Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/333 E. 2023/15 K. 06.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Alacak (Ödünç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2021
KARAR TARİHİ : 06/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının borç istemesi üzerine müvekkili tarafından davalıya ….. TL borç verildiğini ve karşılığında davalı tarafından imzalanarak ….. düzenleme ve ….. vade tarihli, ….. TL bedelli senet verildiğini, vadesi geldiğinde davalı tarafından borcun ödenmediğini, müvekkilin senedi icraya koymak için saklanmak üzere bıraktığı yerden alınca senedin bulunduğu zarfın ve senedin kendisinin nemden kaynaklı kısmen tahrif olduğunu gördüğünü, senedin kısmen tahrif olması nedeniyle doğrudan icra takibine konu edilemediğinden söz konusu alacak davasını açmak zorunda kaldıklarını, tahrif olan borçlu kısmının ve imzanın yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu tespit edileceğini ileri sürerek ….. TL alacağın senette yazılı vade tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Davanın, ….. tarihinde Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben açıldığı, Diyarbakır ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. tarih ve ….. esas, ….. karar sayılı ilamı ile, davanın bonodan kaynaklı alacak istemine ilişkin olduğu, bono ve bono hakkında zamanaşımına ilişkin hükümlerin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlendiği, bir senedin bono olup olmadığının, zamanaşımına uğrayıp uğramadığının, zamanaşımına uğramış ise bile bu hususun tespiti ile sonucuna göre karar verme bakımından uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkememize verilen görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davacı vekilinin süresinde gönderme talebi üzerine dava dosyasının mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan deliller incelenmiş, senet aslının dosyaya sunulması sağlanmış, dava konusu senedin tahrif olup olmadığı, tahrif olmuş ise hangi kısımlarının tahrif olduğunun tespitine ilişkin olarak İstanbul Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesinden bilirkişi raporu alınmıştır.
….. tarihli bilirkişi raporunda; senette düzenleme tarihi günler hanesinde solda evvelce mevcut “0” rakamının optik ve spektroskopik yöntemler ile ayırt edilemeyen bir kalem ile üzerinden gitme suretiyle “1” okunur rakamına dönüştürülmüş olduğu ve sağında yer alan “1” rakamı üzerinden gidilmiş olduğu, senette borçlu bölümünde ve “ihtilaf vukuunda …” bölümünde yer alan yazıların sıvı temasına bağlı olarak “…..”, “…..” yazıları, adres satırı, T.C. kimlik no yazılarının silinmiş olduğu ve mürekkep dağılmalarının gözlendiği, mütalaa edilmiştir.
Dava, ödünç sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri 5235 sayılı Kanunun üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinin 1. bendinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (TTK.m.4/1). Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmelidir.
Eldeki davada, davacı vekili müvekkilinin davalıya ödünç vermesi karşılığında davaya konu bonoyu aldığını, borcun ödenmediğini, bononun borçlu kısmının ve imzanın tahrif olduğunu ileri sürmüş, bononun düzenlenme ve vade tarihlerinin tahrif olduğuna ilişkin herhangi bir iddia da bulunmamıştır.
Gösterilen borç kaynağına ve iddianın içeriğine göre, bononun düzenlenme ve vade tarihi de gözetildiğinde, bononun zamanaşımına uğradığı davacı tarafından da kabul edilmektedir. Dava dilekçesinde de bu husus belirtilmiş, bu nedene dayalı olarak bono kambiyo takibine konu edilemediğinden, ödünç verilen bedelin tahsili amacıyla alacak davası açıldığı belirtilmiştir,
Dosya kapsamına göre davacı ödünç sözleşmesine dayanmakta, bonoya bir kambiyo senedi olarak değil bir ispat vasıtası olarak dayanmaktadır. Bu durumda somut olay bakımından zamanaşımına uğramış bono ile ilgili Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin tartışılması ve değerlendirilmesi gerekmemektedir. Kaldı ki, açılan davada davacı taraf, Türk Ticaret Kanununun 778. maddesi atfıyla bonolar için de uygulanan ve poliçelerde sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 732.maddesine dayalı bir istemde bulunmadığı gibi, davalının keşideci, davacının da lehtar olduğu gözetildiğinde Türk Ticaret Kanununun 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeye dair hükümlerin somut olay yönünden de uygulanma imkanı da bulunmamaktadır.
Bu haliyle somut uyuşmazlık, ödünç sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde kambiyo senetlerine ilişkin kuralların tartışılmasına gerek yoktur. Zamanaşımına uğradığı davacı tarafından kabul edilen bono vasfında bulunmayan belgeye temel ilişkinin ispatı bakımından delil olarak dayanılmıştır.
Bu belirlemeye göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı, münhasıran bonoya dayanmadığı ve davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Nitekim, benzer uyuşmazlıkta, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ….. tarih ve ….. esas, ….. karar sayılı ilamında, uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı ve görevli mahkemenin tayininde tarafların tacir olup olmadığı araştırılarak uyuşmazlığın nispi ticari dava kapsamında olup olmadığı, bu kapsamda değerlendirme yapılarak görevli mahkemenin tayininin gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafın dava dilekçesinde herhangi bir işte çalışmadığının belirtilmiş olmasına, tarafların tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığına ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir iddia ve delil bulunmadığının anlaşılmasına göre, temel ilişki olan ödünç sözleşmesine dayalı açılan davada, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Açıklanan nedenlerle, Diyarbakır….. Asliye Hukuk Mahkemesine karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Daha önceden görevsizlik kararı veren DİYARBAKIR ….. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-Dosyanın Diyarbakır……Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiş olması nazara alınarak, mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi hususunda merci tayini için dosyanın DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA GÖNDERİLMESİNE.
3-HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim