Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1376 E. 2023/68 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2022
KARAR TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, uzun yıllardır hazır tekstil işi yapan müvekkilinin İstanbul İlinde bulunan …. San. Ltd. Şti. isimli şirkete … adet erkek kot pantolon satışı yaptığını ve bu satış işlemi karşılığı … tarihli ve … TL bedelli fatura düzenlediğini, ürünlerin alıcıya tesliminden sonra fatura bedelinin müvekkil şirkete ödeneceğini, faturaya konu pantolonların, İstanbul ilinde bulunan alıcısına gönderilmek ve teslim edilmek üzere … tarihinde davalı kargo şirketinde çalışan … isimli kişiye teslim edildiğini, bu kişi tarafından kargonun davalının …. Şubesine götürüldüğünü ve gönderim için gerekli işlemler yapılarak …. Şubesi varışlı …. takip numarasının verildiğini, ancak kargonun davalı şirket nezdinde iken kaybolduğunu, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek fazlası saklı …. TL’nın … tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, zamanaşımının dolduğunu, kargo içerik iddiasını kabul etmemekle birlikte, davacı tarafından kargonun teslimi aşamasında içeriğinin ne olduğuna ve değeri hakkında açıklama yapılmadığını gibi önemi hususunda şubeye bilgi de verilmediğini, TTK.’nun 857. Maddesinde taşıma senedinde bulunması gerekli olan kayıtların nelerden ibaret olduğunun belirtildiğini, yine aynı yasanın özel durumlarda gönderenin kusursuz sorumluluğunu düzenleyen 864/1/b maddesinde, taşıma senedine yazılan bilgilerdeki gerçeğe aykırılıklar ile yanlışlık ve eksikliklerden kaynaklı doğan zarar ve ziyandan gönderenin kusursuz sorumlu olduğunun hüküm altına alındığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının talep ettiği tazminat miktarının fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, kargo taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan … tarihli irsaliyeli fatura incelendiğinde, davacı tarafından adres bilgileri …. olan dava dışı …. Sanayi Ltd. Şti. Adına …. adet kot pantolonun …. TL bedelle satışı karşılığı irsaliyeli fatura düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Davalı şirkete …. takip numaralı kargo gönderimine ilişkin tüm kayıt ve belgelerin gönderilmesi için yazılan müzekkereye cevaben, .. tarihinde …. takip numarası ve … irsaliye numarası ile … Şubesinden … Şubesine sevki gerçekleştirilen …. göndericili …. alıcılı kargonun akıbetinin belirlenemediğini, ilgili tarihlerde araştırmanın tüm birimlerde detaylı biçimde sürdürüldüğü ancak olumlu bir yanıt alınamadığı, kargoya ait sistemlerinde yer alan hareket ekran görüntüsü dökümünün ekte gönderildiği, söz konusu kargonun alıcı ödemeli gönderildiği, herhangi bir fatura veya teslim belgesi evrakı bulunmadığından ibrazının mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mahkememizin yetkili olup olmadığı, kargo taşıma sözleşmesine istinaden davalıya gönderim amacıyla teslim edilen gönderinin alıcıya teslim edilip edilmediği, teslimin gerçekleşmediğinin kabulü halinde davacının tazminat talep edip edemeyeceği, edebilecekse tazminatın kapsamı ve miktarı ile faiz başlangıç tarihine ilişkindir.
6102 sayılı TTK.’nun 890/1. maddesi uyarınca gönderiye ilişkin malın teslim alındığı yerin …. olması nedeniyle mahkekemizin de yetkili olduğunun anlaşılmasına göre davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK.’nun 855/5. maddesi uyarınca, gönderilenin taşıyıcının kastı veya pervasızca davranışı nedeniyle zıyaa uğraması nedeniyle zarar meydana gelmesi halinde taşıyıcıya yöneltilecek talepler üç yıllık zamanaşımına tabidir.
Kargo taşıma sözleşmesi gereğince davalı taşıyıcı teslim aldığı gönderileni alıcıya teslim etmekle yükümlü olup, davalı taşıyan dosyaya sunulan delillerden gönderileni alıcıya teslim ettiğini ispatlayamamıştır. Bu kapsamda gönderilenin teslim edilememesinde davalının ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş, kargonun …. tarihinde teslim edildiği ve davanın …. tarihinde açıldığı gözetildiğinde üç yıllık zamanaşımının dolmadığı anlaşılmış ve bu nedenle davalının zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK.’nun 855/5. maddesi uyarınca, gönderilenin taşıyıcının kastı veya pervasızca davranışı nedeniyle zıyaa uğraması nedeniyle zarar meydana gelmesi halinde taşıyıcıya yöneltilecek talepler üç yıllık zamanaşımına tabidir.
Her ne kadar TTK’nın 882. maddesinde taşıyıcının sınırlı sorumluluğu öngörülmüş ise de, aynı Kanun’un 886. maddesinde, pervasızca bir davranışla zarara sebebiyet verilmesi halinde taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağının düzenlendiği, somut olayda da kendisine taşınmak üzere teslim edilen gönderiyi kaybeden ve alıcısına teslim ettiğini ispatlayamayan davalının, pervasızca hareketi ile zarara sebebiyet verdiği, bu nedenle sorumluluk sınırlandırmalarından faydalanamayacağı açıktır.
TTK’nın 880. maddesi uyarınca, taşıyıcının, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminatın, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanacağı belirtilmiştir. Her ne kadar kargo gönderi bilgileri arasında taşınan eşyaya ilişkin tesvik edici bilgiler yer almasa da, davacı tarafından dosyaya sunulan faturanın …. tarihli ve kargo gönderisinin davalıya gönderim amacıyla teslim edildiği tarihinde …. tarihli olması ve davalının gönderilenin akıbeti hakkında dosyaya sunulan herhangi bir bilgi bulunmaması karşısında, gönderilenin faturada içeriği yazan ürünler olduğunun kabulü gerekir.
Ürünün bedeline ilişkin olarak, her ne kadar TTK.’nun 880. maddesi gereğince eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplama yapılacağı belirtilmiş ise de, davacının üretici firma olması, gönderilen ürünlerin tek çeşit ürün ve sayısının birden fazla olması karşısında ürünlerin değerine ilişkin bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiş, bedeli faturada yazılı bedel olarak kabul edilmiş ve faturada yazılı bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş, davadan önce gönderilen bir ihtar bulunmadığından kabul edilen alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 4.924,80 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 336,41 TL peşin harçtan, başlangıçta yatırılan 84,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 252,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı ile 84,11 TL peşin harç olmak üzere 164,81 TL’nın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 19,00 TL tebligat ve posta masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.924,80 vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen … TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-Davacı yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davanın değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim