Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/325 E. 2022/2511 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2022
KARAR TARİHİ : 04/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, …. tarihinde davalı sigorta şirketince sigortalanan dava dışı sürücü…l’in sevk ve idaresindeki… plaka sayılı aracın yolun sağ tarafında park halinde bulunan müvekkile ait … plaka sayılı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkile ait araç oluşan hasara bağlı olarak kendi kasko poliçesini düzenleyen …. Sigorta tarafından hasar dosyası açıldığını ve onarımı yapan servise rücu kaydı ile …. TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin müvekkilin aracına hasar kaydı olarak işlendiğini, kaza sebebiyle müvekkile ait araçta oluşan değer kaybının ödenmesi için davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan sonuç alınamadığını, davalı sigorta şirketinin ZMMS kapsamında değer kaybını ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, ıslahla birlikte talep sonucunu … TL’na yükselterek ıslahla arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini istemiştir.
Davalı vekili, KTK.’nun 97. Maddesi gereğince dava açılmadan önce davacı tarafından usulüne uygun başvuru yapılmadığını, sigorta şirketinin sigortalının kusuru oranında sorumluluğu bulunduğundan kaza nedeniyle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, değer kaybının ZMMS genel şartlarının ekinde yer alan formüle göre hesaplanması gerektiğini, poliçe limitini aşan zarardan sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını beyan eden savunma yaparak davanın reddini dilemiştir.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, sigorta poliçesi, hasar dosyası, davacıya ait aracın trafik tescil bilgileri ile tramer kayıtları dosya arasına kazandırılmış, kazanın meydana gelmesinde kusur ve davacıya ait araçta değer kaybı meydana gelip gelmediğine ilişkin Ankara ATK’dan kök ve ek rapor alınmıştır.
Dava, trafik kazasında kaynaklı davacının aracında oluşan hasara bağlı meydana geldiği ileri sürülen değer kaybının kazaya sebebiyet verdiği ileri sürülen aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde, … plaka sayılı aracın davaya konu kazanın meydana geldiği tarihi de kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığı, dosya içeresinde yer alan araç sürücüleri tarafından düzenlenmiş kaza tespit tutanağına göre …. tarihinde davaya konu kazanın meydana geldiği, davacı tarafından değer kaybının ödenmesi için yapılan başvuru üzerine davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, davacı tarafından dava şartı arabuluculuk kapsamında yapılan başvuru sonucu arabuluculuk aşamasının görüşme sonucu anlaşamama ile sonuçlandığı dosya kapsamından sabittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığı, davacıya ait araçta meydana gelen hasar nedeniyle değer kaybı oluşup oluşmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının değer kaybı talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarına ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler gereğince davalı sigorta şirketi, düzenlenen sigorta poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana gelen traffik kazalarında üçüncü kişilere verilen zararı, zararın türüne göre poliçede belirtilen teminat üst limiti ile üstlenmiştir.
Kazaya karışan araç sürücüleri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağına göre davalı sigortalı aracın park halinde bulunan davacıya ait araca çarpması sonucu davaya konu kazanın meydana gelmiş olduğunun anlaşılmasına göre kusur yönünden bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiş ve kazanın davalı sigorta şirketince sigortalanan araç sürücüsünün %100 kusuru ile meydana geldiği kabul edilmiştir.
Trafik kazası neticesinde oluşan değer kaybı “gerçek zarar” olduğundan, zarar TBK hükümlerince ve Yargıtay tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde belirlenmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve 2019/40 E., 2020/40 K. sayılı Kararı ile, 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması, Anayasa Mahkemesi kararlarının, devam eden uyuşmazlıklar açısından uygulanacak olması karşısında, hesaplamanın ZMMS Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre yapılamayacağından, bu nedenle öncelikle değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında göz önüne alınmalı, aracın hasarsız hali ile onarıldıktan sonraki değer arasındaki fark bilirkişi tarafından değerlendirilerek, değer kaybı olup olmadığı belirlenmelidir. (Ankara BAM 26. H.D.-26/05/2022 tarih,2020/120 E.-2022/1380 K.)
Anılan ilkeler doğrultusunda hazırlanıp dosyaya sunulan değer kaybının tespitine yönelik ATK raporu denetime elverişli kabul edilmiş ve mahkememizce benimsenmiş, bu doğrultuda davaya konu kaza nedeniyle davacının aracında oluşan değer kaybı …. TL kabul edilmiş, bu bedelin …. TL’sine dava tarihinden ıslahla arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM-Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, …. TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bu bedelin 500,00 TL’sine dava tarihinden, … TL’sine ıslah tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 751,41 TL karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 80,70 TL peşin harç ile 179,31 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 491,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvuru harcı, 179,31 TL ıslah harcı, 80,70 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 352,21 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam … TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 881,39 TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
7-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlanmış ise de, UYAP üzerinden eklenen dosyada herhangi bir sarf kararı düzenlenmediğinin anlaşılmasına göre bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim