Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1518 E. 2023/856 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2022
KARAR TARİHİ : 10/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının nezdinde zorunlu trafik sigortası kapsamında sigortalı bulunan ….. plaka sayılı araç, davacının sahibi olduğu … plaka sayılı araca çarptığını, kazada çarpma nedeniyle … plaka sayılı araç %100 kusurlu olduğunu, aracın hasar gördüğünü ve doğan hasardan dolayı da araçta değer kaybı meydana geldiğini, müvekkili tarafından sigorta tahkim komisyonuna başvuru yapıldığını ve başvuru sonucu aracın değer kaybı bilirkişi incelemesi sonucu .. TL olabileceğinin belirtildiğini, …. tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesi … plaka sayılı aracın 2. El piyasa değerindeki değer kaybının sonradan arttırılmak üzere şimdilik 100-TL’sinin zorunlu karayolları trafik sigorta poliçesi kapsamında faiziyle davalıdan tazmin ve tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket genel müdürlük adresi …../ … olduğunu, bu sebeple yetkili mahkemenin .. Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Mahkememizce yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı tarafın aracı ticari değil, hususi bir araç olduğunu, bu kapsamda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi değil de, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, arabuluculuğa başvuru konusu kazanın tarihinin hatalı belirtildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, poliçe tanzim tarihi olan …. tarihi göz önünde bulundurulduğunda değer kaybı hesaplamasında genel şartlar göz önünde bulundurularak hesaplama yapılmasını, kabul anlamına gelmemek üzere bilirkişi hesaplamasının zmms genel şartlar değer kaybı hesaplama formülü dikkate alınarak yapılması gerektiğini, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sorumluluğunun yalnızca poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket, sigortalının mali mesuliyet sigortasından kaynaklanan sorumluluğundan sigortalının kusuru oranında sorumlu tutulabileceğini, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının faiz işletme talebi hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket feragat dilekçesi ile asıl borçtan sorumluluğundan kurtulmuş olduğunu asıl borçtan sorumlu olunmadığı halde işbu borcun ferilerinden müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun da olmayacağını, tarafına ikame edilen haksız ve mesnetsiz davayı kabul etmemek kaydıyla müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere; talep edilen değer kaybı bedelinin davacı tarafından ispatlanması gerekmekte olduğunu ve davacının talebinin fahiş olduğunu, davanın usulden reddini, mahkememiz aksi kanaatte ise davanın esastan reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın kesin hükmü düzenleyen 303. maddesinde; “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir…” hükmüne yer verilmiştir. Yine aynı kanuna göre kesin hüküm itirazı dava şartlarından olup 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının (m.144) mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı gibi taraflarca da dava şartının noksanlığını her zaman ileri sürülmesi mümkündür.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. fıkrasında ‘‘Tahkim sistemine üye olmak isteyenlerden katılma payı, uyuşmazlık çözümü için Komisyona başvuranlardan ise başvuru ücreti alınır. Beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları kesindir. Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. İtiraz talebinde bulunmak için bu madde uyarınca belirlenen başvuru ücretinin Komisyona yatırılması şarttır. İtiraz üzerine hakem kararının icrası durur. İtiraz talebi münhasıran bu talepleri incelemek üzere Komisyon tarafından teşkil edilen hakem heyetlerince incelenir. İtiraz talebi hakkında işin heyete intikalinden itibaren iki ay içinde karar verilir. Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları bu madde uyarınca süresinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir. Bu uyuşmazlıklar hakkında bu madde uyarınca yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilir. Ancak, tahkim süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri dahilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her hâlükarda temyiz yolu açıktır.’’ düzenlemeleri yer almaktadır.
Somut olayda, davacı taraf ….. tarihli …… esas numarası üzerinden Sigorta Tahkim Uyuşmazlık Hakem Heyeti’ne başvurarak;… tarihli kaza nedeni ile yaralanmasından dolayı değer kaybı tazminatı isteminde bulunmuştur. Hakem Heyeti tarafından rapor alınmış ve … tarihli … karar sayılı kararı ile davacının talebi doğrultusunda kabulüne karar verilmiştir.
Tahkim heyeti tarafından verilen kararın ilam niteliğinde olduğu anlaşılmakla,HMK 114/i ve 115/1 – 2. maddeleri gereğince davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ( bu yönde karar bknz.: Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1003 E., 2022/1210 K.; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/2167 E., 2021/1965 K.)
HÜKÜM:
1-Davanın kesin hüküm nedeni ile reddine,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile … harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan ..-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6- Talep halinde artan avansın iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim