Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1504 E. 2023/293 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2022
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin ….. yılında davalı şirket ….. Tic AŞ ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesi yaptığını ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaklaşık ….. adet mağaza ve satış noktası oluşturduğunu ve bu süreçte kendi öz kaynaklarını kullandığın, üretici firmadan destek almadığını, ….. yılında müvekkili şirketin Diyarbakır İlinde ….. bir satış mağazanın açılmasını talep ettiğini, davalı şirketin yetkilerinin gelip belirlenen noktalardaki ziyaretleri ve araştırmaları doğrultusunda Diyarbakır İli Merkez….. ilçesinde ….. mağazasını açtığını, bu mağazanın açılması sırasında bir anlaşma protokolü yapıldığını, ancak davalı şirketin yapılan bu anlaşmaya uymayarak Diyarbakır ilinde ….. Bir satış noktasının açılmasını istediklerini, Müvekkili şirketin yapılan protokole bağlı kalınmasını protokol gereğinin yerine getirilmesini isteyerek ….. satış noktası açılmasını ve başkasına verilmesini kabul etmediğini davalı şirkete bildirdiğini, ancak davalı şirketin başka bir şirket ile sözleşme imzalayarak ….. Satış noktası açtığını, davalı şirketin onayıyla ve desteğiyle açılan bu ….. Satış noktasının açılmasından dolayı müvekkili şirketin maddi ve manevi zarara uğratılmak istendiğini, anlaşma protokolüne uymayarak haksız rekabete yol açılmasından dolayı TTK m. 56/1-a uyarınca “fiilin haksız rekabet fiilinin olup olmadığının” tespiti ile yargılama giderlerleriyle ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında yapılan Bayilik Sözleşmesinde HMK 117. Maddesi gereği uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun hüküm altına alındığından yetki itirazda bulunduklarını, davacı şirketin iddiasının kaynağı olarak gösterdiği Protokol’de, Müvekkili şirketin protokol tarihli imza sirküsünde müşterek imza yetkisi bulunmasına rağmen protokoldeki imza, imza sirkülerine uygun olmadığını, protokol’ün imzalandığı tarihte imzaya yetkili olan iki kişiden yalnızca birine ait imza bulunduğunu, sözleşmenin geçerli olabilmesi ve hüküm doğurabilmesi için sözleşmenin şirket imza yetkililerinin tamamı tarafından imzalanması gerektiğini, dolayısıyla davacı şirket ile müvekkili şirket arasında yapılan protokol imza eksikliği nedeniyle geçerli olmayacağını ve sonuç doğurmayacağını, bu itibarla, mahkemece bu hususun tespit edilmesi ve geçersiz olan protokol’ün hükme esas teşkil edilmemesi gerektiğini, protokolde yer alan öncelik hakkı davacıya verilmesine rağmen davacı öncelik hakkını kullanmaktan imtina ettiğini, davacı şirket müvekkili şirketin yalnızca bayisi olduğunu münhasır satıcısı olmadığını, sözleşmede davacı şirketin tek satıcı olmadığı ve olamayacağı, müvekkili şirketin bayi’nin faaliyet gösterdiği bölge, il, ilçe, semt ve mahallerde yeni bayilikler açabileceği hususları şüpheye mahal vermeyecek şekilde hüküm altına alındığından bahisle davanın reddini yargılama gideri ve vekalet ücretinin işbu davayı ikame etmekte haksız olan davacıdan alınmasını beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi kapsamında davalı tarafından sözleşmeye aykırı davranışarak haksız rekabetin oluşup oluşmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Öncelikle uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının şirket merkezinin Diyarbakır, davalının şirket merkezinin İstanbul olduğu ve taraflar arasında ….. tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesinin 19. maddesinde, sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğan her türlü uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğuna ilişkin düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır. Davalı vekili süresinde verilen cevap dilekçesinde, HMK.’nun 6. ve 10. maddesine dayalı yetki itirazında bulunduğu gibi, sözleşmede yazılı yetki şartına dayalı olarak İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki itirazında bulunmuştur.
6100 salıyı HMK.’nun 17. maddesinde;”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, taraflar tacir olup aralarında yetki sözleşmesi imzalamışlardır. Bu durumda taraflarca ortaklaşa tespit edilen Mahkemenin münhasır yetkili Mahkeme olduğu ve davalı tarafın süresinde yetki itirazı halinde sözleşmede belirlenen yetkili Mahkemenin münhasıran yetkili olacağı, artık başkaca yerdeki bir Mahkemede uyuşmazlığın görülemeyeceği değerlendirilmekle ve tarafların 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca yetkiye dair yapmış oldukları sözleşmenin geçerli olduğu görülmekle, davalı tarafın sözleşmedeki yetki şartına dayalı yetki itirazının kabulü ile İstanbul Asliye Mahkemesi’ne yetkisizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeni ile HMK’nın 114. ve 115. mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Tarafların yetkisizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince yetkili mahkemece nazara alınmasına,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim