Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1217 E. 2022/2591 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Belediyesi’nin sözlü talimatı üzerine doğrudan görevlendirme ile gerek … Parkı gerekse belediye köşe parkın yapımı ve ürün tedarikinin müvekkili firmaya verildiğini, bu parkalara ilişin olarak, 1 adet zemin mekaniğinin güçlendirilmesi ve kırılması ve harfiyat taşınması, …. m3…. hazır beton ve helikopter ile perdahlanması, ….m2 Bazald Bordür, …. 40×40 2,5 cm … Bordör, 600 m2 EPDM zemin döşeme maddesi, 2 adet oyun gurubu, zemin güçlendirilmesi, 10 adet kamelyalar yapımı, 5 li fitnes takımı, …. adet (2 gurup) salıncaklar, ….adet bank, …. adet çöp kovası, 1adet engelli salıncağı, 1 adet zıp zıp oyun gurubu, 2 li tahtravalli, 1 adet gemi oyun gurubu, 1 adet ahşap oyun gurubu (iki kulede) işlerin yapılması için …. tarihinde Belediye Başkanı vekili …..’ın talimatı ile her iki park için gerekli malzemelerin temin edildiğini ve söz konusu malzemelerin parklara kurulumunun yapılarak parkların kullanıma hazır hale getirildiğini, bu işlerin …. Ekim…. tarihinde tamamlandığını, söz konusu işlere ilişkin olarak …. tarihli Seri A …. ve …. numaralı iki adet faturanın düzenlendiğini ve davalı kuruma …. tarih ve … kayıt numarası ile ibraz edildiğini, bu faturalara itiraz edilmemiş ve herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödeme yapılacağı beyan edilerek müvekkilinin oyalandığını, ödeme yapılmaması üzerine davalı kurum aleyhine Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe borçlu kurumun itiraz etmesinden dolayı iş bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları ve dosyayı ıslah etme hakkı saklık kalmak kaydıyla davanın kabulü ile itirazın iptaline ve icra takibinin kaldığı yerden devamına, davalı yanın kötü niyetli ve haksız olarak itiraz etmiş olmasından ötürü %20 den aşağı olmamak kaydıyla inkar tazminatına, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öncelikle görev, yetki ve zamanaşımı itirazları bulunduğu, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, müvekkili belediyenin tacir sıfatı bulunmadığını, başlatılan takibe … tarihinde itiraz edildiği ve iş bu davanın süresinde açılmadığını, bu yönden davanın usulden reddi gerekeceğini, davacının müvekkili belediye bünyesinde park yapım işini aldığını, buna ilişkin fatura düzenlediğini ve ödeme yapılmadığını iddia etmiş ise de kamu kurumlarında her türlü mal ve hizmet alımlarının ihale usulleriyle gerçekleştirildiğini, bahse konu parkların yapımıyla ilgili herhangi bir ihale süreci gerçekleşmediğini, müvekkili belediye tarafından resmi olarak bir ihale gerçekleştirilmeden ve talimat olmadan yapıldığı iddia edilen işlemlerin basiretli tacir sıfatıyla uygunluk taşımadığını, söz konusu faturaların belediyeye sunulmadığını ve belediye tarafından da kabul edilmediğini, faturanın neye göre düzenlendiğinin anlaşılamadığını, geçersiz bir işlemden yola çıkarak müvekkilini fahiş bir fatura ile sorumlu tutmanın hukuk düzenine aykırı olduğunu, bu durumun davacının kötü niyetli hareket ettiğini gösterdiğini, Kayapınar Belediyesinin sorumluluğunu gerektirecek bir illiyet bağı tespit edilmeden icra takibi başlatılmasının hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu açıklayarak davanın reddine ve davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın: Davalı …. Belediye Başkanlığı ile davacı …. Parkı ve .. …. Parkı’nın tamirine ilişkin aralarında sözleşme bulunup bulunmadığı, davacı tarafından faturaya konu işin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, gerçekleştirilmiş ise davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarı, davalının temerrüde düşüp düşmediği, düşmüş ise davacının talep edebileceği faiz miktarı ve türü noktasında toplandığı anlaşmıştır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a),(b),(c),(d),(e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması, ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi getirilmiştir. Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren hukukî bir işlemin veya fiilin olması gerekir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
TTK’nun 12.maddesinde gerçek kişi tacir, bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişi olarak tanımlanmış, aynı Yasanın 16/1.maddesinde ise;”tüzel kişi tacirler ticaret şirketleri ile, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, İl Özel İdaresi, Belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılır.” 16/2.maddesinde ise;” Devlet, İl Özel İdaresi, Belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğinde işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar” hükmü bulunmaktadır.
Bir taraf için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler diğer taraf içinde TTK nun 19. Maddesi uyarınca ticari iş sayılsa dahi, uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmadıkça ve TTK ‘da veya özel yasalarda olup açıkça Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu düzenlenmedikçe ticaret mahkemesi görevli olmayacaktır. Bu tür uyuşmazlıktan doğan hukuk davaları ise 6100 sayılı HMK nun 4. Maddesi uyarınca değer ve miktarı ne olursa olsun Asliye Hukuk Mahkemesinde görülecektir.
Somut olayda; uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve yargılamanın Mahkememizce yapılabilmesi için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Davacı şirketin uyuşmazlık konusu park yapım işini ticari işletmesiyle ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık davalı belediye uyuşmazlık konusu işi ticari işletmeleriyle ilgili olarak değil, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirmiştir. Kaldı ki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/II. maddesi uyarınca belediyenin tacir olarak kabulü mümkün olmadığından, tacirin işlerinin ticari olması esasının da burada kullanılmasını imkansız hale getirmektedir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava konusu uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın 4. Maddesinde düzenlenen ticari davalardan olmadığı değerlendirilerek davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, görev kuralları kamu düzeninden ve dava şartlarından olduğu için taraflar yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmayacağından ve davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekeceğinden davanın görevle ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis kılınmıştır. (BKZ. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 09.06.2014 Tarih 2014/3456 E. 2014/3928 K.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtarına;
Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan Üye Üye Katip