Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/47 E. 2022/286 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
KATİP :

DAVACI :
DAVALILAR :

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 03/06/2013
KARAR TARİHİ : 28/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin …. markası ile küçük ev ve mutfak aletleri üreten ve Türkiye’de pazarlayan bir firma olduğunu, davalı şirketin ise Diyarbakır’da ….. Mağazalarının sahibi olup, müvekkili şirket ile ticari ilişkiye girdiğini ve bu ilişki içerisinde müvekkili şirketten yüklü miktarda mal satın aldığını, davalı şirket ile 2011 yılından bu yana ticari ilişki içerisinde bulunan müvekkili şirketin sattığı ürün bedellerine karşılık davalı şirketten ….. tarihli 50.000. 00 TL bedelli çek, ….. tarihli 50.000. 00 TL bedelli çek, …. tarihli 50.000. 00 TL bedelli çek, ….. tarihli 50.000. 00 TL bedelli çek, …. tarihli 50.000. 00 TL bedelli çek, 05/09/2013 tarihli 50.000. 00 TL bedelli çek ve 05/10/2013 tarihli 50.000,00 TL bedelli toplam 350.000,00 TL değerindeki çekleri teslim aldığını, aldığı bu çekleri de muhasebe kayıtlarına aynen işlediğini, davayı açtıkları tarih itibariyle davalı şirketin müvekkili şirkete yapılan ödemelerin düşümü ile 345.871,93 TL borçlu bulunduğunu, alınan çeklere karşılık davalı şirkete malların aynen teslim edildiğini, fatura ve sevk irsaliyeleri kesildiğini ve faturaların herhangi bir itiraza da uğramadığını, ancak ticari ilişki içerisinde verilen söz konusu çeklerden ….. tarihli, 50.000,00 TL meblağlı çekin gününde ödenmediğinden kendisine defalarca telefon açıldığını ve borcu ödeyeceğini, bunun taksitlendirilmesini talep ettiğini ve bu teklifi kabul edildiği halde taahhüt ettiği tarihlerde ödeme yapmadığını, bunun üzerine bankaca arkası yazılan ……. tarihli 50.000,00 TL’lik çek hakkında İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinde …… D.İş sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı alındığını ve İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası ile esas icra takibine geçildiğini, 09/05/2013 tarihinde Diyarbakır’a hacze gidildiğini ve hacizde işyerinde hacze kabil mala rastlanmadığını ve borçlu şirketin borcu karşılayacak başkaca menkul ve gayrimenkul malı bulunamadığını, İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı haciz zabtı ve diğer belgelerin muvakkat aciz vesikası hükmünde olduğunu, davalı şirkete ait 4 ayrı yerde bulunan ….. Mağazalar zincirinin diğer davalı …..’e hacizden çok kısa bir zaman önce ancak verdiği ilk çekin ibraz tarihinden yani borç doğduktan sonra 20/02/2013 tarihinde muvazaalı olarak devredilmiş olduğunun tespit edildiğini, devir işleminin dava açıldıktan sonra yapıldığını, yapılan devir işleminin, İİK nun 279. maddesi gereğince batıl olup iptali gerektiğini, tüm işletmesini …..’e devreden davalı şirketin iyi niyetle hareket ettiğinden söz edilemeyeceğini, borcun doğum tarihinin çekin keşide edildiği 31/12/2012 tarihi olduğunu, devir işleminde ……’ün herhangi bir bedel ödemediğini, …..’ün bu 4 işyerini aynı anda satın alabilecek mali ve maddi imkanı da bulunmadığını, bu nedenle devir ve temlik işleminin müvekkili şirket alacağı ile sınırlı olmak üzere fekki gerektiğini, Davalı …….’ün, satıcı olan borçlunun kendisine en yakın olan güvendiği tek kişi olduğunu, hemen hemen hergün şirkete girip çıkan ve şirketle yakından ilgili olan ve borçlunun mali durumunun kötüye gittiğini en yakın takip eden birisi olduğunu, aynı zamanda akrabalık bağı olduğunu, bu nedenle davanın sonuna kadar …… Mağazalarının 3.Şahıslara devrinin önlenmesi için ticaret sicil kaydı üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, ayrıca müvekkili şirketten satın aldıkları ürünler hakkında kampanya başlattıklarından davalıların bu kampanyasına da tedbir konulmasını beyanla iyi niyetli bir şahıs veya basiretli bir tacirden beklenmeyecek tasarruflar ile mevcudunu eksilten davalı şirketin yaptığı bu devir tasarrufunun batıl olacağından tasarrufun iptalini, tasarrufa konu olan malların eski hale getirilerek üzerine haciz konulmasının sağlanmasını ve bu konuda tedbir kararı verilmesini, borçlu şirketten gerçek alacakları olması e muvazaalı işlemin borcun doğumundan sonra yapılmasının dikkate alınarak davalı …..’e devredilen ve sattı halde halen borçlu şirket yetkilisi ….. tarafından kullanılan ve müvekkili şirketin ürünlerinde kampanya başlatılan …..’nın ….Mah. … Cd. …. 4. Sitesi …. Blok Altı No:… … adesindeki, …. Mağazası’nın …. Bulvarı, … No:…. Diyarbakır adresindeki, …. Mağazası’nın …. Cd. …. Apt. Altı No:…. Diyarbakır adresindeki ve …. Mağazası’nın 2. Kat ….. Mağazaları Diyarbakır adresindeki mağazalarının öncelikle alacaklarının tahsili için yapılan Tasarruf, Temlik ve Satışın iptalini, bu 4 mağaza içerisinde bulunan ürünlerin müvekkili şirketten alınan ve bedeli ödenmeyen ürünler olup halen kampanyalı satışa konu olduklarından ….. markalı ürünler ile alacağa yetecek kadar devri yapılan mağazalardaki diğer ürünler üzerine de acilen ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve satışlarının durdurulmasını, davalıların ayrıca Ticaret Sicil Kaydı üzerine dava kesinleşinceye kadar 3.Şahıslara el değiştirmesini önlemek açısından tedbir kararı verilmesini, dava ve taleplerinin kabulünü ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP VE KARŞI TALEP:
Davalı …… İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; davacı tarafın haklılığından söz etmenin hukuken mümkün olmadığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin adı geçen iki mağazayı devretmediğini, kapattığını, kapatma kararının davacı tarafı mağdur etmek veya mal kaçırmak amacıyla alınan bir karar olmadığını, kamber mağazalarının birilerini mağdur etmek veya mal kaçırmak amacıyla kapatılmadığı hususunun da davacı tarafça bizzat ispatlandığını, müvekkilinin mal kaçırma ve alacaklılarını zarara uğratma kastından söz etmenin kesinlikle mümkün olmadığını, davacı şirketin müvekkili şirketi aciz halinde gösterme çabası içerisine girdiğini, bu amaçla haciz yapmaktan bile ısrarla kaçındığını, ortada aciz halinde olan bir borçlunun değil, borçlusunu aciz halinde göstermeye çalışan bir alacaklı olduğunu, müvekkili şirketin diğer davalı ……’e mal satışı yaptığını, satışlara ilişkin olarak kesilen faturalar ile alınan bedele ilişkin ödeme dekontlarını dosyaya sunduklarını, davacı tarafın amacının alacağını tahsil etmek olmadığını beyanla haksız ve asılsız olan davanın reddini, öncelikle taraflarınca açılan aciz belgesinin iptaline ilişkin dava neticesinin beklenilmesini ve ilgili davanın işbu dava açısından bekletici mesele sayılmasını, davacı tarafın tedbir taleplerinin reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı …… Vekili mahkememize sunmuş olduğu dilekçe ile; davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE OLAYLAR:
Diyarbakır Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen …. tarihli cevabi yazı, Gökalp Vergi Dairesi Müdürlüğünden gönderilen …. keşide tarihli cevabi yazı, SGK İl Müdürlüğünden gönderilen ….. ve ….. tarihli cevabi yazılar getirtilip dosyamız içerisine alınmış, gerekli tüm deliller toplanmış ve dosyamız talimat yoluyla İstanbul ilinde bulunan mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi …….. tarafından sunulan bilirkişi raporunda davacı şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yapıldığı, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin mal karşılığı vermiş olduğu çeklerin karşılıksız kalmasından dava tarihi itibariyle 145.871,93 TL alacaklı olduğu ve davacı şirketin ödeme tarihleri dava tarihinden sonraki çeklerin çeklerin karşılıksız kalmasından 05/10/2013 tarih itibariyle 345.871,93 TL alacaklı duruma geçtiği belirtilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilleri taraflarından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş, akabinde dosya Diyarbakır ilinde bulunan bilirkişi …..’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 09/01/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin davalı şirketten, davacı şirketin 2011, 2012, 2013 yılları defter incelemesinde 345.871,93 TL asıl alacağının bulunduğu belirtilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı davalı tarafça yeniden itiraz dilekçesi sunulmuş, dosya yeniden bilirkişi …..’a tevdii edilerek ek rapor tanzimi istenmiş, bilirkişi tarafından sunulan 09/10/2018 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; davalı ….. Limited Şirketinin …..’e toplam 10 adet fatura ile toplam 731.237,93 TL bedelli mal sattığının görüldüğü, bu satışların güncel bedelle yapıldığının tespit edildiğini, davalı tarafından satılan ticari malın bedelinin 677.520,00 TL’nin …… tarafından banka kanalı ile ödediği ve şirketin muhasebe kayıtlarında göründüğü, gelen paranın davalının şirket borçlarına ödediğinin tespit edildiğini, mevcut mal satışından sonra davalı şirketin faaliyetine devam ettiği, stoklarında 302.325,00 TL mal olduğunun tespit edildiği belirtilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiş, daha sonra dosya yine talimat yoluyla İstanbul ilinde bulunan mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi …… tarafından tanzim edilen 19/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2011 yılına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulmadıklarını, yasal ticari defterlerinin birbirini teyit ettiğini söylemenin mümkün olmadığını, delil kabiliyetinin mahkemenin takdirinde olduğunu ancak davacının 2012 ve 2013 yıllarına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulduklarını ve delil kabiliyetlerinin mahkemenin takdirinde olduğunu, davacının muhasebe kayıtlarına göre, davalıdan 10/06/2013 dava tarihi itibariyle 45.871,93 TL alacaklı olduğu, süregelen ticari ilişki ve davalının karşılıksız çeklerinin davalının tekrar borcuna kaydedilmesi ile, bu defa en son çekin karşılıksız çıktığı 07/10/2013 tarihinde davacının 120 alıcılar hesabındaki davalıya olan 4.128,07 TL borcundan 128 şüpheli ticari alacakları hesabındaki 350.000,00 TL alacağının birbirleri ile mahsup edilmesi sonucunda davacının davalıdan 345.871,93 TL alacaklı olduğu belirtilmiş ve raporun taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas; ….. Karar numaralı kararı ile mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatı ile davayı gördüğü ve davanın reddine karar verildiği anlaşılmış olup, akabinde dosyanın istinaf incelemesinden geçtiği Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi …. E., … K. Numaralı karar numaralı kara özetinde de: ” ….Kabule göre de: Mahkemece davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılmıştır.İİK. m. 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan; nispi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu olan malların aynı ile ilgili olmadığı gibi; tarafların tacir olmasının veya temel ilişkinin ticari nitelikte bulunmasının veya borcun temeli görev yönünün belirlenmesinde, doğrudan bir etkisi yoktur. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında, HMK.m.2 hükmü uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Yargısal uygulamalar da yerleşiktir. (HGK. 10/02/2016 gün ve 2014/17-2389;2016/129 sayılı; 17. HD. 21/10/2014 gün ve 17403/2644 sayılı emsal kararları) Bu itibarla davaya Asliye Ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, sair hususlar incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve Dairemiz kararına uygun şekilde, kazanılmış haklarda dikkate alınarak davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine..” şeklinde karar verilerek davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Dosya istinaf aşamasından sonra ilk derece mahkemesine göndermiş; Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas; …… Karar numaralı kararı ile Hakimler Savcılar Kurulunun 08/07/2021 tarih 568 sayılı kararı gereğince dosyanın görevli ve yetkili Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair karar verildiği anlaşılmıştır. Fakat istinaf kararında da belirtildiği üzere mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatı olmaksızın karar vermesi gerekmekte olup; istinaf kararlarında kesin olması nazara alınarak mahkememizce görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nın 114 ve 115 mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim