Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/228 E. 2023/609 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/02/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan dava dışı işçi…..t’un çalışmış olduğu işyerinin tasfiye edilmesinden dolayı yüklenici firmaya iadesinin yapıldığını ve yüklenici firma tarafından da ihbar öneli verilmeksizin iş akdinin sona erdirildiğini, dava dışı işçi tarafından ihbar tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının ödenmesi için arabuluculuğa başvurulması üzerine müvekkili tarafından daha sonra açılacak davalarda yargılama gideri ve yüksek faiz ödememek için arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanarak dava dışı işçiye ….. tarihinde …. TL ihbar tazminatı ve diğer tüm işçilik alacakları için … TL olmak üzere toplamda … TL ödendiğini, ayrıca yine arabuluculuk sürecinde varılan anlaşma uyarınca ve yine aynı tarihte arabulucuya 720,05 TL arabuluculuk ücreti ödendiğini, ihbar tazminatına ilişkin yapılan ödemenin dava dışı işçinin son alt işvereni olan ……t Ltd. Şti.’nin sorumluluğunda olduğunu, diğer işçilik alacakları için ödenen bedel ile arabuluculuk ücretinin davalıların işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olmak üzere dönemlerine isabet eden miktarla sorumlu olduğunu ileri sürerek, ihbar tazminatı olarak ödenen bedelin davalılardan …Ltd. Şti.’den, diğer işçilik alacakları olarak ödenen bedel ile arabulucuya ödenen bedelden her bir davalının işçiyi çalıştırdığı döneme isabet eden miktarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte rücuen tahsilini istemiştir.
Davalı …Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin yerleşim yeri adresinin …olması nedeniyle yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, zamanaşımının dolduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirket temerrüde düşürülmediğinden tüm alacak kalemleri yönünden dava dışı işçiye yapılan ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceğini, dava dışı ………un, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinden arabuluculuk toplantısına katılmayanan şirketlerin sorumlu tutulması gerektiğini, dava dışı işçinin davacının emir ve talimatları doğrultusunda müvekkil şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmeye konu hizmeti ifa ettiğini, işçinin iş görme edimini ifa ettiği yerin davacıya ait yığın sahası/ürün deposu olduğunu, işçinin yerine getirmiş olduğu işin gereği olarak davacı tarafın yetkililerinin emir ve talimatları doğrultusunda çalıştığını, müvekkili şirketin ihaleyi kazanmasının ardından işyeri devri müessesine dayanarak işçinin bordrosunun müvekkil şirketlere geçtiğini, dava dışı işçinin müvekkili şirket nezdinde doğmuş kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı fark alacağının da olmadığını, bu sebeplerle işyerinin tasfiyesinin ardından dava dışı işçinin müvekkili şirketlere iadesi gibi bir durumunda söz konusu olmadığını, iş yerinin tasfiyesi sebebiyle davacının ihale kapsamındaki projesinin sona erdiğini ve davacının sözleşmesinin de bu sebeple konusuz kaldığını, müvekkili şirketler ile davacı arasında akdedilen sözleşme ve eki şartnamelerde, işçilik alacaklarından müvekkili şirketlerin sorumlu olduğu yönünde bir hüküm bulunmadığından açılan davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, dava dışı işçinin iş akdinin davacının talimatı uyarınca feshedildiğini, bu sebeple talep edilen kıdem tazminatı ve damga vergisinin davacı tarafından ödenen kısmından müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, müvekkili şirketin davacının yapmış olduğu ödemeden sorumlu olduğu kanaatine varılacak olunsa dahi davacı ile müvekkili şirketin ödemeden müştereken sorumlu olduklarının kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Ltd. Şti. vekili, zamanaşımının dolduğunu, davacının ödeme yaptığını iddia ettiği işçinin asıl işvereni olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu ödemelerden sorumlu tutulamayacağını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Batman Mahkemeleri olduğunu beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ……… Hizm. Ltd. Şti. Vekili, cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket, 2006 – 2010 yılları arasında Toprak Mahsulleri Ofisinin işlerini hizmet alım sözleşmesi ile üstlenmiş olup, 2010 yılında ihaleyi başka bir şirketin alması üzerine sözleşme süresi sona erdiğini, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, iş akdi de müvekkil şirket tarafından sonlandırılmadığı için herhangi bir ihbar tazminatına da hak kazanmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 36. Maddesinin 2. Fıkrasının son cümlesinde çalışan personelin özlük hakları kurum tarafından ödenecektir şeklinde bir düzenleme olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen Davalılar …, Danışmanlık, …, ………… Tic. Ltd. Şti., S.T.K. Güvenlik Sistemleri …… Ltd. Şti. ve …… Ltd. Şti. vekillerinin sözleşmedeki yetki şartına dayalı olarak yetki itirazından bulunduğundan bu davalılar yönünden dosya tefrik edilerek mahkememizin ayrı bir esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizin ….. tarihli celsesinde, davacı vekiline dava dilekçesinde bahsedilen ihbar tazminatı dışındaki rücuya konu edilen diğer işçilik alacaklarının hangi alacak kalemlerinden oluştuğunun bildirilmesi ve ödenen işçilik alacaklarına dayanak yapılan belgeleri sunması için iki haftalık kesin süre verilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan …….. tarihli dilekçe ve eki incelendiğinde, dava dışı işçiye ödenen … TL’nın kıdem tazminatına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, dava dışı işçi ……..’un hizmet döküm cetveli celp edilerek dosya arasına kazandırılmış, davaya konu uyuşmazlığın çözümü bakımından ……. tarihli bilirkişi raporu, ….. tarihli ek rapor ve …… tarihli ek bilirkişi raporu raporu alınmıştır.
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dava dışı işçi …….’un …… tarihlerinde davacı üst işveren ile davalı alt işverenler ve dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmakta iken iş aktinin sona ermesi sonucu davacı üst işveren tarafından arabuluculuk sürecinde yapılan anlaşma sonucu dava dışı işçiye …….tarihinde …. TL ihbar tazminatı ile …. TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, ayrıca davacı tarafından arabulucuya … TL ödendiği, dosya içerinde yer alan hizmet alım sözleşmeleri, SGK hizmet döküm cetveli ve ödeme belgelerinden anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında davalı alt işverenler nezdinde çalıştırılan dava dışı işçiye davacı üst işveren tarafından arabuluculuk esnasında ödenen ihbar tazminatının davalılardan …Ltd. Şti.’den rücuen tahsilinin talep edilip edilemeyeceği, edilebilecekse miktarı ile yine davacı üst işveren tarafından dava dışı işçiye ödenen kıdek tazminatı ile arabuluculuk ücreti olarak ödenen miktarın davalılardan işçiyi çalıştırdıkları döneme isabet eden miktarın rücuen tahsilinin talep edilip edilemeyeceği, edilecekse miktarı ile faiz başlangıç tarihine ilişkindir.
Davalılardan …Ltd. Şti. ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde, uyuşmazlık halinde Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki şartına yer verildiği anlaşılmaktadır. Davalı vekili HMK.’nun 6.maddesine dayalı olarak müvekkillerinin yerleşim yerinin …olduğundan bahisle Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuştur. Bu davalı, sözleşmedeki yetki şartına dayalı olarak yetki itirazında bulunmadığından sözleşmenin ifa yeri olan Diyarbakır Mahkemeleri de yetkilidir. Bu nedenle davalının yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalılardan … Hizm. Ltd. Şti. Vekili, cevap dilekçesinde Batman Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş ise de, sözleşmenin ifa yeri olan Diyarbakır Mahkemeleri de yetkili olduğundan yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Uyuşmazlığın hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücu talebine ilişkin olduğundan 6098 sayılı TBK.’nun 147.maddesi gereğince zamanaşımı süresi 10 yıldır. Davacı tarafından eldeki davaya konu edilen rücuya konu alacak dava dışı işçiye yapılan ödeme ile birlikte doğduğundan zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi dava dışı işçiye yapılan ödeme tarihidir. Ödeme tarihi ile davanın açıldığı tarih gözetildiğinde, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücu istemine ilişkin olup uyuşmazlık bu davalarda uygulanan ve Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi ve Yargıtay 6. Hukuk Dairesince benimsenen genel ilkelere göre çözümlenmelidir. Buna göre;
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir.
Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
Taraflar arasındaki sözleşmede aksi düzenlenmemiş ise işçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması nedeniyle davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler ise kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerin de bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
Aynı şekilde ihbar tazminatından da son işveren sorumludur.
Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/03/2020 tarihli ve 2019/378 E., 2020/1629 K. sayılı kararı ile Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 22/09/2021 tarihli ve 2021/687 E., 2021/301 K. sayılı kararları da bu yöndedir).
Yargıtay 6. HD’nin 05/05/2023 tarihli ve 2023/1118 E., 2023/1683 K. Sayılı uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin güncel kararında da; “Dairemizin istikrar kazanan uygulamalarında da belirtildiği gibi, hizmet alımına ilişkin sözleşmelerde, hizmetin yüklenicinin (alt işveren) işçileri tarafından yerine getirilmesi kabul edildiğinden, asıl işverenin yüklenicinin (alt işveren) işçileri ile herhangi bir organik bağı bulunmamaktadır. Hizmet alımına ilişkin tip sözleşmelerde, işçilik ücretleri arasında işçilere ait özlük haklarının tümü belirlenmekte ve bu şartlarla sözleşme imzalanmaktadır. İş Kanunu’nda, işçiyi korumak amacıyla düzenlenmiş olan asıl işveren ve alt işverenin (yüklenici) müteselsil sorumluluğuna ilişkin düzenlemenin taraflar arasındaki hizmet sözleşmelerinde iç ilişki bakımından uygulanması mümkün değildir. Hizmet alım sözleşmelerinde, işçilerin özlük hakları ile ilgili olarak yüklenici (alt işveren) lehine herhangi bir hüküm bulunmaması durumunda, yüklenicinin (alt işveren) işçisi ile organik bir bağı olmayan asıl işveren, işçilerin özlük haklarından sorumlu tutulmamalıdır. Yukarıdaki gerekçelerle; hizmet alım sözleşmesinde herhangi bir hüküm bulunmaması hâlinde, asıl işverenin yüklenicinin (alt işveren) işçilerine ödediği işçilik alacaklarının tamamından yüklenicinin (alt işveren) sorumluluğun mevcut olduğuna” karar verilmiştir. (Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 16/05/2023 tarihli ve 2021/610 E.-2023/782 K.).
Yukarıda yer verilen ilkeler uyarınca somut olay incelendiğinde;
Dosya içerisinde yer alan 31/12/2015 tarihi öncesine ilişkin Tip Sözleşmelerin 8. Maddesinde ihale dökümananın sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olduğu, idareyi ve yükleniciyi bağlayacağı, sözleşme hükümleri ile ihale dokümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki veya farklılık olması halinde ihale dokümanında yer alan hükümlerin esas alınacağı, aynı Tip Sözleşmenin 8.2 maddesinde ise, ihale dökümanları arasında öncelik sıralamasının belirtildiği, buna göre öncelikli sırasıyla birinci sırada Hizmet İşleri Genel Şartnamesine, ikinci sırada İdari Şartnameye ve altıncı sırada teknik şartnameye yer verildiği, Teknik Şartnamenin 15/5. ve 15/6. Maddelerinde hizmet alamı kapsamında istihdam edilen personelin özlük, yıllık izin ücreti, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile İş Hukuku Kanunlarında, yönetmelik ve tüzüklerde belirtilen her türlü sorumluluğun yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmıştır. Bu nedenle, 31/12/2015 ve öncesi döneme ilişkin ödenen kıdem tazminatından işçiyi çalıştıran alt işverenin kendi dönemi ile sınırlı olduğunun kabulü gerekir.
Ancak dosya içerisinde yer alan 01/01/2016 tarihinden sonra imzalanan sözleşme ve sözleşmenin eki olan Teknik Şartnamenin 14/6.3.maddesinde “…… hizmet personelinin ( Kıdem tazminatı Hariç olmak üzere) maaşları, yol, yemek, ödül, ceza, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile iş hukuku mevzuatında belirtilen her türlü sorumluluk, vergi harcama işlemleri yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yapılacaktır ……” şeklindeki düzenleme ile kıdem tazmınatı dışında hizmet personelinin tüm sorumluluğunun alt işveren yüklenicide olacağı kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında imzalanan Hizmet İşleri Genel Şartnamesine göre, yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup bunların ücretlerinin ödenmesinden doğrudan doğruya yüklenicinin sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, sözleşmede işçi hak ve alacakları nedeniyle açıkça yüklenicinin (alt işveren davalıların) sorumlu olacağı belirtilmiştir. Bu durumda Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde yer alan düzenleme ile Teknik Şartnamede yer alan düzenleme birbiri ile çelişmektedir. Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme’nin 8.2 maddesine göre ihale dökümanları arasında çelişki veya farklılık olması halinde Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerinin birinci sırada uygulanması gerektiğinden 01/01/2016 ve sonrası döneme ilişkin ödenen kıdem tazminatından da işçiyi çalıştıran alt işverenin kendi dönemi ile sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Nitekim benzer uyuşmazlıkta verilen Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 11/10/2021 tarihli ve 2021/5092 E.-2021/747 K. Sayılı ilamında da aynı hususlar vurgulanmıştır.
Elde ki davada, davalılar davacı üst işveren tarafından kıdem tazminatına ilişkin ödenen bedelden ve arabuluculuk ücreti olarak ödenen bedelden kendi dönemine isabet eden mitarlardan sorumlu olup, mahkememizce en son alınan 05/06/2023 tarihli bilirkişi raporu da göz önünde bulundurularak davalıların dönemlerine isabet eden miktarlar yönünden sorumluluklarına hükmedilmiştir.
Davalılardan …Ltd. Şti. dava dışı işçinin son alt işvereni olduğundan, ihbar tazminatına ilişkin ödeme bu davalının sorumluluğundadır. Davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen ihbar tazminatınının tamamının bu davalıdan rücuen talep edebileceği kabul edilmiştir.
Taraflar tacir olduğundan davacının avans faizi isteyebileceği kabul edilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından ödeme tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmuş ise de; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Somut olayda, davacı tarafından davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından hükmedilen alacak miktarlarına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kesmen kabul kısmen reddine,
1.480,31 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
637,41 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6.914,30 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
6.825,17 TL’nın davalılardan … Tic. Ltd. Şti.’den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.083,20 TL harçtan davacı tarafından başlangıçta yatırılan 721,02 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 362,18 TL harcın;
33,79 TL’lik kısmının davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
14,55 TL’lik kısmının davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
157,91 TL’lik kısmının davalılardan….. Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
155,88 TL’lik kısmının davalılardan … Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 80,70 TL başvuru harcı ve 721,02 TL peşin harç olarak yatırılan toplam 801,72 TL harcın;
74,80 TL’lik kısmının davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
32,23 TL’lik kısmının davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
349,54 TL’lik kısmının davalılardan …. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
345,06 TL’lik kısmının davalılardan … Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından 454,00 TL tebligat ve posta masrafı ile 1.400,00 TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplamda 1.854,00 TL yargılama giderinin;
172,42 TL’lik kısmının davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
74,16 TL’lik kısmının davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
805,37 TL’lik kısmının davalılardan … Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
795,00 TL’lik kısmının davalılardan … Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
Bakiye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan;
2.117,72 TL vekalet ücretinin, davalılardan … Ltd. Şti.’nin 637,41 TL’lik kısmından sorumlu olması kaydıyla, davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6.914,30 TL vekalet ücretinin davalılardan … Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
6.825,17 TL vekalet ücretinin davalılardan … Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 53,80 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen bu davacıya verilmesine,
7-Davalılardan … Tic. Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 2,33 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen bu davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından, 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.400,00 TL arabuluculuk ücretinin;
130,20 TL’lik kısmının davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
56,00 TL’lik kısmının davalılardan … Hizmetleri Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
608,16 TL’lik kısmının davalılardan ….. Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
600,32 TL’lik kısmının davalılardan … Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
5,32 TL’lik kısmının davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluklarında, davanın değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim