaktan yoksun olduğu, davacı tarafın müvekkiline borçlu iken alacaklıymış gibi dava açmış olduğunu, …. ile müvekkil firma arasında herhangi bir ticari ilişkinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin ve …. ltd şti ile ilgili ticari iş kapsamında müvekkil üzerine yüklenen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olduğunu, Davacının aldırmış olduğu Elazığ 2 . Sulh hukuk mahkemesinin …. d.iş sayılı tespit dosyasında rapora itirazlarının dikkate alınmamış olduğunu, bilirkişi raporunda; inceleme yöntemlerini, kullanılan araç ve gereçleri, yazılım ve donanımları ve teknik aletleri belirtmemiş olduğunu, bu hususun teknik bir zorunluluk olduğunu, bu durumu içermeyen bir raporun geçerli olmayacağını, müvekkilin tamamen kendisi ve davacı arasındaki sözleşme gereği ve istenen özelliklerde imalat yapmış olduğunu, yapılacak olan bilirkişi incelemesinde teknik şartname ve sözleşme incelendiğinde müvekkile atfedilecek bir kusur olmadığının açıkça ortaya çıkacağını, bilirkişi raporunda kasadan küçük imalatlar olduğu, bu imalatların kesmeden kaynaklı olduğu belirtilmekte olduğunu, bunların sipariş eksikliğinden kaynaklandığını, müvekkilin montaj ve kesme yükümlülüğünin olmadığını, müvekkile kusur izafe edilemeyeceğini, müvekkilinin bahse konu imalatları teslim ettikten sonra davacı tarafından bir ayıp ihbarının da yapılmamış olduğunu, bilirkişi raporunda da bahsedildiği üzere yapılan imalatların montajı tespit isteyene ait olup, bahsedilen tüm eksiklikler montaj esnasında ve sonradan yapılan tadilattan kaynaklı olduğu bilirkişi raporundan da anlaşılacağını, bu nedenle davacının iddiaları yersiz olduğunu, davanın haksız ve hukuka aykırı olmasından dolayı reddini yargılama giderlerinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşıldı.
DELİLLER:
Arabuluculuk Tutanağı,
Elazığ 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. D.İş sayılı dosyası,
Diyarbakır İcra Müdürlüğünün …… ve ….. E. Sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıplı işler nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Dava dosyasının çözümlenmesi açısından ilk olarak taraflar arasında eser sözleşmesinin bulunup bulunmadığı hususu aydınlatılmadır. Davacı tarafından iddia olunan eser sözleşmesi davalı tarafından inkar edilmiş, davacı ile aralarında ticari bir faaliyetin bulunmadığı belirtilmiştir. Dolayısı ile ilk olarak uyuşmazlık konusunun çözümlenmesinde taraflar arasında bir eser sözleşmesinin bulunup bulunmadığı irdelenmelidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibin beşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibin beşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan,yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. (aynı yönde karar için bakınız: Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/4681 E.,2018/6 K.) Somut olayda, davacı eser sözleşmesinin gereğinin eksik ve ayıplı olarak yerine getirildiğinden bahisle dava açmış olup taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gibi diğer kesin delillerle de akdî ilişki ispatlanamamıştır. Davacı dava dilekçesinde her ne kadar sözleşmeler olarak delile dayanmış ise de bu yönde bir delil de dosyaya kazandırmamıştır. Alacak miktarına göre akdî ilişkinin tanıkla ispatlanması mümkün olmadığı gibi davacının açık rızası ve delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından tanık beyanlarına dayalı olarak akdî ilişkinin varlığı ispatlanamaz. Davacı iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi hükmü gereği senetle ya da yemin deliliyle ispat etmek zorundadır. Ancak davacı sözleşme ilişkisini yasal deliller ile kanıtlayamamıştır. Değişik iş dosyası tek başına delil olarak kabul edilemez. Davacı yanlar arasındaki akdî ilişki iddiasını senetle ispat edememiş, yemin deliline dayanmamış ve tanık delilinden de … tarihli celsede açıkça vazgeçmiştir. Dolayısı ile de davacı sözleşme akdini ispatlayamamış olduğundan davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 358,63 TL harçtan MAHSUBUNA, bakiye 277,93 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan vekalet harcı (11,50TLx2) 23,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider/delil avansının artan kısmın, karar kesinleştikten sonra HMK m. 333 ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 207 hükümleri uyarınca RE’SEN YATIRANA İADESİNE,
7-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim