Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/158 E. 2022/2607 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
KARAR TARİHİ : 25/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının, müvekkil banka ile dava dışı borçlular arasında ….. ve ….. tarihlerinde imzalanan kredi sözleşmesine davalının kefil olduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle Diyarbakır….. Noterliğinin ….. Tarih ve ….. yevmiye numarası ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini ve Diyarbakır….. İcra Dairesi ….. esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ve takibin devamı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili, kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı banka tarafından başlatılan Diyarbakır….. İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı takip dosyasına müvekkil tarafından, banka kredi sözleşmesinin 12 ay süreyle imzalandığı, 12 ayın sonunda ise kendilerine ödeme yönünde bir çağrının yapılmadığı, asıl borçlu ile banka arasında daha sonrasında ….. tarihinde yeni bir yapılandırma sözleşmesinin düzenlendiği ve bundan haberinin olmadığı, yeni sözleşmede kefil olarak yer almadığı, dolayısıyla takibin haksız olduğu gerekçesiyle ….. tarihinde itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinin davacı vekiline ….. tarihinde tebliğ edildiğini, itirazın iptali davasının ise 1 yıllık süre geçtikten sonra ….. tarihinde açıldığını, ayrıca alacaklı tarafından takipten önce ihtiyati haciz uygulandığını ve müvekkil takibe itiraz ettiğinden bu şamadan sonra İİK.’nun 264. maddesi gereğince davacının itirazın iptali davası açma süresinin yedi gün olarak belirlenmişken davacının bu süreyi 1 yıl 10 gün kadar aştığını, davacının arabuluculuk müessesesini kullanmasının hatalı olduğunu, davacının ….. tarihinde arabuluculuğa başvurduğunu, ancak takip konusu borcun arabuluculuğa başvuru için zorunlu olmadığını, yine dosyaya eklenen arabulucu tutanaklarında müvekkile başvurunun ve ilk oturumun tebliğ edilemediğinin görüleceğini, müvekkilin ne bu başvurudan ne de oturumdan haberi dahi olmadığını, dolayısıyla arabuluculuğa başvurunun ve tutulan tutanakların müvekkil aleyhine yorumlanmasının haksız ve hukuka aykırı olacağını, esasa ilişkin olarak, müvekkil ile alacaklı banka arasında ….. tarihinde kredi kefalet sözleşmesi imzalanmışsa da sonrasında asıl borçlu ile banka arasında ….. de müvekkile herhangi bir bildirimde bulunulmadan yeni bir sözleşme imzalandığını ve bu yeni sözleşmeden müvekkilinin imzası bulunmadığından borçtan sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dosyanın incelenmesinde, ….. tarihinde açılan davanın ilk olarak Diyarbakır….. Asliye Hukuk Mahkemesinin …..esasına aldığı ve bu mahkemece ….. tarihli kararla Diyarbakır Tüketici Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, dosyanın gönderildiği Diyarbakır ….. Tüketici Mahkemesinin ….. tarihli….. E.-….. K. sayılı ilamı ile de uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesi görevli ise de, davanın açıldığı tarihte Diyarbakır’da Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmadığından Diyarbakır….. Asliye Hukuk Mahkemesine karşı görevsizlik kararı verildiği, dosyanın merci tayini için gönderildiği Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi …..Hukuk Dairesinin ….. tarihli ve ….. E.-….. K. Sayılı ilamı ile uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklandığı ve çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, …..tarihi itibarı ile Diyarbakır İlinde Asliye Ticaret Mahkemesi kurulduğundan Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmesi üzerine dava dosyasının mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller ile Diyarbakır ….. Tüketici Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasında bankacı bilirkişiden alınan ….. ve ….. bilirkişi raporları incelenmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ….. arasında imzalanan ….. tarihli genel kredi sözleşmesine davalının kendi el yasızı ile kefalet tarihi ve miktarını belirterek ….. TL’den sorumlu olmak üzere müteselsil kefil olduğu, yine davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında ….. tarihli ….. TL bedelli ikinci bir genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmeye davalının kefaletinin bulunmadığı, borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından ….. tarihinde hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiği, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine….. tarihinde Diyarbakır….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, gönderilen ödeme emrine davalı borçlunun süresinde itiraz ettiği, borçlunun itiraz dilekçesinin davacı-alacaklı vekiline ….. tarihinde tebliğ edildiği, ….. tarihinde arabuluculuk sürecinin başladığı ve …..tarihinde davalının katılımı olmaması nedeniyle son tutanağın anlaşma sağlanamadığına yönelik son tutanağın düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı, davalının takibe konu edilen borçtan sorumlu olup olmadığına ilişkindir.
Davanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmasına göre dava ticari dava niteliğindedir ve davanın açıldığı tarih itibarıyle arabuluculuğa başvuru zorunludur. 6325 sayılı Kanunun 18/A-15 maddesi gereğince arabuluculuğun dava şartı olarak düzenlendiği hallerde arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez. Davalının borca itiraz dilekçesinin …..tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş olmasına, arabuluculuk sürecinin başladığı ….. tarihinden sürecin sonlandığı ….. tarihleri arasında hak düşürücü sürenin durmuş olmasına ve davanın ….. tarihinde açıldığının anlaşılmasına göre davanın İİK.’nın 67. Maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ….. arasında ….. tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalanmış, imzalanan sözleşmeye davalı müteselsil kefil olmuştur. Sonradan davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında ….. tarihli ikinci bir sözleşme imzalanmıştır. İkinci sözleşmede davalının imzası bulunmamaktadır. İmzalanan ikinci sözleşme bir tecdit (yenileme) niteliğindedir. Tecdit sözleşmesinde davalının imzası bulunmadığından davalının sorumluluğu bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine ve davacının kötüniyetli takip başlattığının ispatlanamaması nedeniyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan peşin ve sonradan yatırılan tamamlama harcı olmak üzere toplamda 1.074,92 TL harçtan mahsubu ile bakiye 994,22 TL’nın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk aşamasının davalının mazeretsiz olarak ilk toplantıya katılmaması nedeniyle görüşme yapılmadan anlaşamama ile sonuçlandığı anlaşılmakla; 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-11 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca davacı tarafından sarf edilen 380,00 TL bilirkişi ücreti, 167,20 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplamda 547,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk aşamasının davalının mazeretsiz olarak ilk toplantıya katılmaması nedeniyle görüşme yapılmadan anlaşamama ile sonuçlandığı anlaşılmakla; 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-11 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
6-Arabuluculuk aşamasının davalının mazeretsiz olarak ilk toplantıya katılmaması nedeniyle görüşme yapılmadan anlaşamama ile sonuçlandığı anlaşılmakla; 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-11 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim