Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1272 E. 2023/197 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/10/2022
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yaya olduğu belirtilen …’un … tarihinde … ilerisinde iken, … istikametine giden … plakalı aracın çarpması sonucu …’un vefat ettiğini,…’in sevk ve idaresinde olduğu belirtilen … plaka sayılı aracı ile Anayol üzerinden kontrolsüz bir şekilde ve yolun şartlarına uygun olmayan hızda seyir halinde iken …’a çarptığını, olay neticesinde olay yerine gelen polis ekiplerinin Trafik Kazası Tespit Tutanağı tuttuğunu, bu tutanak doğrultusunda tanzim edilen kusur raporuna göre … plakalı araç sürücüsü …’in 2918 Sayılı KTK 52/1-b maddesini gereğince “Aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş,yol,hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak ” kuralını ihlal etmiş olup kusurlu olduğunu, Olayla ilgili Diyarbakır C. Başsavcılığı nezdinde soruşturma dosyası açıldığını, olay ile ilgili ATK’dan kusura ilişkin rapor alınmadığını, Rapor alınması talep edildiğini, müvekkillerinin sosyal durumlarının tespitinden sonra adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesini, Müteveffanın engelli raporunun bulunduğunu ve engelli maaşıyla müvekkillerinin hanesine ve geçimine katkısı bulunduğunu, Ayrıca müteveffanın yatalak olmadığını, ihtiyaçlarının bir çoğunu kendisinin görebildiğini, fırın ve sanayi sitesinde oto tamir atölyesinde çalışıp ailesine destek sunabilecek derecede olduğunu, Oto tamir sanayi sitesinin olduğu bölgede karşıdan karşıya geçtiği esnada söz konusu kazanın meydana geldiğini, Müteveffanın uzun zamandır çıraklık, götür-getir gibi işleri yapmakta olup bu işler neticesinde elde ettiği gelirle yaşadığı aile olan müvekkillere desteğinin olduğunu, Müteveffanın hem engelli maaşı alıyor olması hem de atölye ve fırınlarda çalışıyor olmasının göz önüne alınarak destekten yoksun kalma tazminatı talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tüm dosya kapsamından yapılan inceleme ile, mütevefanın vasisi olan davacılardan kız kardeşi ve kız kardeşinin eşi olduğunu, vefat edenin kendisinin bakıma muhtaç olduğundan destekten yoksunluk tazminatı almaya davacıların hak sahibi olmadığını, öncelikle müteveffanın davacılara destek olduğunun ispatının gerektiğini, Davacının gerçek zararının saptanması için davacıların ve ölenin yaşı, desteğin gelir durumu ve tazminata etki edecek diğer faktörlerin dikkate alınarak aktüer bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğini ve neticeten davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Arabuluculuk Tutanağı,
2-Davacıların ve müteveffanın nüfus kayıt örneği,
3-Poliçe ve hasar dosyası, kolluğun ekonomik ve sosyal duruma ilişkin araştırma tutanağı,
4-Dava konusu kazada kusur durumuna ilişkin olarak tanzim olunan … tarihli Ankara ATK kusur raporu,
5-Dava konusu olaya ilişkin ceza kovuşturma dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle davacıların ölenin desteğinden yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
… günü saat:… sıralarında sürücü …, yönetimindeki “…” plaka sayılı otomobil ile … Kavşağı yönünden… Kavşağı yönüne, üç şeritli bölünmüş yolun sol şeridinden seyri sırasında olay yerine geldiğinde, orta refüjde bulunan demir korkulukların açık kısmından koşarak taşıt yoluna giren yaya …’a çarpması sonucu, ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir.
Trafik Kazası Tespit Tutanağı’na göre kazanın; açık havada, yerleşim yeri içinde, azami hız limiti “82 km/s” olan ve aydınlatma bulunan, demir korkuluklu refüjle bölünmüş, 11 m genişliğinde, üç şeritli, eğimsiz, düz, kuru yüzeyli, asfalt kaplama yolda, gece meydana geldiği anlaşılmıştır.
Yine aynı tutanakta; çarpma noktasının, yolun sol şeridi üzerinde, orta refüje yakın mesafede belirlendiği,yayanın, çarpma noktasının 75 m sağ çaprazına, sağ şerit üzerine düştüğünün tespit edildiği ve araca ait fren mesafesi belirlenmediği görülmüş olup, kazanın oluşumunda; otomobil sürücüsünün KTK’nın 52/1-b maddesini ihlal ettiği, yaya …’un ise aynı Kanunun 68/1-c maddesini ihlal ettiği belirtilmiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin ceza kovuşturma dosyasının incelenmesinde;
Sürücü … ilk ifadesinde; “…… üstündeki yoldan gidiyorduk…bu sırada solumuzdan, tel örgülerin arasından bir şahıs aniden aracın önüne atladı. Hızım 60-70 km civarındaydı. Fark etmem üzerine sola kırdım. Eğer direksiyonu tam kırsaydım kaldırıma çıkacaktım. Yine de kurtaramadım, gence çarptım…mesafe çok kısa olduğu için fren sıkmama fırsat kalmadı…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … ifadesinde; “…arkadaşım … beni … plakalı araçla evimden aldı…bu araçla …’na gittik. Orada ikimiz mangal yaktık ve ikişer bardak rakı içtik…Saaat:21.00 sıralarında oradan ayrıldık…Milli Savunma Bakanlığı Akaryakıt İkmal Başkanlığı önüne geldiğimiz sırada solumuzdan, orta refüjden, kesik olan demirlerin arasından bir genç yola atladı. … sağa sola direksiyonu kırdı; ancak yine de bu gence çarptı. Hızımız 80 km civarındaydı…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … ifadesinde; “…… plakalı…aracımla … önünden sağa döndük…biraz ilerledikten sonra solumuzdan…sonradan plakasını … olarak öğrendiğimiz…araç hızla geçti. Tam önümüzde de yolun solundan, orta refüjden, açık olan telli kısımdan karşıdan karşıya geçmekte olan bir gence çarptı ve durmayarak kaçtı…şahsın geçtiği yer yaya geçidi değildi…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… tarihli Bilirkişi Raporu’nda; yaya … asli kusurlu, sürücü … ise tali kusurlu bulunmuştur.
Dava konusu kazada kusur durumuna ilişkin olarak tanzim olunan … tarihli Ankara ATK kusur raporunun incelenmesinde,
İçerisinde olay anını gösteren kamera görüntülerinin yer aldığı DVD de dahil olmak üzere dosya tümüyle incelendiğinde kazanın; yukarıda “OLAY” bölümünde anlatıldığı şekliyle meydana geldiği görüş ve kanaatine varan heyetlerince, … tarihli Bilirkişi Raporu’nda sürücü …’e kusur atfında bulunulması yönündeki değerlendirmeye, oluşa uygun bulunmayarak iştirak edilmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekilinin katılımıyla yapılan ilk celse olayın aydınlatılması bakımından ;
“3-Taraf vekillerine dilekçelerinde belirtmiş oldukları tanık delili için; HMK md.194 ve HMK md.240-1 gereğince tanık dinletmek istediği vakıayı her bir tanık bakımından hangi hususta dinleteceğini belirtmek suretiyle ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini belirten listeyi mahkememize sunması için 2 HAFTALIK KESİN SÜRE VERİLMESİNE, tanık listesi sunulmadığı takdirde HMK md.243 gereğince duruşmada hazır bulundurdukları tanığın dinlenebileceğine, aksi takdirde tanık deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına (bizzat ihtar edildi), akabinde bildirilen tanıklara duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye çıkarılmasına, adres itibariyle yetki sınırlarımız dışında yaşayan tanıklar için adresleri itibariyle yetkili mahal mahkemesine talimat yazılmasına,
4- Davacı vekiline HMK.nun 324. (ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri .. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 205.) maddesi uyarınca; Bilirkişi ücreti için 2.000,00 TL lik delil avansını yatırması için HMK.nun 324/1. maddesi gereğince İKİ HAFTA KESİN SÜRE VERİLMESİNE, bu süre içinde delil avansını yatırmadığı takdirde, HMK.nun 324/2. maddesi uyarınca davalı tarafa bu avansı yatırabileceğinin İHTARINA ve delil avansını yatırması için davacı tarafa verilen kesin sürenin hitamından itibaren İKİ HAFTA KESİN SÜRE VERİLMESİNE, verilen bu kesin süreler içerisinde delil avansının yatırılmaması halinde, davacı tarafa HMK.nun 324/2. maddesi uyarınca TALEP OLUNAN DELİLİN İKAMESİNDEN VAZGEÇİLMİŞ SAYILACAĞININ ve dosyaların halihazırdaki hali ile ele alınacağının ihtarına (İhtarat yapıldı ve anlatıldı),
5-Önceki ara karar gereklerinin yerine getirilmesini müteakip davacı vekilinin talebi halinde dosyanın kusur yönünden rapor düzenlenmek üzere tekrar Ankara ATK’ya gönderilmesine, masrafın davacının delil avansından karşılanmasına, ” şeklinde ara kararların kurulduğu, yukarıda görüleceği üzere açık ihtaratlara ve verilen kesin süreye rağmen davacı tarafın tanık bildirmediği, bilirkişi delili için delil avansını yatırmadığı görülmekle, ihtar olunduğu üzere bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmak suretiyle, mevcut dosya durumu itibariyle değerlendirme yapılmıştır.
Akabinde tüm dosya kapsamı itibariyle Mahkememizce yapılan değerlendirmede; Ankara ATK’nın … tarihli raporu açık, denetime elverişli ve somut olaya uygun olarak değerlendirilmekle, anılan rapora iştirak edilmiştir. Buna göre;
– Sürücü …’in, yönetimindeki “…” plaka sayılı otomobil ile gece vakti, yerleşim yeri içinde, azami hız limiti “82 km/s” olan ve aydınlatma bulunan, demir korkuluklu refüjle bölünmüş üç şeritli yolda Seyrantepe Kavşağı yönünden Yatırım İzleme Kavşağı yönüne, sol şeritten seyri sırasında olay yerine geldiğinde; orta refüjde bulunan demir korkulukların açık kısmından koşarak taşıt yoluna giren yaya …’a çarpması sonucu meydana gelen kazada, olayın aniliği ve mesafenin kısa olması nedeniyle, mevcut şartlarda çarpmayı önleyebilmek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığından, atfı kabil kusuru yoktur.
– Yaya …, gece vakti, demir korkuluklu refüjle bölünmüş üç şeritli yolda, demir korkulukların açık olan bölümünden, can güvenliğini çok ciddi bir şekilde tehlikeye düşürecek biçimde, koşarak taşıt yoluna girmesi sonucu sağından, Seyrantepe Kavşağı yönünden Yatırım İzleme Kavşağı yönüne, sol şeritten seyri sırasında olay yerine gelen sürücü … yönetimindeki “…” plaka sayılı otomobilin çarpmasına maruz kaldığı kazadaki; dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla asli kusurludur.
Bu durumda, maddi tazminatın koşullarının zarar, kusur ve illiyet bağı olduğu, somut olayda ise sürücü …’e atfı kabil kusur görülemediği, davalı sigorta şirketinin de ancak sigortalı aracın sürücünün kusuru oranında sorumlu olacağı değerlendirilmekle, koşulları oluşmayan maddi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Neticeten davanın reddine karar verilmekle birlikte, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4 maddesinde yer alan, ” Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” düzenlemesi uyarınca davalı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmolunmuş, hükmedilen ücretin reddedilen tutarı geçemeyeceğine dair 2. fıkra hükmünün somut olayda uygulanamayacağı, bunun nedeninin 4. fıkra düzenlemesinin sonra gelen ve özel düzenleme içeren bir hüküm olduğu düşünülmekle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın REDDİNE,
2-Peşin yatırılan harcın alınması gerekli karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen harçların üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının artan kısmının dosya kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4 maddesi gereğince hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 3.200,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim