Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1312 E. 2023/598 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2022
KARAR TARİHİ : 17/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …..tarihinde Diyarbakır ili …..ilçesi …..Mahallesi mülki sınırları içerisinde …..sıralarında …..karayolu üzerinde, sürücü …..’in kullandığı …..plakalı araç seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini, araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin muhtelif şekillerde yaralandığını, oluşan kaza neticesinde müvekkillerinden …..’in bir miktarı yoğun bakımda olmak üzere uzun süre hastanede kaldığını, Müvekkilinin birden fazla operasyon geçirdiğini ve halen bakıma muhtaç bir halde yaşamını devam ettirdiğini, müvekkillerinin muhtelif şekillerde yaralandığını, Müvekkillerine ilk olarak Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde ilk müdahalelerin yapıldığını, Müvekkili …..’in daha sonra tekrar ameliyata alındığını ve halen iyileşemediğini, kazanın meydana gelmesine kusurlu (ihmali) hareketiyle neden olan …..’in sevk ve idaresindeki …..plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kalması neticesinde yapılan arabuluculuk görüşmelerinin “anlaşamama” ile sonuçlandığından maddi tazminat talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete usule uygun şekilde yazılı hasar başvurusu yapılmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddi gerektiğini, davacılardan …..yönünden maluliyet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, Müvekkili şirketin poliçe kapsamında geçici iş göremezlik, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri zararlarına ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını, bu talepler yönünden davanın reddi gerektiğini; davacılardan …..ve …..’in kaza tarihi itibariyle çalışıp gelir elde etmesi mümkün olmadığından geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini, davacının -var ise- dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen maluliyet oranının “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik / Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, kusura ilişkin itirazlarının kabulü ile tarafların kusur durumunun belirlenmesi istemiyle dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek kusur raporu alınmasını; her halde kazada istiap haddinin aşılması ve emniyet kemerlerinin takılı olmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi uygulanmasını, aktüeryal hesaplamanın Hazine Müsteşarlığı siciline kayıtlı aktüerler tarafından TRH 2010 Tablosu 1.65 teknik faiz esas alınarak yapılmasını neticeten davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı ve tedavi gideri taleplerine dair maddi tazminat davasıdır.
Tarafların karşılıklı olarak sulh olduklarına dair beyan dilekçeleri sundukları görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun 313. maddesinde; ” (1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2)Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
Yine 315/1. maddesinde ise; ” (1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” düzenlemesi mevcuttur.
Somut uyuşmazlıkta; davacı vekilinin davaya son veren taraf işlemlerinden sulhe yetkili olduğu anlaşıldığından maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmamakla bu doğrultuda aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA ,
2-Harçlar Kanununun 22. maddesine göre davada sulh ilk celseden sonra gerçekleşmekle karar ve ilam harcının 2/3 oranında hesaplanan 179,90 TL harçtan peşin alınan kısmın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafın vekalet ücreti talebi bulunmadığı görülmekle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen 3.200,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim