Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1430 E. 2023/300 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı …..’ın …..’da doğup büyüdüğünü ve hali hazırda…..’da ikamet ettiğini, davacının, yıllardır gurbette biriktirmiş olduğu parayı, zaman zaman Türkiye’ye geldikçe …..Bankası’nda yer alan …..iban numaralı hesabına yatırdığını, Yurt dışında ikamet eden davacı, ….. yılında ilk kez …..tarihinde Türkiye’ye geldiği zaman biriktirmiş olduğu parayı bankaya yatırmak için gittiğinde hesabındaki tüm paranın İzmir ….. İcra Müdürlüğünün …..E. sayılı dosyasına gönderildiğini öğrendiğini, icra dosyasının takip dayanağı olan senet incelendiğinde ….. düzenleme tarihli, ….. ödeme günlü ….. TL bedelli senet ile karşılaşıldığını, senetteki imzanın davacı tarafa ait olmaması ve yapılan tebligatların usulsüz olduğuna ilişkin İzmir ….. İcra Hukuk Mahkemesinin …..E. Ve …..K. sayılı şikayet davası açıldığını, İcra hukuk mahkemesi nezdinde görülen dosyada senetteki ve tebligat mazbatasındaki imzaların davacı tarafa ait olmadığı tespit edilmiş ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, bahse konu icra dosyasında ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle müvekkil imzaya ve borca itiraz sürelerini kaçırmış ve takip kesinleşmiştir. Kesinleşen takip nedeniyle müvekkilin yıllarca alın teri ile kazandığı para, bir gün içerisinde banka tarafından icra dairesine; aynı gün ise alacaklıya ödenerek sistemli bir şekilde hiçbir pürüzle karşılaşılmaksızın tahsil edildiğini, davacının imzası taklit edilerek senet düzenlendiğini ve bu senet icra takibine konularak davacının Türkiye’de yaşamıyor olması sebebiyle usulsüz tebligatla takip kesinleştirilerek davacı tarafın bankadaki parası hukuka aykırı yollardan çekildiğini, sistemli şekilde hareket ederek haksız kazanç sağlayan şüphelilerden İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının ….. Sor. Sayılı dosyası ile şikayetçi olunduğunu ve dosyanın halen derdest olduğunu, davalının aktif ve pasif malvarlıkları incelendiğinde de davalının ne aktif ne de pasif malvarlığının bulunmadığını, ayrıca ödeme emri borçlu …..’nın senetteki adresine tebliğe çıktığını ancak tebligat “…..mahallesinde …..Sokak yoktur. Muhtarlık kayıtlarında da kaydı olmadığından iade” şerhi düşüldüğünü, görüldüğü üzere borçlu …..’nın vermiş olduğu adres dahi sahte olduğunu, yine normalde icra dosyasında tebligatın iade dönmesi sonucunda borçlunun kimlik bilgisi kullanılarak kayıtlı adreslerine tebligat yapılmakta iken ….. için hiçbir işlem yapılmadığını dosyanın tek borçlusunun davacı gibi hareket edildiğini, bu nedenle davalı …..’un iyi niyetli üçüncü kişi olmadığının sabit olduğunu, belirterek davamızın kabulü ile yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özet; davalının adresinin “…..Mah. ….. Cad. No:….. …..” olup dava yetkisiz yerde açıldığını, 6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “7. maddesinde de,” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir, denildiğini, yetki ilk itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemelerin davalının dava açılış esnasında adresinin olduğu Diyarbakır mahkemeleri olduğunu, davalı söz konusu senedi …..’dan aldığını, davalının davacıya karşı iyi niyetli 3. Kişi konumunda olduğunu, senetlerde imzaların istiklali bakımından düzenleyen iyi niyetli 3. Kişi olan davalıya karşı imza itirazını ileri süremeyeceğini, bu nedenle açılan davanın reddi gerektiğini, davalı hem aldığı kişiye karşı hem de düzenleyen konumunda olan davacıya karşı icra işlemleri yaptığını, Mahkemece işin esasına ilişkin inceleme yapıldığında malum olduğu üzere icra hukukta yapılan incelemeler ve verilen kararlar esas hakkında kesin hüküm niteliği taşımadığından yeniden imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, ayrıca mahkemece savcılık dosyasındaki delillerin de dikkate alınarak ….. hakkında araştırma yapılmasını ve ….. davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini, davanın reddi ile yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME :
Dava ; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Davacının keşideci, dava dışı …..’nın lehtar, davalının ise hamil olarak yer aldığı ve İzmir …..İcra Müd. …..Esas sayılı dosyasına konu edilen …..düzenleme, ….. vade tarihli….. TL bedelli senetteki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığı, davalının kötü niyetli takip başlatıp başlatmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının takibe konu borç nedeniyle ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesini talep edip edemeyeceği, edebilecek ise iadenin kapsamı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
İş bu davanın öncelikle Mersin ….. Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı, mahkemece ….. tarihli karar ile yetkisizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiş olduğu görülmüştür.
İzmir ….. İcra Hukuk mahkemesinin ….. E sayılı dosyasının UYAP üzerinden istenildiği, dosyanın İncelenmesinde; Davacının ….., davalının ….. olduğu davanın imzaya itiraz-şikayet olduğu ve ….. tarihinde ….. ve….. tarihli bilirkişi raporları uyarınca davanın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının ….. soruşturma sayılı dosyasının UYAP üzerinden istenildiği, dosyanın İncelenmesinde; Müştekinin ….., şüphelilerin ….., …..,….. ve ….. olduğu, suçun dolandırılcılık olduğu, akabinde İzmir….. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ….. esas ….. karar sayılı dosyasında yargılama yapıldığı, ….. tarihli karar ile davalı ….. hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
İzmir …..İcra Müdürlüğünün ….. E sayılı dosyasının UYAP üzerinden istenildiği ve dosyanın incelenmesinde; davalı ….. tarafından, davalı….. ve dava dışı …..’ya karşı iş bu davaya konu ….. düzenleme tarihli, ….. vade tarihli, ….. TL bedelli bonoya dayalı takip başlatıldığı, davacı tarafından ….. tarihinde ….. TL üzerinden borcun ödendiği anlaşılmıştır.
Ankara …..Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. E sayılı dosyasının istenildiği ve UYAP üzerinden gönderilen dosyanın incelenmesinde davacının ….., davalıların PTT A.Ş ve Adalet Bakanlığı olduğu ve davanın usulsüz tebligat nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların rücuen tazmini talebini içerdiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz ….. tarihli …..nolu celsesinin ….. nolu ara kararı gereğince taraf vekillerine İzmir ….. İcra Hukuk Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasında imza incelemesine yönelik alınan bilirkişi raporunu dosyaya sunmak üzere süre verildiği, mahkemece alınan ….. tarihli bilirkişi kök raporu ve ….. tarihli ek raporun incelenmesinde; inceleme konusu alacaklısı ….., ödeyecek ….. olarak düzenlenmiş ….. tanzim ve ….. ödeme tarihli …..TL bedelli senedin ödeyecek bölümünde ”…..adına atılı bulunan imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasen …..eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından aleyhine başlatılan İzmir ….. İcra Hukuk mahkemesinin …..E sayılı dosyasına dayanak …..düzenleme, …..vade tarihli …..TL bedelli senetteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığı ve takibin usulsuz yapılarak kesinleştirildiği ve bankadaki parasının icra dosyasına aktarıldığı gerekçesi ile haksız ödenen paranın iadesi talep edilmiştir.
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK’nun 26.04.2006 tarih, 2006/12-259 E, 2006/231 K. sayılı kararı)
İzmir ….. İcra Hukuk mahkemesinin …..Esas …..Karar sayılı dosyasında alınan ve yine ….. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ….. Esas ….. Karar sayılı dosyasına dayanak teşkil eden ….. tarihli kök rapor ve …..tarihli ek rapor ile davaya konu senet altındaki imzanın davacı eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesi ile mahkememizce yeniden rapor talebinde bulunmuş ise de, mahkememizce ….. tarihli celsede İzmir ….. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …..Esas sayılı dosyasındaki imza incelemesine yönelik alınan bilirkişi raporlarının hazır olan taraf vekillerine elden tebliğ edildiği ve davalı vekilinin alınan bilirkişi raporuna itirazda bulunmamış olduğu anlaşılmıştır. İcra mahkemeleri, icra dairelerinin işlemleriyle ilgili olarak yapılan şikayet ve itirazlara ilişkin uyuşmazlıkları sınırlı ve biçimsel olarak inceleyebilir ve en seri şekilde karara bağlar ve icra mahkemeleri dar yetkili olup, incelemelerini sadece şekli unsurlar bakımından yapar. Bu sebeple, kararları da kesin hüküm teşkil etmez. Bu sebeple icra hukuk mahkemesi kararının somut olayda kesin hüküm veya kesin delil olarak kabulü mümkün olmamakla birlikte hükme esas alınan mahkeme kararı olmayıp, bilirkişi incelemesi olduğundan ve bilirkişi çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde oy ve görüşünü sözlü veya yazılı olarak vermesi için başvurulan gerçek veya özel hukuk tüzel kişisini ifade etmesi özel ve teknik bilginin, rapor içeriği değerlendirildiğinde kişiden kişiye değişebilecek subjektif bir değerlendirmeyi içermediği, ayrıca söz konusu rapor alınan dosyada davalının taraf olması sebebiyle savunma, delil sunma ve itiraz haklarının tanınığı anlaşılmakla tekrar rapor alınmasına ihtiyaç duyulmamış, HMK 30. maddesindeki usul ekonomisi ilkesi uyarınca mahkemenin davayı en az masrafla ve en kısa sürede sonuçlandırma yükümlülüğü bulunduğundan ve davalı tarafından, imzanın davacıya aidiyetine ilişkin başkaca bir delilin ileri sürülmediği anlaşıldığından bu nedenle davaya konu olan ….. düzenleme, ….. vade tarihli keşidecisinin davacı ….. lehtarı dava dışı ….. olan ….. TL bedelli bono sebebiyle borçlu olmadığı halde yapılan ….. -TL tahsilatın haksız olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile ….. TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis kılınmıştır(Aynı yönde karar için bakınız: Yargıtay HGK 2017/11-2406 E., 2021/99 K.; İstanbul BAM 44.HD, 2020/1546 E., 2023/216K.).
HÜKÜM-Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile …..TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 232.803,23 TL harcın peşin alınan 58.200,81 TL harçtan mahsubu ile bakiye 174.602,42‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 58.200,81-TL Peşin/nisbi Harcı, 438,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 58.698,11TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,

4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 253.241,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-HMK 333. madde gereğince gider avansından arta kalan miktarın hüküm kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan Üye Üye Katip