Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1435 E. 2023/1003 K. 04.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/12/2022
KARAR TARİHİ : 04/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ….. Tarihinde Sürücü …..idaresindeki …..Plaka sayılı traktörü ile Diyarbakır-…..karayolunu …..istikametine seyri esnasında var olan dönel kavşakta bulunması sırasında, Diyarbakır istikametine doğru seyreden Sürücü …..İdaresindeki …..plaka sayılı otomobili ile çarpması neticesi çok taraflı ,ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği kaza sırasında …..plakalı araç sürücüsü olan müvekkillerinin destekçisi …..hayatını kaybettiği. Olay yeri kaza tespit tutanağı incelendiğinde, Bu kazanın oluşumunda …..plakalı araç sürücüsü …..‘nun 2918 sayılı KTK’nun 52/1-A kuralını ihlal etmesiyle kusurlu olduğunun tespit edildiği. Davalı …..sevk ve idaresinde bulunan …..Plaka sayılı araca teminatsız ihtiyadi haciz bırakılması talep edilmiştir. Trafik kazasına karışan …..aracın sigorta şirketi …..Sigorta A.Ş. şirketine başvuru yapıldığı ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir. Ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü, tarafların mali ve içtimai durumları, davalıların eyleminin niteliği ve atfedilen kusur oranı, davacılarda yaratılan elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alınarak davacılar lehine hükmedilen tazminat miktarlarının yerinde olduğu belirtilmiştir. Müvekkilinin sunmuş olduğu evraklar ile haklılık, Mali durumu ile ilgili yapılacak araştırma sonucunda elde edilecek belgeler ile de yoksulluk kriterlerini sağladığı belirtilmiştir. Müvekkilinin adli yardım kurumundan yararlanacak kişiler arasında olması sebebiyle adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir. Arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığından iş bu nedenlerle davayı talep etmiştir.
Cevap : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili, Diyarbakır iline kendi aracı ile giderken önüne …..plakalı traktör ile çarpışmak suretiyle kaza yaptığı. Kaza yerinde yapılan kontrollerde, traktör sürücüsü olan …..sürücü belgesinin ve zorunlu trafik sigortasının olmadığı kaza yerine gelen trafik ekiplerince tespit edildiği, Yapılan tespit sonucunda …..%75 oranında kusurlu olduğu. Müvekkilinin sadece %25 oranında kusurlu bulunduğu. Müteveffa ….., …..tarihinde …..yaşında) vefat ettiği. Trafik kazası …..tarihinde gerçekleştiği. Vefatın iki ay sonra gerçekleştiği. Müteveffanın eceli ile öldüğü. Kaza sonrasında durumunun ağır olmadığı halde iki ay sonra vefat etmesinin kaza sebebiyle gerçekleştiği anlamına gelmediği belirtilmiştir. Arada illiyet bağı olmadığı için davanın reddi talep edilmiştir. Müvekkili, kaza sonucunda ağır hasar gören aracını kendi cebinden harcama yaparak tamir ettirdiği. Traktörün ZMMS olmadığı için ve yasal yolların traktör sürücüsü olan …..karşı kullanılması gerektiği için, müvekkili, traktör sürücüsü …..karşı herhangi bir yasal başvuru yapmadığı ve …..-TL tutarındaki tamir masraflarını kendisinin karşıladığı, Davacıların, …..-TL gibi afaki bir manevi tazminat talep ettikleri. Meydana gelen kazada asıl mağdurun kendi müvekkili olduğu. Kendi aracını, karşı tarafın ZMMS olmadığı için kendisi yaptırdığı. Karşı taraf %75 oranında kusurlu bulunduğu. Afaki bir miktar manevi tazminat istenmesi evrensel hukuk ilkeleri ile bağdaşmadığı ve açılmış olan davanın reddi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Davanın destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin …..tarihinde sunmuş olduğu dilekçesinde destekten yosun kalma tazminat talebi yönünden feragat ettiği, vekaletnamesinde feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu olan kazanın …..günü saat …..sıralarında sürücü belgesiz sürücü ….., yönetimindeki …..plaka sayılı traktör ile refüjle bölünmüş …..karayolunun banketi üzerinde Diyarbakır istikametinden …..istikametine ters yönde seyrederek olay yeri kavşağa gelip, sağa manevrayla bölünmüş yolun ortasındaki kavşak adasına geçiş yapmak istediği sırada, bölünmüş yolun sol şeridi üzerinde doğru seyrederek gelen sürücü …..yönetimindeki …..plaka sayılı otomobilin, aracının sol yan kısmına çarpması sonucu kazanın meydana gelmiş olduğu; ….. tarihinde ATK’dan alınan kusur raporuna göre traktör sürücüsü …..’nın % 85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu, otomobil sürücüsü …..’nun % 15 (yüzde on beş) oranında kusurlu, olduğu anlaşılmış, alınan rapor dosya içerisinde bulunan ceza dosyasında alınan …..tarihli kusur raporu ile de uyumlu olmakla ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınmıştır.
Müteveffanın nüfus kaydı incelendiğinde …..müteveffanın eşi; ….., …..ve …..ise müteveffanın çocukları oldukları anlaşılmıştır.
Noterler birliğinden gelen yazı cevabında …..plakalı aracın hususi/yolcu nakli kullanım amacı ve şekline özgülendiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, meydana gelen olayın ve davalının fiilin niteliği, olayın oluş yer ve şekli, kusur durumları, oluşan vefat durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, eş için …..çocuklar için ise …..’er TL manevi dosya kapsamına ve hakkaniyete göre uygun olduğu görüldüğünden kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Yargıtay …..HD. …..E, …..K. Sayılı ilamı “.. Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir……Dava konusu olayda, davacıların ihtiyari dava arkadaşı olup, ayrı ayrı manevi tazminat isteminde bulunmalarına ve her bir davacı için ayrı ayrı hüküm kurulmasına (kısmen kabul kararı verilmesine) göre davacıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.”( Aynı gerekçeler için bkz. …..) Yargıtay …..Hukuk Dairesi …..E,…..K. sayılı ilamında “….Dava destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Mahkemece her bir davacı bakımından maddi ve manevi tazminata ilişkin talepler reddolduğu halde, davalı …..mirasçıları ve davalı …… Gıda.. Tic.Ltd.Şti vekili lehine davacıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri yerine tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.’nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleri ile aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan kimselerin açtıkları davalarda ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirtmiştir. Somut olayda davacılar ihtiyari dava arkadaşıdır.Bu nedenle davacı lehlerine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1) Davacıların maddi tazminat talebinin feragat nedeni ile AYRI AYRI REDDİNE,
2) Manevi tazminat talebi yönünden ;
A-20.000 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi …..tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …..alınarak davacı …..verilmesine,
B-10.000 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi …..tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …..alınarak davacı …..verilmesine,
C-10.000 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi …..tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …..alınarak davacı …..verilmesine,
D-10.000 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi …..tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …..alınarak davacı …..verilmesine,
3) 492 sayılı harçlar kanunu gereği alınması gerekli 3.415,5‬TL nispi harçtan davacı yanca dava açılırken peşin yatırılan 855,58 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.559,92 TL harcın davalı …..tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
4)Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 855,85 TL peşin harç olmak üzere toplam 936,28‬TL harcın davalı …..tahsiliyle davacılara verilmesine,
5)Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri toplam 276,50 TL, dosya masrafı 60,00TL ve 1.578,00TL ATK faturası olmak üzere toplam 1.914,5TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 382,13TL sinin davalı …..tahsiliyle davacılara ödenmesine, bakiye kısmın ve maddi tazminat davasına konu olan aktüer bilirkişisine ödenen ücret 1.500TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6)Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7)Davacı …..yönünden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı …..alınarak davacıya ödenmesine,
8)Davacı …..yönünden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …..alınarak davacıya ödenmesine,
9)Davacı …..yönünden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …..alınarak davacıya ödenmesine,
10)Davacı …..yönünden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …..alınarak davacıya ödenmesine,
11) Manevi tazminatın reddedilen kısım yönünden; davalı …..kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 32.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …..ödenmesine,
-Maddi tazminat talebi yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara ödenmesine,
12) 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 3.200,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
13)6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,

Dair Davacı vekilinin ve davalı asil vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim