Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1493 E. 2023/84 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2022
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “müvekkili ….’ün, …. Merkezini işlettiğini, davalı …ile müvekkili ….ün … yılı Temmuz ayında ortaklık kurarak işletmeyi açtıklarını, bu tarihten sonra ortaklaşa bir şekilde rehabilitasyon kurumunun faaliyetine başladığını, kurumun %45 sermayesi müvekkiline, %45 sermayesi davalıya ve %10 sermayesi de dava dışı …. isimli kişiye ait olmak üzere faaliyete geçildiğini, kurumun ilk kurulma ve faaliyete geçmesi için gereken para, davalı ile müvekkili arasında anlaşması üzerine; … yılının Eylül – Ekim aylarında müvekkili ve davalı arasında iş sebebiyle anlaşmazlıklar olduğunu ve her iki ortakta bu iş ortaklığını sürdüremeyeceğini, davalının akabinde vadesi gelmeyen senetlerle ve müvekkilinin ödemesini gerçekleştirdiği halde …. tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla konusuz ya da bedelsiz kalan senetlerle ilamsız icra takibine geçtiğini, müvekkilinin çalıştığı sektörde, engelli öğrencilerin ulaşımı, resmi kurumlara sürekli gidilip gelinmesi ve diğer işler dolayısıyla kurum için sürekli olarak araç lazım gelmekte olup, kurumun işleyişinin çoğunluğunun araç ve araç yakıtı sayesinde gerçekleştiğini, müvekkilinin aynı zamanda …bank, …bank ve ….bank isimli bankalardan toplamda 3 adet ihtiyaç kredisi ve kredi kartı geri ödemesinin olduğunu, davalının haksız takibi nedeniyle müvekkilinin banka hesapları blokeli olduğundan müvekkilinin şuanda kredilerini ödeyemediğini, yukarıda açıklandığı üzere tüm bu nedenlerden dolayı davayı açtıklarını beyan ederek ileride telafisi imkansız zararların ortaya çıkması ihtimaline binaen dava konusu icra takibi ilgili olarak müvekkili hakkında başlatılan takibin, müvekkilin şuanki ekonomik durumu göz önünde bulundurularak, teminatsız dava sonuna kadar durdurulmasına, bu talepleri uygun görülmez ise İİK’nın 72/3. maddesi gereğince icra dosyasına yapılacak ödemelerin alacaklıya ödenmemesi yönünde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiş olduğu anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilin icraya verdiği bonolarla alacaklı olduğunu senet ile ispatlamış olduğunu, davacı tarafın senede karşı sunduğu herhangi bir senet olmadığını, davacı tarafın iddialarını senet ile ispat etmesini istediklerini, müvekkilinin alacaklı olarak davacı aleyhine Diyarbakır İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası ile borcun tahsili amacıyla icra takibi başlatmış olduğunu, dava dilekçesindeki davanın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davanın reddini, davacı taraf, mehmet sanlı güneş ve müvekkilinin, “…. Mahallesi …. Sk.No:… …., ….” adresinde bulunan “…. merkezi” isimli özel eğitim kurumunu … tarihinde aralarında tanzim ettikleri sözleşme ile kurduklarını, işbu sözleşme uyarınca müvekkilinin davacı taraf ile arasında bir ortaklık ilişkisi olduğunun anlaşılmakta olduğunu, sözleşmeye göre ortaklıkta, müvekkilin %45 oranında payının olduğunun görülmekte olduğunu, davalı müvekkilinin rehabiliyasyon merkezinde maaşlı olarak çalışmaya da başlamış olduğunu, davacı, müvekkilinin maaşına mahsuben yapılan ödemeleri, ana sermayede borçlandığı paranın geri ödemesi olarak yansıtmakta olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde de ikrar ettiği gibi; müvekkil ile davacı arasındaki ortaklık 2021 yılının Temmuz ayında sona ermiş olduğunu, davacının sözleşme kurulurken imzaladığı icraya konu bonolarda ifade edilen meblağlar, davalı alacaklının alacağı haline gelmiş olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve usule aykırı davanın reddini, kötü niyetli davacının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşıldı.
DELİLLER:
1- Diyarbakır İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası,
2- Arabuluculuk tutanağı,
3- Banka dekontları,
4- Kredi sözleşmesi ve dosyada bulunan diğer sair evraklar.
GEREKÇE;
Dava Diyarbakır İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyayı ile başlatılan takipten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Diyarbakır İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalı …tarafından kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı borç dayanağının ise taraflar arasında düzenlenen … adet …. lik bonolara ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi incelendiğinde davacı vekilinin icra takibine dayanak olan senetlerin dayanağının davacı ile davalının ortaklaşa kurdukları rehabilitasyon kurumunun kurulması ve faaliyete geçmesi için gereken paranın, davalının eşi adına çekilen konut kredisinden karşılandığı; davacının da payına düşen kısmı için davalı yana davaya konu olan bonoları düzenlediğini ve kredi ödemelerinin yapıldığını iddia etmiştir. Davalı yanca takibe konu olan senetlerin kredi ile ilgisinin olmadığını davalı yanca davacıya verilen borç ve kar paylarına karşılık bu senetlerin verildiğini belirtmiştir.
İcra takibine dayanak bonoların taraflarca düzenlendiği, bu hususa ilişkin taraflarca bir itilafın bulunmadığı; taraflar arasındaki itilafın takibe konu senetlerin davacının iddia ettiği gibi kredi ödemesine ilişkin olarak verilip verilmediği, verildi ise borcun ödenip ödenmediğinin tespiti ile davacının bu icra takibi nedeni ile borçlu olup olmadığının tespiti konusundadır.
İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 170/b maddesinin aynı Kanun’un 72. maddesine yaptığı yollama gereğince kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte de menfi tespit davası açılabileceği açıkça anlaşılmaktadır. İİK’nin 72/1 maddesi, “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir” hükmünü haizdir. Buna göre borçlu, henüz aleyhine başlatılmış bir icra takibi yokken alacaklıya karşı borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği gibi aleyhine icra takibine başlanmasından sonra da menfi tespit davası açması mümkündür. . Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, eş söyleyişle bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacıya düşer. (Yargıtay HGK 2019/(19)11-449 E., 2022/569 K.)
Davaya ve icra takibine dayanak olan bonoların ihdas nedeni kısmında “nakden” ibaresinin yazılı olduğu, ancak davacının menfi tespit talebinde bu bononun aslında teminat bonosu olduğu ve davalıya borçlu olmadığını iddia ederek kambiyo senedi vasfındaki bu bononun görünen ihdas nedenini talil ettiği, davacı tarafın bononun kredi ödemesinin teminatı olduğunu ve teminat altına aldığı borcun kapatıldığını ispatlamakla yükümlü olduğu, takip ve davaya konu belgenin kambiyo senedi vasfında bono olması nedeniyle iddia ettiği hususları davacının yazılı delillerle ispat etmesi gerektiği, ancak davacının bu iddialarını yazılı delil ve belgelerle ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili her ne kadar vadesi gelmemiş bonolar nedeniyle de menfi tespit isteminde bulunmuş ise de davacının vadesi gelmemiş bono için takip yapılamayacağı iddiasının işbu davamızın konusunu oluşturmadığı, borç kaynağının esası hakkında davamızda inceleme yapıldığı öngörülmekle, bir üst paragraftaki açıklamalar ışığında bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilince cevap dilekçesi ile kötü niyet tazminatı talep edilmiş olmakla, kötü niyet tazminatı konusunda dosya incelendiğinde, mahkememizce ihtiyati tedbir kararının verildiği fakat davacı tarafından bu kararın davacı tarafından icraya konulduğuna ilişkin bir yansımanın veya ortaya çıkan zarara ilişkin bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Davacı vekilinin dava açarken ihtiyati tedbir isteminde bulunmuş olduğu ve mahkememizce kurulan … tarihli ara kararda ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde kabulüne karar verilmiş, mahkememizce davanın reddine karar vermekle birlikte İİK md.72/IV,c.1 gereğince ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkmış olduğundan, bu hususa ayrıca mahkememizce kısa kararında değinilmemiştir(KURU Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, 2013, sy.374).
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Tarafların kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile artan … TL peşin harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan …. TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7- Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7. maddesi gereğince hesap edilen …. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8- Dosyada bulunan teminat iadesinin kararın kesinleşmesine müteakip 1 ay sonra değerlendirilmeye alınmasına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim