Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1183 E. 2022/2655 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2022
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Davacı …… Ltd. Şti.-….Tic. A.Ş. – ….. iş Ortaklığı, …. Başkanlığının “… İli … İlçesi … mahallesi … Adet Konut ve……. Adet Dükkan İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlenmesi İşi”ni üstlenmiş ve işin süresi … tarihi olduğunu, Davacı-Yüklenici tarafından yapımı üstlenen … işi, ülkemizde sürekli artan Konut İhtiyacının bir parçası olarak, işinin süresinde bitirilmesinde ve sözleşmeye uygun yapılmasında yüksek bir ehhemiyet ve davacı yararı yanında kamu yararı bulunmakta olduğunu, davacı İş Ortaklığı ile davalı …. Santralı Şirketi arasında … tarihli Taşeron Sözleşmesi başlığı altında davalı tarafın, davacı-yüklenici tarafın yüklendiği …. inşaatında kullanılacak “beton”u üretmesi ve dökümü hususlarında anlaşma imzalanmış olduğunu, işbu Taşeron Sözleşmesi çerçevesinde; Davacı, davalı tarafa ….TL davacıların ilk ünvanında teşekkül eden ortaklık tarafından ve ….TL yeni ünvanlı ortaklık tarafından nakit ödemiş olduğunu, … TL Çek takas yoluyla ödemiş,…. TL de Vega İnşaatın keşide ettiği çekler cirolanarak verilmiş olduğunu ve…. TL Çek de …in çekleri cirolanarak verilmiş olduğunu, …. TL …. İnşaat hesabından gönderilmiş olduğunu yani toplam ödeme …. TL avans ödeme nakden ve çek olarak davalı tarafa ödenmiş olduğunu, yapılan avans nakit ve avans çek ödemeleri karşısında davalı tarafın; …. TL Fatura kesmiş olduğunu ve bu miktarda edimi yerine getirmiş olduğunu, davacı tarafça yapımı üstlenen …. işinin bulunduğu …. ilçesinde sadece 2 Beton Santrali bulunmakta olduğunu ve bu Beton santralleri de karşılıklı hasım davranmakta olduklarını, davacı, üstlendiği .. işini zamanında ve sorunsuz bitirmek amacında olduğunu, ancak; davalı Karalar şirketi, yaklaşık 2 aydan fazladır Beton üretimi yapmamakta olduğunu, davacı da mecburen diğer Beton Santralından ihtiyaç duyduğu betonu kullanmakta olduğunu, davalı tarafın, …. tarihli ödemesi yapılan …. TL bedelli çekin karşılığı betonu da dökmemiş olduğunu ve bu çeke ilişkin dava ve talep haklarımızı saklı tuttuklarını, aynı şekilde ileri vadeli çekler ve fazla ödeme için de dava ve talep haklarının saklı tutulduğunu, işbu davada avans olarak davalı tarafa verilen … tarihli …. TL miktarlı senedin, davalı tarafça karşı edimini tüm iyiniyet uyarlarına rağmen ve sürekli oyalamaları nedeniyle yerine getirmediğinden ötürü bedelsiz kaldığı ve davacı tarafın mağdur olmaması, sürekli Kamu İdareleri işini üstlendiği için çeklerinde karşılıksız kaşesi vurulmasını istemediğinden ve ileride istirdat davası açmak zorunda kalmaması için dava konusu edilen ve bedelsiz kalan …..’in keşidecisi olduğu, davacıların Lehdarı olduğu …. Keşide tarihli, … ar bankası …. ….. Şubesi’nden verilme, Keşide yeri … olan ve davalı …. Tic. Ltd. Şti’ne ciro edilen …. TL meblağlı çekin öncelikle uygun teminat karşılığında tedbiren ödeme yasağı konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep ve dava etmiş olduğu anlaşıldı.
Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceğini, bu düzenlemeye göre, icra takibinden önce açılan Menfi Tespit Davasında yetkili mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6ncı maddesi uyarınca davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, olaya bakıldığında bir icra takibi başlatılmadığı açık olduğundan HMK. 6. Maddesi gereği davanın Haymana Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesinde açılması gerekeceğinden öncelikle yetki itirazında bulunduğunu, huzurdaki davanın, tamamen kötüniyetli olan ve borcunu ödememek için işin esasında haksız da olsa bütün hukuki mekanizmaları kullanmayı amaçlayan davacının ikame etmiş olduğu haksız bir dava olduğunu, tarafların arasındaki borçlanma işleminin kökü ….Tarihli sözleşmeye dayanmakta olup sözleşme halen devam etmekte olduğunu, bu husus dava dilekçesinde de ikrar edilmekte olduğunu, hatta davacının yükleniciliğini üstlendiği ….İ işi de … tarihine kadar devam edecek bir iş olup, bu tarih itibariyle devam etmekte olduğunu, henüz tamamlanan bir iş olmadığı gibi sözleşmede kararlaştırılan beton üretimi işi de aynı şartlarda devam etmekte olduğunu, davacı taraf sanki yüklendiği … işi’ni tamamlamış ancak müvekkil edimini yerine getirmemiş algısı ile huzurdaki davayı açmış olduğunu, çek bedelinin karşılığı olan beton davacı tarafından teslim alınmış olduğun, ayrıca vadesi gelmemiş ödemelere ait beton üretiminin de tüm hızıyla devam etmekte olduğunu, herhangi bir aksaklık mevcut olmadığını, ancak davacı taraf söz konusu çekin bedelini ödememek için haksız şekilde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğunu, bahsedildiği üzere, davacının yüklendiği …. işi teslim süresi …. tarihidir ve neredeyse 2 buçuk aylık bir süre mevcut olduğunu, ödeme yasağı getirilmek istenen çekin vade tarihi ise …. tarihi olduğunu, dolayısıyla salt “borcum yoktur” iddiasında olan kötüniyetli davacı, bu güne kadar müvekkil ile olan sözleşmesini de fesih etmemiş olduğunu, şayet dava dilekçesinde bahsedilen ”2 aydır bir başka beton santralinden ihtiyaç duyulan betonu satın almaktadır” iddiası gerçek olsa idi, müvekkili ile yapılan sözleşmenin fesih edilmesi gerekeceğini, ancak bu güne kadar, ne bir ihtar ne de bir bildirim yapılmadığı gibi, çekin vadesinden 2 gün önce tedbir talepli huzurdaki davanın ikame edilmiş olduğunu, bu da davacının borçtan kurtulma gayesi ile hareket ettiğini gösterdiğini, fazlasını talep ve dava etme hakları saklı kalmak kaydıyla; yetki itirazının kabulü ile davanın usulden reddini, işbu talebi uygun görülmez ise esasa girilerek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddini, davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötüniyetli olan davacının, dava değerinin %20’ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşıldı.
GEREKÇE:
Dava icra takibinden önce açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davalı süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmuş olduğu anlaşılmakla öncelikle yetki ilk itirazının incelemesi ele alınmıştır.
HMK nun yetki-genel kural başlıklı 5. maddesi; “(1)Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, bu Kanundaki hükümlere tabidir.” hükmünü amirdir.
HMK nun yetki-genel yetkili mahkeme başlıklı 6. maddesi; “(1)Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. (2)Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.” hükmünü amirdir.
2004 Sayılı İcra İflas Kanununun menfi tespit ve istirdat davaları başlıklı 72. maddesi; “(1)………..(7)Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. (8)Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” hükmünü amirdir.
HMK nun yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19. maddesi; “(1)Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. (2)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. (3)Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (4)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” hükmünü amirdir.HMK nun ilk itirazlar-konusu başlıklı 116. maddesi; “(1)İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir: a)Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı. b)Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı. c)İş bölümü itirazı.” hükmünü amirdir.HMK nun ilk itirazlar-ileri sürülmesi ve incelenmesi başlıklı 117. maddesi; “(1)İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez. (2)İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir. (3)İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.” hükmünü amirdir.
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkemeler genel yetki kuralına göre belirlenir. 6100 sayılı HMK’nin 6.maddesinde genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Dolayısı ile de davaya konu menfi tespit istemi icra takibinden önce olduğu, davalının yerleşim yeri Ankara/ Haymana olduğu anlaşılmakla yetkisizlik itirazı yerinde görülmekle yetkisizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1- Tarafından açılan davanın yetkisizlik nedeniyle USULDEN REDDİ ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacının kararı veren Mahkemeye başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ANKARA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-Süresi içinde başvurulmaması halinde dosyanın ele alınarak HMK.20/1 md. Uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-Yargılama giderlerinin HMK 331/2 Maddesi uyarınca yetkili mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim