Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/405 E. 2022/2641 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2022
KARAR TARİHİ : 05/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Banka ile asıl borçlu …Ltd. Şti. arasında tanzim ve imza edilen kredi sözleşmesine istinaden, adı geçene ticari kredi kullandırıldığını ve bu borç ilişkisine yukarıda adı geçen davalının, müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla dahil olduğunu, kredi sözleşmelerinin müvekkili Bankaya verdiği yetkiyle; borçlunun, kredi hesaplarının hesap tarihi itibari ile borç bakiyesinin tespit edildiğini, kredi hesaplarının kesildiğini, o gün için tespit edilen borç bakiyesinin, hesap özetleri ile birlikte tüm borçlulara ihtar edildiğini ve bu ihtarda, sözleşme hükümlerine göre muaccel olan borçlarını tebliğ tarihinden itibaren bir gün içinde ödemeleri, aksi halde kanuni faiz oranlarının da ihtarnamede gösterildiği borç için, haklarında icra takibine geçileceğinin ihtaname ile ihbar ve ihtar edildiğini, ancak ihtarname borçlulara ulaşmış olmasına rağmen davalılar tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını ve ödemede de bulunulmadığını, böylece borçlular haklarında Diyarbakır …İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu dosyası üzerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlular tarafından dosyaya sunulan itiraz dilekçesinin öğrenilme tarihinden sonra süresi içinde dava şartı olan arabuluculuğa başvuru yapıldığını,… arabuluculuk numaralı dosya üzerinden görüşüldüğünü ancak anlaşılamadığını, itiraz dilekçesinin incelenmesinde borçlunun dayandığı iddiaların tamamen takibi uzatma, sürümcemede bırakma ve zaman kazanma maksatlı olduğunun tespit edildiğini, öncelikle belirtmek gerekir ki davalı her ne kadar takibin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını iddia etmişse de hem Hukuk Muhakemeleri Kanununun 10. Madesinde sözleşmeden doğan davalarda yetkinin sözleşmenin ifa edileceği yer Mahkemelerinde olduğu açık olup, ayrıca kredi genel sözleşmesi ile taraflar arasında yetki hususunun Diyarbakır olarak belirlendiğini, ayrıca Diyarbakır…İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası incelendiğinde, takip başlatılmadan evvel hesap kat ihtarının borçlulara müvekkili bankaya bildirdikleri adreslerine tebliğ edilmesine rağmen , borçlular tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını ve hesap kat ihtarının kesinleşmesinin akabinde belirtilen takibin başlatıldığını, borçlunun ihtarla bilgilerine sunulan hesap özetine hiç bir itirazda bulunmamışken, ödeme emri tarafına ulaştıktan sonra, “böyle bir borcun bulunmadığı” iddiası ile borca ve takibe itiraz ettiğini, davalının borcu ödemeksizin böyle bir itirazda bulunmasının mümkün olmadığını, borca esas borçlular ve müvekkili Bankanın … Şubesi arasında tanzim ve imza olunan, aynı zamanda icra takip dosyasında da mevcut olan kredi sözleşmesi olduğunu, davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmede imzasının ve kefalet kabul beyanlarının mevcut olduğunu, davalı borçlu tarafından kredi kullandırım aşamasında şartları, tutarı belli olan ve taraflarınca imzalanmış, incelenmiş ve onaylanmış bir sözleşmenin borç konusu olmasına karşın bu borca itiraz etmiş olmalarının tek sebebinin takibi sürümcemede bırakma maksadı olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, bu sebeple kötüniyet tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini, müvekkili banka tarafından uygulanan faiz oranının daha önce davalının kendisi tarafından incelenmiş ve imzalanmış sözleşmede öngörülmüş olan oran olup, davalı tarafından kabul ve imza edilen sözleşme kapsamında belirlenmiş olan faize ilişkin davalının hesap kat ihtarnamesinin tebliğinden ve takip başlatıldıktan sonra itiraz etmesinin iyiniyet ile bağdaşmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda ticari işlerde uygulanacak faiz oranının tarafların serbestçe kararlaştırabileceği şeklinde öngörüldüğünü, somut olayda da tarafların karşılıklı olarak sözleşmenin imzalanması esnasında mütabakata vardıkları faiz oranına ilişkin borçlunun itirazı söz konusu olup, işbu itirazın geçerliliği ve itiraz sebebi ile takibinin durdurulmasının mümkün olmadığını davanın kayıt ve kabulüyle, Diyarbakır… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, takibinin kaldığı yerden devamına, kötü niyetli borçluların %20 tazminata mahkum edilmesine, dava giderleri ile vekelet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacı banka tarafından kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu, … ile muhataplar arasında imzalanan Kredi Sözleşmeleri uyarınca muhataplardan asıl borçlu …Ltd. Şti. olup ve davalı …’nun sözleşmede müteselsil kefil
sıfatı ile sorumlu olduğu, dava dışı …’nun da ipotek veren olduğu, … … ile …Ltd. Şti. ’ne arasında …
tarihinde … TL limitli, Genel Kredi Sözleşmesi imzalanarak, kredi açılmasına için
anlaşmaya varıldığı, … tarih … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin ….sayfasında; davalı …’nun …Ticaret Siciline kayıtlı … Sicil Nolu …Ltd. Şti.’nin tek
ortağı ve yetkilisi olduğunun anlaşıldığı, taraflar arasında akdedilen kredi
sözleşmesinin ilgili maddelerine istinaden söz konusu kredi hesaplarına ilişkin … tarihi itibariyle … TL borçlu olup, hesap özetine … . Noterliğinin … tarih … Yevmiye Nolu İhtarnamesinde yer verildiği, anılan ihtarnamede, toplam borcun, ödemenin yapıldığı tarihe kadar yukarıda belirtilen temerrüt faiz oranlarından işleyecek faiz, BSMV(Banka Sigorta
Muameleleri Vergisi) ve ihtarname masrafı ile birlikte tebliğ tarihinden itibaren 1 gün içinde
ödemesini, ayrıca kat tarihi itibariyle … TL tutarındaki … adet çek yaprağının iade edilmesini
veya bankaya faiz getirmeyen bir hesaba, ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren 1 gün içinde depo
edilmesini, aksi takdirde nakdi borcun temerrüt faizi, BSMV ile birlikte tahsili için aleyhe yasal
yollara müracaat edileceğini, ayrıca dava, takip masrafları ve yasal vekalet ücretini de ödemek
mecburiyetinde kalacağını davacı bankanın ihtar ettiği anlaşılmıştır. Anılan İhtarnamenin, …Ltd. Şti. ’nin adresine … tarihinde iki farklı adresine gönderildiği ve tebliğ edilmeden iade edildiği,
davalı …’na … tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Akabinde davacı Banka tarafından, Diyarbakır …İcra Dairesinin … takip sayılı dosyası ile davalı … aleyhinde takip başlatıldığı, Ödeme Emrinde özetle,
… TL Asıl alacak,
… TL İşlemiş Faiz %28,80Temerrüt Faizi,
20,87 TL BSMV
Toplam …
alacağın tamamımın, asıl alacak tutarlarına takip tarihinden tamamen tahsiline kadar hesap kat ihtarında
belirtilen krediler için, Bankacı bilirkişinin … tarihli dosyada mübrez raporunda detaylı olarak açıklanan hesap tablosu/tablolarında belirtilen oranlardan isleyecek temerrüt
faizleri, (takip sırasında Cari faiz oranlarının artması halinde temerrüt faizi, yeni cari faizin %50 fazlası
olarak uygulanacaktır.) avukatlık ücreti, icra harç ve masraflarıyla birlikte fazlaya iliskin talep ve dava
hakları saklı kalmak, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, tahsilinin talep edildiği, davalı vekili tarafından ödeme emrinin … tarihinde tebliğ edildiği belirtilerek
… tarihinde borca ,faiz ve ferilerine itiraz edildiği ve icra müdürlüğünce
tarihinde takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davalı… ‘nun kredi asıl borçlusu olmadığı gibi, ipotek veren de olmadığı, bu durum
karşısında davacı banka kredi sözleşmesinde kefil bulunan davalı aleyhine tahsilde tekerrür
etmemek kaydıyla takip yapabileceği sonucuna varılmıştır.
6098 sayılı Borçlar Kanun’un m.581 düzenlenen ve “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa
etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” olarak tanımlanan
kefalet sözleşmesinin geçerliliği bir takım koşulların varlığına bağlıdır. Bu koşullar;
– Mevcut ve geçerli
bir asıl borcun bulunması (m. 582): Asıl borcun kefalet sözleşmesinin yapıldığı anda mevcut olmasına
gerek yoktur, kefaletin yerine getirilmesi alacaklı tarafından istenildiği zaman asıl borcun mevcut
olması yeterlidir.
-Kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı azamî
miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi (m.583)gerekmektedir.
Taraflar arasında imzalanan Kredi Genel Sözleşmesine ek Kefalet Hükmünün 1.maddesinde, “1-
Sözleşmenin sonunda imzası bulunan kefil “müteselsil kefil” sıfatı ile kefalet vermeyi kabul
eder. Kefil,kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere müteselsil kefaletin, anapara ve akdi faizini, bilcümle
işlemiş işleyecek temerrüt faizlerini, fonları, komisyonları, her türlü masrafları, vergi ve resimleri, dış
işlemlerde kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık
ücretlerini ve bunlarla sınırlı olmaksızın Borçlar Kanununun 589’uncu maddesinde belirtilen diğer
borçlardan ve 1 yıl süre ile sınırlı olmaksızın Banka alacağı için işlemiş ve işleyecek faizlerin
tamamından sorumlu olduğunu kabul ve taahhüt edilmiştir.
” denilmiştir.
Dosyada mübrez ticaret sicil kayıtlarından, dava konusu sözleşme tarihinde davalının borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi
olduğu anlaşılmakla, eş rızası aranmamıştır.
Davacı Banka ile asıl borçlu firma arasında imzalanan Kredi Genel Sözleşmelerine
davalı …’nun …Ltd. Şti. lehine verdiği kefaletin
müteselsil kefalet olduğu, kefalet limitinin ….-TL olduğu ve bu miktarın el yazısı ile
yazılıp imzalandığı, davalı kefilin kefalete ve imzaya herhangi bir itirazın olmadığı dikkate
alındığında …’nun kefaletinin geçerli olduğu sonucuna varılmıştır.
… Noterliğinin … tarih … Yevmiye Nolu İhtarnamenin asıl borçlu …Ltd. Şti. ’nin adresine … tarihinde iki farklı adresine
gönderildiği ve tebliğ edilmeden iade edildiği görülmüştür.
… Noterliğinin … tarih … Yevmiye Nolu İhtarnamenin davalı kefil …’na … tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Kefile asıl borçludan önce muacceliyet ihtarı tebliğ
edilmesi halinde TBK’nın 586/1 maddesindeki koşulu gerçekleşmeden kefile ihtarnamenin tebliğ
edilmiş olacağından ve şart gerçekleşmeden gönderilen ihtarname sonuç doğurmayacağından
davalı kefil açısından temerrüt tarihinin … takip tarihi olarak alınması gerektiği vicdani kanaatine varılmıştır.
Uygulanacak faiz bakımından yapılan değerlendirmede; dosyada mübrez bilirkişi raporunda tablo halinde açıklandığı üzere, kat tarihi olan … tarihinde %2,00 aylık,(…)…
yıllık akdi faiz oranı, %… aylık (… *12=…) %… yıllık temerrüt faiz oranı olduğu
görülmektedir.
Bu doğrultuda Ticari Kredili Mevduat hesabından kaynaklanan icra takibinde
talep edilen %… temerrüt faiz oranının makul olduğu sonucuna varılmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ve Kısmen Reddi ile, davalının Diyarbakır İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile, Takibin davalı… yönünden … TL asıl alacak, … TL işlemiş faiz ve 20,87 TL BSMV olmak üzere toplam … üzerinden takip talebindeki koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacağın likit olduğu anlaşılmakla, asıl alacak tutarı olan 10.941,81 TL’nin %20 si oranında hesaplanan 2.188,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 80,70 TL başvurma harcı, 777,37 TL peşin harç olmak üzere toplam 858,07 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafın sarf ettiği bilirkişi ücreti, posta ve tebligat gideri toplamı 1.188,75 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.183,99 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından anılan hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı taraf davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı Eşref Aytış’tan alınarak davacıya verilmesine,
7- 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre belirlenen 1.314,72 TL’sinin davalıdan, 5,28 TL’sinin ise davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

8- HMK.’nın 333. maddesi ve HMKY’nin 47. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının yazı işleri müdürü tarafından ilgilisi hesap numarası bildirilmiş ise hesabına aktarılmasına, aksi halde masrafın gider avansından karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilerek iadesinin sağlanmasına,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim