Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1417 E. 2023/17 K. 06.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2022
KARAR TARİHİ : 06/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkil ile davalı şirket arasında, davalı şirketin ….. Şubesine 8 mm Temperli Rodajlı Düz Cam işi için mal hizmet tutarı olarak …..-TL karşılığında yapılan anlaşma gereğince müvekkil şirketin davalı şirketin işyerine 8 mm Temperli Rodajlı Düz Cam edimini yerine getirdikten sonra ….. fatura tarihli…..-TL bedelli fatura düzenlediğini, fatura bedelinin ödenmesi talep edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla Diyarbakır İcra Dairesi ….. esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu, müvekkil şirketin davalı şirketin ….. Şubesine 8 mm Temperli Rodajlı Düz Cam işini yaptığının düzenlenen fatura ile sabit olduğunu, davalının 8 günlük yasal süre içerisinde fatura içeriğine itirazda bulunmadığından içeriği kabul ettiğini, yine müvekkil şirket davalı şirketin ….. Şubesine 8 mm Temperli Rodajlı Düz Cam işini yaptıktan sonra davalı şirketin ….. Şubesine gidip görüntü kaydettiğini, ekte sunulan görüntü kayıtları incelendiğinde camların üzerinde müvekkil şirket ….. Ticaret ve Pazarlama Limited Şirketi’nin ambleminin görünmekte olduğunu, bu yönüyle müvekkil tarafından işin yapıldığının ispatlandığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek davalının Diyarbakır İcra Dairesi….. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu vaki itirazın iptali ve takibin devamı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacı arasında davaya konu husumet vuku bulmadan önce farklı tarihlerde farklı anlaşmalar sağlanması yönüyle birlikte iş yapıldığını belirtmek istediklerini, davaya konu son anlaşmanın da önceki iş ilişkilerine binaen başlangıçta sözlü bir anlaşma ile sağlandığını, davacı tarafça anlaşılan bedel üzerine fatura kesilmişse de davacının malları teslim etmeyerek anlaşmaya uygun davranmadığından bahisle müvekkil şirket tarafından ….. tarihli iade faturasının düzenlendiğini, dolayısıyla taraflar arasında sözlü olarak yapılan sözleşme, davacı tarafça edimin ifası gerçekleşmediğinden sonlandırıldığını, müvekkil şirketin düzenlenen faturaya itiraz etmemesinin sebebinin müvekkil şirketin davacı ile olan ticari geçmişine güvenmesinden kaynaklandığını, diğer yandan davacı tarafın dava dilekçesinde ”davalı sirketin ….. Subesine 8 mm Temperli Rodajlı Düz Cam isini yaptıktan sonra davalı sirketin ….. Subesine gidip görüntü kaydetmistir. Ekte sundugumuz görüntü kayıtları incelendiginde camların üzerinde müvekkil sirket ….. Ticaret ve Pazarlama Limited Şırketİ’nin şirket amblemi görünmektedir. Bu yönüyle de müvekkilin isi yaptıgının ispatlandıgı kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamada bulunduğunu, daha önce de belirtildiği üzere taraflar arasında ticari iş geçmişi dolayısıyla yapılmış sözleşmeler bulunduğunu, bu kapsamda davacının iddiasına konu yer olan müvekkil şirketin ….. Şubesi’nin ….. tarihinde davacı şirket tarafından cam işinin yapıldığını, fakat davaya konu iş bu işten başka bir iş olup ifasının gerçekleşmediğini, nitekim bahse konu iş yerinin 630 metre kare cam ölçüsünü kaldıracak büyüklükte olmadığını önemle belirtmek istediklerini, mahkemenin yapacağı keşif ile bu durumun ispatlanmış olacağını, bu sebeple mahkemeden öncelikle keşif talebinde bulunma zorunluluğunun hasıl olduğunu, diğer bir husus olarak; ….. Şubesinde yapılan kapalı cam alan için bahsi geçen ….. tarihinde bina sakinlerinden izin alınmış olup bu izine konu imza tutanağını dilekçeye ek olarak sunacaklarını, davacının iddia ettiği iş yeri ….. yılında davacı şirket tarafından yapılmış olduğundan camlar üzerinde davacı şirketin ambleminin bulunmakta olduğunu, ….. yılında camlı kapalı alan olarak inşa edilmiş bir yerin tekrar aynı iş için aynı şirketle üstelik kapasitesinden fazla cam miktarıyla yeni bir sözleşme düzenlenmesinin mantığa aykırı oluşundan davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığını ifade etmek istediklerini, buna ek olarak bahsi geçen ….. yılındaki ticari iş için müvekkil tarafça ödemelerin yapıldığını, her iki tarafın da edimlerini karşılıklı ifa ettiğini, şayet ödeme yapılmamış olsaydı bu davaya ek alacak olarak eklenmiş olması gerektiğini, diğer yandan davacının tek yanlı olarak düzenlediği, müvekkil şirketin imzasının bulunmadığı faturaya ve faturanın davalı şirketçe itiraz etmemesine dayanarak davacının bir alacak hakkının varlığından bahsedilemeyeceğini, davacının iddiasını faturadan ayrı delillerle ispatlaması gerektiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, Diyarbakır İcra Dairesi ….. esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya arasına kazandırılmıştır.
Dava, cam satışı ve montaj işi karşılığı mal ve hizmet tutarı olarak düzenlendiği iddia edilen faturaya dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine ….. tarihli, ….. nolu ve ….. TL bedelli faturaya dayalı ….. tarihinde ….. TL asıl alacak, ….. TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda ….. TL’nın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin ….. tarihinde davalıya e-tebligat yoluyla tebliğe çıkartıldığı, davalı vekilinin ….. tarihinde borca ve ferilerine itiraz yönelik dilekçesi sunduğu, yine aynı gün davalı tarafından takibe dayanak yapılan faturanın iadesine yönelik iade faturası düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; icra takibine ve davaya dayanak teşkil eden faturaya konu malların davacı tarafından davalıya satışı ve montajının yapılıp yapılmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının faturadan kaynaklı alacak talep edip edemeyeceği, temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği, alacağın likit ve belirlenebilir olup olmadığı, icra inkar tazminatı veya kötüniyet tazminatına ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı noktasına ilişkindir.
Davacı taraf, faturaya konu mal ve hizmetin yerine getirildiği halde bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı taraf ise cevap dilekçesinde öncelikle davaya konu uyuşmazlıktan önce davacı ile farklı tarihlerde de yapılan anlaşmalar gereğince birlikte iş yapıldığını, davaya konu son anlaşmanın da sözlü olarak yapıldığını, davacı tarafından anlaşılan bedel üzerinden fatura kesilmişse de malları teslim etmeyerek anlaşmaya uygun davranmadığından müvekkil şirket tarafından ….. tarihli iade faturasının düzenlendiğini ve sözlü anlaşmanın davacının edimini yerine getirmemesi nedeniyle sonlandırıldığını, faturaya itiraz edilmeme sebebinin ise davacı ile olan ticari geçmişe güvenmesinden kaynaklandığını savunulmuştur.
Görüldüğü üzere, davalı taraf bu savunması akdi ilişkiyi ve faturada yazılı miktarı kabul ettiği gibi faturanın ticari defterlerine işlendiğine de kabul etmiş, sadece davacının edimini yerine getirmediğini savunmuş, davacının faturaya dayalı icra takibi başlatmasından sonra da takibe dayanak yapılan faturaya ilişkin iade faturası düzenlemiştir. Öte yandan, davalı vekili duruşmada takibe ve davaya konu faturaya ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını da beyan etmiştir. Bu durumda davacı tarafın edimini yerine getirip getirmediğinin ispat kuralları çerçevesinde tartışılması gerekir.
6100 sayılı HMK’nun 190. maddesi gereğince, ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
6102 sayılı TTK.’nun 21/2. Maddesi gereğince, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Somut olayda, takibe konu faturanın …..tarihinde düzenlendiği, icra takibinin …..tarihinde başlatıldığı ve …..iade faturası düzenlendiği anlaşılmaktadır. Takibe konu fatura, süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşmiş ve davalının ticari defterlerine işlenmiştir. Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen ve ticari defterlere de işlenen faturadaki alacak miktarı kadar iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. Aradan uzun zaman geçtikten sonra ve faturaya dayalı alacağın tahsili için icra takibi başlatıldıktan sonra iade faturası düzenlenmiş olması alacağın varlığını ortan kaldıran bir hukuki sonuç doğurmayacaktır.
Her ne kadar davalı tarafından cevap dilekçesinde akdi ilişki kabul edildikten ve davaya konu fatura düzenlenmiş ise de davalının edimini yerine getirmediğinden bahisle akdi ilişkinin sonlandırıldığı ve faturaya dayalı alacak talep edilemeyeceğine yönelik savunma yapıldıktan sonra, davaya konu faturanın yılında yapılan iş kapsamında düzenlendiği ve bedelinin ödendiğine yönelik savunmasına itibar edilmemiş, bu kapsamda, davalı tarafın faturaya konu işin …..yılında yapıldığının tespitine yönelik keşif yapılması talebinin sonuca etkili olmayacağı kabul edilmiştir.
Davalı vekiline yemin deliline dayanıp dayanmayacakları hatırlatılmış, davalı vekili yemin deliline dayanmayacaklarını beyan etmiştir.
Bu durumda davalı taraf faturanın düzenlenmesine esas teşkil eden edimin davacı tarafından yerine getirilmediğini yasal delillerle ispat edememiştir. Faturaya dayalı herhangi bir ödeme yapılmadığının da beyan edilmesi karşısında davacı taraf faturada yazılı ….. TL alacaklı olduğunun kabulü gereklidir.
Takipte talep edilen işlemiş faiz yönünden, TBK.’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer. Davacının takip başlatılmadan önce davalıya ihtar çekerek temerrüde düşürmediğinden davacının işlemiş faize yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Takibe konu alacağın faturaya dayalı olması nedeniyle likid ve muayyen olduğunun anlaşılmasına göre, kabul edilen asıl alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve reddedilen kısma yönelik koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen KABULÜNE, davalının Diyarbakır İcra Dairesinin ….. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin ….. TL asıl alacak ve takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, işlemiş faize yönelik talebin REDDİNE,
2-Alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan ….. TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken … TL peşin harçtan, başlangıçta yatırılan …. TL harcın mahsubu ile bakiye … TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 80,70 TL başvuru harcı ve peşin harç olarak yatırılan … TL olmak üzere toplamda … TL’nın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama gideri olarak sarf edilen 25,50 tebligat, posta ve müzekkere giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 24,48 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan … TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan …. TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen … TL arabulucu ücretinin kabul ve red oranına göre .. TL’lik kısmının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, bakiye 124,80 ‬TL’lik kısmın ise davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim