Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/526 E. 2022/1642 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/08/2021
KARAR TARİHİ : 11/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta nezdinde …………… poliçe numarası ile sigortalanan………….. plakalı aracın 09.12.2019 tarihinde…………….. devlet yolunun ……………’üncü kilometresinde karıştığı trafik kazası neticesinde müvekkili idareye ait devlet yolundaki oto korkuluklara çarpması sonucu 102,13 TL maddi zararın meydana geldiğini, bu hususun Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü ekiplerince tutulan zarar tespit raporu ile de sabit olduğunu, bu hususla ilgili tutulan Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile de sabit olduğunu, halde bahis konusu kazanın meydana gelmesinde aracı sevk ve idare eden araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, nitekim kazanın meydana geldiği yol satında trafik lambası, aydınlatma, yol şerit çizgisi, trafik levhaları v.b trafik akışını düzenleyen gerekli tüm işaret ve yol düzenlemeleri mevcut olduğunu, kazanın sürücünün aracını yol ve hava durumuna göre kullanmaması ve şerit ihlali yapması neticesinde vuku bulduğunu, 102,13 TL’lik zarardan KTK ve yönetmeliği gereğince kazaya karışan araç sürücüsü kusuru oranında aracı zorunlu sigorta poliçesi ile sigortalayan davalı sigorta şirketi ise sigorta poliçesi limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, davalı şirkete ihtar çekildiğini, taraflarınca bir ödeme yapılmadığını ve cevap vermediklerini beyanla, davalarının kabulü ile takibin kaldığı yerden devamını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafın üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın zararının davadan evvel alınan ekspertiz raporu ile belirlendiğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak şeklinde açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, 09.12.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkili şirketin kusur oranı tespit edildikten sonra ancak bu oranda olmak kaydı ile sorumlu olduğunu, sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, başvuru konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesinin önem taşıdığını, başvuran taraf, sigortacının ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, sigorta poliçesinde sayılan eşyalar ve bunların sigorta bedelleri ödenmesi gereken üst limiti gösterdiğini, sigorta poliçesinde belli bir bedelle sigorta ettirilen eşyalardan sigorta edilen mahalde ne kadar bulunduğunun ispatının gerektiğini beyanla, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafın üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER : Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, Diyarbakır İcra Dairesi’nin ……………… Esas sayılı icra takip dosyası, hasar tespit dosyası, kaza tespit tutanağı, arabuluculuk tutanağı, vs…
GEREKÇE :
Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi …………… Esas – …………. Karar sayılı ilamı ile trafik kazasından kaynaklı sigorta tazminatına ilişkin davanın mutlak ticari dava olduğu gerekçesiyle Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir ( 5.12.1977 tarihli, 1977/4 E., 1977/4 K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı).
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır. (Yargıtay 5. HD 21/02/2022 tarih 2022/1760 Esas 2022/2689 Karar – İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 01/03/2022 tarih 2022/332 Esas 2022/343 Karar)
Yapılan açıklamalar uyarınca Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibariyle Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği iş bu davanın 01/09/2021 tarihinden önce açıldığı, yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Diyarbakır 5 Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olup, derdest dosyaların devrine yönelik bir düzenleme de bulunmadığından dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis kılınmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Daha önceden görevsizlik kararı veren DİYARBAKIR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-Dosyanın Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiş olması nazara alınarak mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi hususunda merci tayini için dosyanın DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA GÖNDERİLMESİNE.
3-HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/04/2022

Katip Hakim

İşbu evrak DYS ortamında E-İMZA ile imzalanmıştır