Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/302 E. 2023/112 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/09/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, ….. tarihinde saat ….. civarlarında zırhlı polis aracının nizamiyeden çıkarken yol güvenliği almak için yolun karşı şeridindeyken davalı …..’a ait ve diğer davalı …..’ın sevk ve idaresinde bulunan ….. plaka sayılı aracın aşırı hızlı olması nedeniyle dava dışı polis memuru …..’in yaralanması neden olduğunu, taksirle yaralamaya sebebiyet verme suçundan davalı ….. hakkında iddianame düzenlendiğini, Diyarbakır…… Asliye Ceza Mahkemesinin ….. tarihli ve ….. E.-….. K. sayılı ilamı, Ankara ATK’dan kusura yönelik alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak kazanın meydana gelmesinde …..’ın asli kusurlu, polis memuru …..’in ise kusursuz olduğu kabul edilerek sanık …..’ın cezalandırılmasına karar verildiğini, yaşanan olay nedeniyle yaralanan görevli polis memuruna 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereğince İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu’nun ….. tarih ve ….. numaralı kararı uyarınca ….. tarihinde düzenlenen ödemc emri belgesi ile ….. TL tutarında nakdi tazminat ödendiğini, kaza tarihinde ….. plaka sayılı aracın davalı ….. Sigona A.Ş. tarafından ….. numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi gereğince zararın karşılanması için davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan olumlu sonuç alınamadığını, arabuculuk görüşmelerininde anlaşma sağlanamadığını, davalı …..’ın haksız fiili nedeniyle polis memuru …..’in yaralanmasına ve neticesinde davacı kurum tarafından tazminat ödenmesine sebep olan davalılardan polis memuruna yapılan ödeme tarihinden (…..) itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte ….. TL’nın tazmini amacıyla Diyarbakır İcra Dairesinin ….. esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ve takibin devamı ile davalılar aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı….. Sigorta A.Ş. vekili, zamanaşımının dolduğunu, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, davacının müvekkil şirkete başvuru şartını yerine getirmediğini, ….. plakalı aracın müvekkil şirket tarafından tanzim edilen …..vadeli ….. poliçe nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tespit tutanağı ve diğer delillerin kendilerine tebliğ edilmediğini, öncelikle davacı tarafın iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarar görenin de bu kazaya karıştığını ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı kurumun yapmış olduğu PSD ödemesinin ancak yarısını, sigortalı araç sürücüsünün kastını ispatlamak suretiyle talep hakkına sahip olduğunu, dava konusu olayın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kastı ve kusurundan da söz edilemeyeceğini, belge ve deliller kendilerine tebliğ edilene kadar cevap verme ve karşı delil sunma hakkını saklı tuttuklarını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ….. Sigorta A.Ş. Vekili UYAP üzerinden göndermiş olduğu ….. tarihli dilekçe ile, davaya konu kaza nedeniyle dava dışı polis memuru …..’e ….. tarihinde ….. TL ödendiğinin ve buna ilişkin başvuru belgeleri ile ödeme dekontunun sunulduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili….. tarihli dilekçe ile, aracın işleteni ….. ile sigorta şirketine aleyhine açılan davanın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesine dayalı olarak açıldığını, cevap dilekçesinde sigorta şirketi tarafından dava dışı polis memuruna maddi tazminat ödemesi yapıldığı ve yine nakdi tazminatın rücu edilemeyeceğine dair beyanda bulunulmuş ise de tüm bu itirazların reddi gerektiğini, dava dışı polis memuruna ödenen nakdi tazminatrı, polis memurunun yaralanması dolayısıyla talep edebileceği maddi ve manevi zararlarının karşılığı niteliğinde olduğunu, bu sebeple trafik kazasında yaralanan dava dışı polis memuruna kurum tarafından ödenen nakdi tazminat için zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinde yer alan sigorta limitleri dahilinde sigorta şirketine rücu edilebileceğini, nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ….. tarih, ….., ….. sayılı ilamında 2330 sayılı yasa kapsamında ödenen nakdi tazminatın sigorta şirketinden rücu edilebileceğine karar verildiğini beyan etmiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı ….. ile ….. davaya süresinde cevap vermemiş, duruşmada davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, ….. plaka sayılı araca ait sigorta poliçesi, dava dışı polis memuru …..’in davalı sigorta şirketine başvurusunu üzerine oluşturulan hasar dosyası, davalı sigorta şirketince …..’e yapılan ödemeye dair dekont, Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyası, İçişleri Bakanlığı Nakdi Tazminat Komisyonunca dava dışı …..’e yapılan ödemeye esas teşkil eden karar dosyası, …..’in yaralanmasına bağlı tedavi evrakları celp edilerek dosya arasına kazandırılmış, dava dışı polis memuru …..’in adli raporunda tespit edilen yaralanma derecesi ve ve karar tarihindeki veriler esas alınarak, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ve bu Kanuna dayalı olarak çıkarılan Yönetmelik gereğince olay tarihindeki düzenleme ve veriler ile dava dışı polis memurunun iş ve gücünden kaldığı gün sayısı esas alınarak ödenmesi gereken nakdi tazminat miktarının tespiti amacıyla bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava, davalı sigorta tarafından sigortalanan, davalılardan …..’un işleteni, diğer davalı …..’ın ‘ın sürücüsü olduğu aracın dava dışı polis memuruna çarpması sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle davacı idarenin polis memuruna 2330 sayılı yasa kapsamında ödediği bedelin davalılardan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı tarafından dayalılar aleyhine İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu’nun ….. tarih ve ….. nolu kararı uyarınca polis memuruna ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla ….. TL asıl alacak, ….. TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda ….. TL’nın tahsili amacıyla Diyarbakır İcra Dairesinin ….. Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların gönderilen ödeme emrine karşı süresinde borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu, davacı alacaklı tarafından itirazın iptali istemiyle Diyarbakır ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyası üzerinden açılan davada mahkemece ….. tarihli kararla, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davacı vekilinin süresinde gönderme talebi üzerine dava dosyasının mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır.
….. plaka sayılı aracın ….. tarihleri arasında geçerli olmak üzere davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin düzenlendiği, ….. tarihinde ….. plaka sayılı aracın davalı …..’ın sevk ve idaresinde iken polis kontrol noktasında kendisine dur ihtarı yapılmasına rağmen duramayarak polis memuru …..’e çarpması sonucu davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, kaza sonucu taksirle yaralanmaya sebebibeyt verme suçu nedeniyle yapılan yargılama sonucu Diyarbakır ….. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. E.-….. K. sayılı ilamı ile, kazanın meydana gelmesinde …..’ın kusurlu, polis memuru …..’in ise kusursuz olduğu kabul edilerek Sanık ….. hakkında taksirle yaralamaya sebebiyet verme suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, dava dışı …..’in yaralanmasına bağlı davalı sigorta şirketine başvurusu üzerine ….. tarihinde ….. TL ödeme yapıldığı, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu’nun ….. tarih ve ….. nolu kararı uyarınca ….. tarihinde polis memuru …..’e nakdi tazminat ödendiği dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, zamanaşımının dolup dolmadığı, davaya konu trafik kazasının dava dışı polis memurunun görevi esnasında meydana gelip gelmediği, kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketince sigortalanan araç sürücüsü …..’ın kusurunun bulunup bulunmadığı, davacı tarafından yapılan ödemenin yerinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının ödediği bedeli davalılardan rücuen tahsilini talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarına ilişkindir.
Davacı bakanlık tarafından rücuya istemine konu ödemenin ….. tarihinden yapılmış olmasına ve elde ki itirazın iptali davasına konu icra takibinin ….. tarihinde başlatılmış olmasına ve 2918 sayılı KTK.’nun 109/4. maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde rücu isteminde bulunulduğunun anlaşılmasına göre davalı sigorta şirketinin zamanaşımı definin reddine karar verilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde Kanun’un amacı, 2. maddesinde kapsamı belirtilmekle birlikte “Nakdi Tazminat” başlıklı 3. maddesinde;
“Bu kanun kapsamına girenlerden;
a) (Değişik: 1/4/1998 – 4356/1 Md.) Ölenlerin kanuni mirasçılarına, en yüksek Devlet Memuru brüt aylığının (Ek gösterge dahil) 100 katı tutarında,
b) (Değişik: 1/4/1998 – 4356/1 md.) Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz ve hayatını başkasının yardım ve desteği ile sürdürebilecek şekilde malül olanlara 200 katı, diğer engelli hâle gelenlere (a) bendinde belirtilen tutarın % 25’inden % 75’ine kadar, yaralananlara ise % 20’sini geçmemek üzere engellilik ve yaralanma derecesine göre,
Nakdi tazminat ödenir.
Bu nakdi tazminatın tespitine esas tutulacak aylık; tazminat verilmesine dair karar tarihindeki en yüksek Devlet memuru aylığının (Ek gösterge dahil) brüt tutarıdır.
c) (a) bendi esaslarına göre tespit edilen nakdi tazminatın kanuni mirasçılara intikalinde; ölenin eş ve füruu veya yalnızca füruu ile içtima eden ve ölüm tarihinde sağ olan ana ve babasının her birine ayrı ayrı olmak üzere % 15 tutarındaki kısmı verildikten sonra kalanı içtima eden diğer mirasçılara ödenir. Diğer hallerde miras hükümleri uygulanır. Ancak ana veya babaya verilen tazminat çocukların her birine ödenen tazminattan fazla olamaz.
d) (Ek: 7/6/1990 – 3658/2 md.) Kesin raporun alınmasının uzayacağının anlaşılması halinde tazminatın ödenme usüllerine göre, olay tarihi itibariyle, (b) bendine göre hesaplanacak miktarın asgari oranı üzerinden avans ödenir.
Olağanüstü halin devam ettiği süre içinde, bu maddede yer alan nakdi tazminat miktarlarının yarıya kadar indirilmesine veya nakdi tazminata ilişkin hükümlerin uygulanmamasına Cumhurbaşkanı yetkilidir.” hükmü bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 6. maddesi ise “Nakdi tazminat ve aylığın etkisi” başlığı altında;
“Bu Kanun hükümlerine göre ödenecek nakdi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığıdır.
Yargı mercilerinde maddi ve manevi zararlar karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre ödenen nakdi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıklar gözönünde tutulur.” şeklinde düzenlemeye yer vermiştir.
Devlet, bu yasal düzenlemeler ile Kanun kapsamında olan görevlilerin yaptıkları görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları hâlinde meydana gelen zararın giderilmesini üstlenmekte, böylece meydana gelecek zararlardan peşinen sorumluluğu kabul etmektedir.
Öte yandan haksız fiil sorumlusu da, Devleti zarar gören görevlisine karşı 2330 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ödeme sorumluluğu altına sokarak Devletin malvarlığında eksilmeye neden olmaktadır.
Trafik kazası sebebiyle gerçekleşen haksız fiillerde, aracın işleteni ile sigorta şirketinin sorumluluğu da söz konusu olabilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler gereğince işleten ve sürücü, sürücünün kusuru nedeniyle meydana gelen trafik kazalarında üçüncü kişilere verilen zarardan müteselsilen sorumlu olduğu gibi, davalı sigorta şirketi de, zararın poliçe kapsamında teminat altına alınan zararlardan olması halinde, zararın türüne göre poliçede belirtilen teminat üst limiti ile üstlenmiştir.
Somut olayda, davacı Bakanlık tarafından zarar gören polis memuruna ödeme yapılmasına sebep olan zarardan; araç sürücüsü zarara bizzat sebep olmakla haksız fiil hükümlerine göre, işleten 2918 sayılı Kanuna göre, sigorta şirketi ise sigorta sözleşmesi hükümlerine göre sorumludur. Devletin sorumluluğu ise 2330 sayılı Kanundan kaynaklıdır. Bu durumda ortaklaşa kusuru bulunmayanların, değişik nedenlerle, aynı zarardan sorumlu tutulmaları hâlinde Devletin Kanundan kaynaklı sorumlu olması sebebiyle kural olarak, haksız fiil failine, işletene veya sigorta şirketine rücu imkanı bulunduğunun kabulü gerekir. Son olarak zararı tazmin yükümlülüğü haksız fiili gerçekleştiren kişinin üzerinde kalmaktadır. 2330 sayılı Kanunun 6. maddesinde de bu kanun hükümlerine göre ödenen nakdi tazminatın yargı mercilerinde hüküm altına alınacak tazminatın hesabında dikkate alınacağı belirtilerek rücu ile paralel düzenlemeye yer verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından zarar görene ….. tarihinde ödeme yapılmıştır. Zarar gören tarafından 2918 sayılı KTK.’nun 111/2. maddesi gereğince iki yılık zamanaşımı süresi içerisinde ödemenin yetersiz olduğuna ilişkin dava açıldığına yönelik dosyaya yansıyan bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davalı sigorta şirketi zararın tamamını ödediğinden poliçe kapsamında sorumluluğu bulunmadığı gibi yapılan bu ödeme ile birlikte işleten ve sürücü de zararı tazmin yükümlülüğünden kurtulmuştur. Her ne kadar davacı Bakanlık tarafından 2330 sayılı Kanun gereğince yapılan ödeme rücuya tabi ise de, davacı Bakanlık tarafından ….. tarihinde ödeme yapmıştır. Başka bir deyişle, davalı sigorta şirketi tarafından davacı Bakanlığın rücu hakkının doğduğu tarihten önce ödeme yapılmıştır. Rücu hakkının doğduğu tarih itibarıyle zarar görenin zararı karşılandığından davalıların sorumluluğu bulunmamaktadır. Aksine uygulama zarar görenin mükerrer ödeme almasına, dolayısıyla sebepsiz zenginleşmesine imkan sağlayacaktır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı sigorta şirketi tarafından 2918 sayılı KTK.’nın 97. maddesi kapsamında rücu kapsamında kendisine ödeme yapılması için başvuru yapıldığında ve arabuluculuk aşamasında zarar görene tazminat ödendiğine dair davacı tarafa herhangi bir bilgilendirme yaptığına ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı sigorta şirketi yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. (Her ne kadar kısa kararda, karara karşı tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulabileceği belirtilmiş olsa da, kararın …..yılında verilmiş olmasına ve ….. yılı itibarıyle yeniden değerleme oranına göre miktar yönünden istinaf kesinlik sınırının …..TL olduğunun ve dava değerinin bu miktarın altında olması nedeniyle verilen kararın HMK.’nun 341. maddesi gereğince kesin olduğunun anlaşılmasına göre, sehven yapılan bu yanlışlık gerekçeli kararın hüküm fıkrasında kararın miktar yönünden kesin olduğu belirtilmek suretiyle düzeltilmiştir.) .
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Koşulları oluşmadığından davalı sigorta şirketi yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından, 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı ….. Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar ….. ile …..’un yüzüne karşı, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı HMK.’nun 341. maddesi gereğince miktar yönünden kesin olarak karar verildi.

Katip Hakim