Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1327 E. 2023/272 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalıların borçlarına karşılık, müvekkiline … Düzenleme Tarihli, …Ödeme Tarihli, …TL tutarında senet verdiğini, davalı …’in diğer davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin tek yetkilisi ve sahibi olduğunu, müvekkilinin, … günü icra takibine konu senede ilişkin borcun ödenmesi amacıyla … isimli kıraathanede davalı… ve dava dışı… ile buluştuğunu, müvekkilinin, kıraathanede oturduğu esnada dava konusu senedi kontrol amaçlı cebinden çıkardığını, o esnada telefon görüşmesi yaptığını ve sonrasında senedi bulamadığını, müvekkilinin senedin çalındığı düşüncesiyle, davalı … ve dava dışı…’ı da alarak Huzur Polis Merkezi Amirliğine gittiğini ve suç duyurusunda bulunduğunu, davalı tarafın senedin kaybolmasını fırsat bilerek müvekkiline olan borcunu ödemediğini, bunun üzerine Diyarbakır İcra Müdürlüğünün … Numaralı dosyasıyla davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalılar vekili tarafından bahsi geçen icra takibinde ödeme emrine, borca, faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini ve takip durdurulduğunu, davalı şirket ve davalı…’in mal kaçırma ihtimalinin bulunduğunu, bu sebeple borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının haczine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP :Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın görevli mahkemede açılmadığını, taraflar arasında mevcut uyuşmazlıkta görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME :
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK m. 4 hükmünde, bir davanın ticarî dava niteliğinde olup olmadığının tespiti bakımından üç ayrı kıstas kabul edilmiştir:
(i) Bunlardan ilki, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ve başka hiçbir şart aranmaksızın TTK veya diğer kanunlarda ticarî sayılan davalardır (mutlak ticarî davalar). Mutlak ticarî davalar herhangi bir unsurun, bağlama noktasının veya sebebin davanın ticarî niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardan olup; TTK m. 4(1) hükmünde (a) ilâ (f) bentlerinde sayılmıştır.
(ii) İkincisi ise, yalnızca bir ticarî işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticarî nitelikte kabul edilen davalardır. TTK m. 4(1)-son cümle hükmü uyarınca ikinci grup ticarî davalar, yalnızca bir tarafın ticarî işletmesini ilgilendiren havale, vedia (saklama) sözleşmesi ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalardır. Bu nevi davaların ticarî nitelikte sayılması için yalnızca bir tarafın ticarî işletmesiyle ilgili olması TTK’da gerekli ve yeterli görülmüştür.
(iii) Üçüncü grup ise, nispî ticarî davalar olup, TTK m. 4(1) hükmü uyarınca her iki tarafın ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticarî dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticarî dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticarî iş niteliğinde olması veya ticarî iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticarî sayılması davanın ticarî dava olması için yeterli değildir. TTK m. 19/2 hükmü uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş niteliğindeki bir sözleşmenin diğer taraf için de ticarî sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira TTK, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı “ticarî iş” esasına göre değil, “ticarî işletme” esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticarî nitelikte olması tek başına davayı ticarî dava haline getirmez.
Davacının tacir olup olmadığı husunda mahkememizce araştırma yapılmış, Diyarbakır Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazı cevabında ilgili şahsın herhangi bir kaydının bulunmadığı, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığına yazılan müzekkere cevabında herhangi bir kaydın bulunmadığı ve Diyarbakır Vergi Dairesi Başkanlığı’na yazılan müzekkere cevabında davacının mükellefiyetinin … tarihi itibariyle kapatıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında … tanzim tarihli … vade tarihli … TL bedelli senede dayanılmış, ancak ilamsız icra başlatılmış, davalı borçluların itirazın iptali davası açılmış, söz konusu senet düzenleme tarihinin davacının ticaret sicil kaydının silinmesinden sonra gerçekleştiği, ayrıca davacının sunmuş olduğu … tarihli dilekçede belirttiği üzere takibe konu borcun dayanağının elden verilen borcun oluşturduğu anlaşılmış olup, söz konusu davanın hukuki dayanağını 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu oluşturmaktadır. Söz konusu dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmemiş olmakla mutlak ticari dava olarak da ele alınamayacağından görevli mahkemenin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM-Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin DİYARBAKIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK’nın 20.maddesi gereği kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya bulunulan yer mahkemesine başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi takdirde dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-H.M.K.’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan Üye Üye Katip