Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/362 E. 2022/1986 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLET ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2022
KARAR TARİHİ : 27/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan temizlik hizmet alımına ilişkin sözleşme kapsamında davalı tarafından uygulanan cezai işlemin haksız ve hatalı uygulandığını ileri sürerek fazlası saklı müvekkilinin hak edişinden yapılan 29.443,28 TL kesintinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin yerleşim yerinin Ankara Bölge Müdürlüğünün ise Adıyaman’da olduğu, ayrıca sözleşmenin ifa yerinin Adıyaman olduğu ve sözleşmenin 37. maddesi gereği sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğan her türlü uyuşmazlığın çözümünde Adıyaman Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğuna ilişkin düzenleme bulunduğunu ileri sürerek HMK.nun 6., 10 ve 17. Maddelerine dayalı yetki itirazında bulunmuş, esastan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında davalı tarafından uygulanan cezai işlem nedeniyle davacının hakedişinden yapılan kesintinin iadesi istemine ilişkindir.
Öncelikle uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının yerleşim yerinin Diyarbakır, davalının yerleşim yerinin Ankara, sözleşmenin ifa yerinin Adıyaman ve taraflar arasında …./2011 tarihinde imzalanan hizmet alım sözleşmenin 37. Maddesinde, sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğan her türlü uyuşmazlığın çözümünde Adıyaman Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğuna ilişkin düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır. Davalı. vekili süresinde verilen cevap dilekçesinde, HMK.’nun 6. ve 10. maddesine dayalı yetki itirazında bulunduğu gibi, sözleşmede yazılı yetki şartına dayalı olarak Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki itirazında bulunmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.’nun 6. Maddesine göre, bir davada kural olarak yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesine göre sözleşmeden kaynaklanan davalarda sözleşmenin ifa yeri mahkemesi de yetkilidir. Öte yandan 818 sayıyı BK.’nun 73. (Yeni TBK. 89) maddesine göre davaya konu alacak istemi sözleşmeden kaynaklanan para alacağına ilişkin olup alacaklıya götürülecek borçlardan olduğundan davacının yerleşim yeri mahkemeside yetkilidir. Davacı dilerse genel yetkiye, dilerse özel yetkiye dayalı olarak belirtilen mahkemelerden birinde davasını açabilir.
Öte yandan 6100 salıyı HMK.’nun 17. maddesinde;”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, her ne kadar davaya konu alacağın para alacağına ilişkin olmasına ve alacaklıya götürülecek borçlardan olması nedeniyle davacının yerleşim yeri olan Diyarbakır Mahkemeleri de yetkili kabul edilse dahi, taraflar tacir olup, kesin yetki kuralının bulunmaması, davalı vekilinin süresinde verdiği cevap dilekçesi ile kesin yetkiye dayalı yetki itirazında da bulunmuş olması ve tarafların 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca yetkiye dair yapmış oldukları sözleşmenin geçerli olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, 818 sayılı BK.’nun (Yeni TBK. 89) eldeki davada uygulanma olanağı bulunmamakta olup, davalı tarafın sözleşmedeki yetki şartına dayalı yetki itirazının kabulü ile Adıyaman Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) yetkisizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Ayrıntılı Olarak Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Yetkili mahkemenin Adıyaman Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğu anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK’nın 20.maddesi gereği kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya bulunulan yer mahkemesine başvurularak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ADIYAMAN NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine, aksi takdirde dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-H.M.K.’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim