Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/3 E. 2022/2711 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA :Tazminat (Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 16/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilin kendisine ait olan …..plaka sayılı araç ile ….. çevre yolu istikametinde seyir halindeyken, davalı sigorta şirketince sigortalanan ….. plaka sayılı aracın kavşak ve dönüş tabelalarının olmadığı alandan dönmesi ile birlikte ….. tarihinde sabah saat …..’te zincirleme trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilin önünde seyir halinde bulunan ….. plaka sayılı aracın ani fren yapması sebebiyle müvekkilin bu araca çarptığını, sigortalı araç sürücüsünün kazaya sebebiyet vermesine rağmen olay yerinden durmadığını ve uzaklaştığını, müvekkilin aracında ….. TL tutarında hasar meydana geldiğini ve bu nedenle aracın 15 gün boyunca sanayide kalması nedeniyle kullanamadığını, araçta hasar gören bir parçanın Diyarbakır’da bulunmaması nedeniyle aracın bu kadar uzun süre ile tamirde kaldığını, müvekkilin her gün taksi ile işe gidip geldiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ….. TL değer kaybı ile ….. TL hasar bedelinin kaza tarihinden, aracı 15 gün boyunca kullanamaktan kaynalı oluşan zarar nedeniyle şimdilik ….. TL’nın ise arabuluculuğa başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikta davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, kaza sonrası herhangi bir hasar ihbarında bulunulmadığı gibi dava açılmadan önce davacı tarafından müvekkil şirkete başvuru yapılmadığını, müvekkil şirketin sigortalının kusuru oranında poliçe limitleri ile sorumlu olduğunu, davacının taleplerinin haksız olduğunu beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, davacıya ait aracın tramer kayıtları celbedilerek dosya arasına kazandırılmış, hasar ve değer kaybı yönünden makine mühendisinden bilirkişi raporu alınmış kusur yönünden önce trafik bilirkişisinden, davacının itirazı üzerine de Ankara Adli Tıp Kurumundan bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklı oluştuğu ileri sürülen hasar ve değer kaybı ile aracın tamirde kaldığı sürece boyunca kullanılamamasından kaynaklı oluşan zararın kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
….. plaka sayılı aracın davaya konu kazanın meydana geldiği tarihi de kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin düzenlendiği, araç sürücüleri tarafından düzenlenen ancak davalı sigorta şirketince sigortalanan araç sürücüsünün imzasının bulunmadığı kaza tespit tutanağına göre kazanın ….. tarihinde gerçekleştiği, kaza nedeniyle oluşan hasara bağlı olarak davacıya ait araç hakkında düzenlemiş eksper raporunun bulunmadığı, dava açmadan önce davacı tarafından zararın giderilmesine ilişkin olarak posta yolu ile gönderilen dilekçe vasıtasıyla başvuru yapıldığı, arabuluculuk görüşmelerininin davalı tarafından mazeretsiz katılmaması nedeniyle görüşme yapmadan anlaşamama ile sonuçlandığı dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı şirketince sigortalanan araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı, davacıya ait araçta hasara meydana gelip gelmediği, burada varılacak sonuca göre davacının hasar bedeli, aracın kullanılamamasından kaynaklı zarar ve değer kaybı talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarına ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler gereğince davalı sigorta şirketi, düzenlenen sigorta poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana gelen traffik kazalarında üçüncü kişilere verilen zararı, zararın türüne göre poliçede belirtilen teminat üst limiti ile üstlenmiştir.
Dosya içerisinde yer alan kaza tespit tutanağı ile kusura yönelik düzenlenen bilirkişi raporlarından, ….. günü saat ….. sıralarında sürücü ….. sevk ve idaresindeki ….. plakalı araç ile ….. Bulvarı üzerinden ….. istikametinden ….. istikametine seyri sırasında olay mahalli ….. isimli iş yeri karşısına geldiğinde, önünde aynı istikamette seyrederken orta refüj boşluğundan geçiş yapan ….. plakalı araca çarpmamak için yavaşlayıp duruşa geçtiği esnada, gerisinden gelen ve aynı istikamete seyreden sürücü …..’in sevk ve idaresindeki ….. plakalı aracın ön kısımlarıyla önünde bulunan ….. plakalı aracın arka kısımlarına çarptığı, gerilerinden gelen sürücü …..’in sevk ve idaresindeki ….. plakalı otomobilin ön kısımlarıyla ….. plakalı aracın arka kısımlarına çarptığı, akabinde gerilerinden aynı istikamette seyreden davacı sürücü …..’nın sevk ve idaresindeki …..plakalı otomobilin ön kısmıyla ….. plakalı otomobilin arka kısmına çarpması sonucu, dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Kazada kusur durumunun tespitine yönelik trafik bilirkişisinden alınan ….. tarihli bilirkişi raporunda; ….. plaka sayılı araç sürücüsü …..’in, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 56. ve 84.maddesinde ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 107.maddesinde yer alan kuralları ihlal etmiş olduğundan kazanın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu, ….. plaka sayılı araç sürücüsü …..’in 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52.maddesinde ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101.maddesinde yer alan kuralları ihlal ettiğinden %25 oranında kusurlu olduğu, ….. plaka sayılı araç sürücüsü olan davacı …..’nın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52.maddesinde ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101.maddesinde yer alan kuralları ihlal ettiğinden %25 oranında kusurlu olduğu, ….. plaka sayılı araç sürücüsü …..’ın meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Alınan kusur raporuna davacı vekili tarafından yapılan itirazlar doğrultusunda bu sefer Ankara Adli Tıp Kurumundan kusur yönünden alınan bilirkişi raporunda; ….. plakalı aracın kendi önünde seyrederken orta refüj aralığından geçen ….. plakalı araca çarpmadan duruşa geçmiş olması nedeniyle ….. plakalı aracın orta refüj aralığından dönüş yapması ile arkadaki üç aracın (….., ….., …..) arasında meydana gelen olayların birbiri ile illiyetinin koptuğu ve heyetçe trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen kusur oranına iştirak edildiği mütalaa edilmiştir. Kusur yönünden alınan rapor mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili tarafından her ne kadar davaya konu kazanın davalı sigorta şirketince sigortalanan araç sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana geldiği iddia edilmiş ise de, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda sigortalı araç sürücüsüne atfedilen bir kusur bulunmamasına, raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğunun anlaşılmasına, sigortalının kusurunun bulunmaması nedeniyle davalı sigorta şirketinin poliçeden kaynaklı herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığının anlaşılmasına göre, ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının başlanğıçta yatırılan 111,01 TL’den mahsubu ile 30,31 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk aşamasının davalının mazeretsiz olarak ilk toplantıya katılmaması nedeniyle görüşme yapılmadan anlaşamama ile sonuçlandığı anlaşılmakla; 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-11 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca davacı tarafından yargılama gideri olarak sarf edilen 2.559,00 TL bilirkişi ücreti, 116,10 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplamda 2.675,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 6.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk aşamasının davalının mazeretsiz olarak ilk toplantıya katılmaması nedeniyle görüşme yapılmadan anlaşamama ile sonuçlandığı anlaşılmakla; 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-11 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim