Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/211 E. 2022/2514 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 09/02/2022
KARAR TARİHİ : 04/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, …. tarihinde müvekkile ait ….. plaka sayılı araca davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan …. plaka sayılı aracın arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkile ait araçta …. TL hasar meydana geldiğini, kazada karşı tarafın %100 kusurlu olduğunu, araçta oluşan hasara bağlı olarak meydana gelen değer kaybının davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya rağmen ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL değer kaybının işleyecek en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davadan önce müvekkil şirkete eksik evrak ile başvuru yapıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de, bağımsız kuruluş olan tramerde tespit edilen kusur oranının %50-%50 olduğunu, değer kaybının genel şartlara göre hesaplanması gerektiğini, davacıya ait araçta oluşan hasar miktarının ….TL olduğunu ve bu bedelden sigortalının kusuruna isabet eden…. TL’nın davacıya ait aracın kasko poliçesini düzenleyen …. Sigorta A.Ş.’ye ödendiğini, avans faizine hükmedilemeyeceğini beyan eden savunma yaparak davanın reddini dilemiştir.
Dosyanın incelenmesinde, … plaka sayılı aracın ……-….tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin düzenlendiği, poliçede araç başına maddi tazminat üst limitinin …. TL olarak belirlendiği,
Kazaya karışan araç sürücüleri tarafından düzenlenen anlaşmalı kaza tespit tutanağına göre, kazanın ….tarihinde meydana geldiği,
Kaza sonrası düzenlenen …. tarihli ekspertiz raporunda, her iki tarafın %50’şer kusurlu olduğunun yazılı olduğu ve davacıya ait araçta oluşan hasarın toplam ….TL olarak tespit edildiği,
Kaza sonrası oluştuğu ileri sürülen değer kaybının ödenmesi için davacı tarafından davalı sigorta şirketine …. tarihli dilekçe ile başvuru yapıldığı, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile tarafların beyanından anlaşılmaktadır.
Davaya konu kazada kusur durumunun ve davacının aracında değer kaybı oluşup oluşmadığının tespiti amacıyla Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan bilirkişi raporunda; dosya muhteviyatından olay mahallinin meskun, vaktin gündüz, yolun bölünmüş 2 şeritli olduğu, çarpışmanın yolun sol şeridi üzerinde gerçekleştiği, sürücü ….’ın maddi hasarlı Trafik Kazası Tutanağındaki ifadesinde:”…seyir halinde giderken sağ taraftan sol tarafa şerit ihlali sağlarken sinyal vermeden geçmiştir,bundan dolayı fren yapıp kazaya sebebiyet sağlamıştır.”şeklinde, sürücü …’ın ise “…önümdeki araç fren yapınca ben de fren yaptım,arkdaki gelip vurdu…”şeklinde beyanda bulunduğu, tramer kayıtlarında her iki araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, dosyada mevcut olan Maddi Hasarlı Trafik Kaza Tespit Tutanağı,çarpışmanın yeri,şekli ve dosyada mevcut diğer veriler ve sürücü ifadeleri nazara alındığında olayın oluş şekli hakkında tereddüt hasıl olduğundan alternatifli şekilde rapor tanzimine gidildiğini, mevcut verilere göre; birinci duruma göre olayın arkadan çarpma şeklinde meydana geldiği durumda; sürücü ….ın sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı otomobili ile meskun mahaldeki olay yerinde seyri esnasında ön ilerisinde seyreden araç ile takip mesafesini korumadığı, ön ilerisinde seyirle olay yerinde yavaşlayan araca etkin tedbir almadan arkadan çarptığı kazada %100 kusurlu olduğu, sürücü ….’ın sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı otomobili ile seyri esnasında geriden seyreden aracın otomobiline arkadan çarpması ile meydana gelen kazada atfı kabil kusuru bulunmadığı, ikinci duruma göre olayın …. (davacıya ait) plaka sayılı otomobilin olay yerinde sağ şeritten sol şeride manevra yapması esnasında olması durumunda; sürücü ….’ın sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı otomobili ile sol şeritte seyri esnasında sağ şeritten sol şeride manevra yapan araca karşı zamanında etkin fren tedbiri almayıp bu araca arkadan çarptığı kazada tali %25 oranında kusurlu olduğu, sürücü ….’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile sol şeritte seyreden araç trafiğini gerekli ve yeterli şekilde kontrol etmeden sol şeride manevra yaptığı, sol şeritte seyreden aracın seyir şeridini kapattığı kazada asli kusurlu olduğu mütalaa edelmiştir.
Değer kaybına ilişkin ise; dava konusu … plaka sayılı, 2… model, Km’si:…. olan ….. Swift Hibrit …. Premium CVT marka, tipi otomobilde meydana gelen hasarların durumu ve miktarı tümüyle incelenerek, yapılan piyasa araştırması ve değerlendirme sonucunda hasarlı araçtaki değer kaybının hesaplandığını, …. tarihli ekspertiz raporunda …. plaka sayılı otomobilin bedeli … TL olduğu, araçta meydana gelen hasarın işçilik dahil … TL olduğunun belirtildiği, bu itibarla; …. plaka sayılı otomobilde aracın tamiratı için dosyada mevcut olan … tarihli e-faturada anlaşılmak üzere, araçtaki hasarın işçilik dahil …. TL olduğunun anlaşıldığı, aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değerinin yaklaşık ….TL olduğu, aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı, hasarlı kısımların özelliği, dosyda mevcut aracın hasarlı haldeki fotoğrafları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu araçta …TL değer kaybı meydana geleceği mütalaa edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı zararının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığı, davacıya ait araçta meydana gelen hasar nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından değer kaybına ilişkin yapılan ödemeden daha fazla bedelde değer kaybı oluşup oluşmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının değer kaybı talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarına, faizin türü ve başlangıç tarihine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler gereğince davalı sigorta şirketi, düzenlenen sigorta poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana gelen traffik kazalarında üçüncü kişilere verilen zararı, zararın türüne göre poliçede belirtilen teminat üst limiti ile üstlenmiştir.
Kaza sonrası araç sürücüleri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında, davacıya ait araç sürücüsü Rukiye Şan tarafından önündeki aracın fren yapması nedeniyle kendisinin de fren yaptığı ve arkadan gelen aracın (davalı sigortalı araç) kendisine çarptığının yazılı olduğu, davalı sigorta şirketince sigortalanan araç sürücüsünün beyanına göre ise, seyir halinde giderken (davacıya ait araç sürücüsünün) sağ taraftan sol tarafa şerit ihlali sağlarken sinyal vermeden geçtiği, bundan dolayı fren yapıp kazaya sebebiyet verdiğinin beyan edildiği anlaşılmaktadır.
Kazanın gerçekleştiği bildirilen yere ilişkin mobese ve/veya kamera görüntüsünün bulunup bulunmadığı ilgili kolluk biriminden sorulmuş, cevabı yazıda herhangi bir kayıt bulunmadığı bildirilmiştir.

Kusur yönünden Ankara ATK’dan alınan raporda, hangi sürücünün beyanına üstünlük verilmesi haline göre terditli rapor düzenlenmiş, buna göre, davacıya ait aracın seyir halinde iken arkadan gelen sigortalı aracın davacıya ait araca arkadan çarptığının kabulü halinde sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken sağ şeritten sol şeride manevra yapan araca çarptığının kabulü halinde ise, sigortalı araç sürücüsünün etkin fren mesafesini korumaması nedeniyle %25 oranında tali kusurlu, sol şeritte seyreden araç trafiğini yeterli şekilde kontrol etmeden sol şeride manevra yapan ve sol şeritte seyreden aracın seyir şeridini kapatan davacıya ait araç sürücüsünün ise %75 oranında asli kusurlu olduğuna yönelik rapor düzenlenmiştir.
Bu durumda, hangi sürücünün beyanına üstünlük tanınması gerektiğinin tartışılması gerekir. Kaza tespit tutanağındaki çizime göre davalı sigortalı aracın davacıya ait araca arkadan çarptığı, yine kazaya ilişkin fotoğraflar incelendiğinde davalı sigortalı aracın davacıya ait araca arkadan çarptığı, davacının aracının arka tarafının davalı sigortalı aracın ise ön kısmının hasar gördüğü anlaşılmaktadır. Davalı sigortalıya ait aracın davacıya ait araca arkadan çarptığının sabit olmasına ve davacıya ait araç sürücüsünün şerit ihlali yaptığına ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir delil bulunmamasına göre sigortalı aracın davacıya ait araca arkadan çarptığı ve kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Trafik kazası neticesinde oluşan değer kaybı “gerçek zarar” olduğundan, zarar TBK hükümlerince ve Yargıtay tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde belirlenmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve 2019/40 E., 2020/40 K. sayılı Kararı ile, 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması, Anayasa Mahkemesi kararlarının, devam eden uyuşmazlıklar açısından uygulanacak olması karşısında, hesaplamanın ZMMS Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre yapılamayacağından, bu nedenle öncelikle değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında göz önüne alınmalı, aracın hasarsız hali ile onarıldıktan sonraki değer arasındaki fark bilirkişi tarafından değerlendirilerek, değer kaybı olup olmadığı belirlenmelidir. (Ankara BAM 26. H.D.-26/05/2022 tarih,2020/120 E.-2022/1380 K.)
Anılan ilkeler doğrultusunda değer kaybının tespitine yönelik dosyaya sunulan ATK raporu bu yönden de, mahkememizce benimsenmiş ve davaya konu kaza nedeniyle davacının aracında oluşan değer kaybı 25.000,00 TL kabul edilmiş, davanın belirsiz alacak davası olması ve davacıya ait aracın hususi olması karşısında kabul edilen alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM-Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, … TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1707,75 TL karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 80,70 TL peşin harç ile 179,31 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 491,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 TL peşin harç, 179,31 TL ıslah harcı ile davacı tarafından yapılan 82,55 TL posta masrafı ile 1695,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplamda 2.118,26 TL’nın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
6-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlanmış ise de, UYAP üzerinden eklenen dosyada herhangi bir sarf kararı düzenlenmediğinin anlaşılmasına göre bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim